Kapsamhaber Yazarı Hasan Basri Arslan, son zamanlarda terör olaylarının tırmanışı, koalisyon tartışmaları ve istihbarat noktasındaki alışveriş gibi kocaman soru işaretlerini yaşadıklarıyla anlattı.
Hasan Basri Arsalan'ın yazısı şöyle:Canlı bir terörist ile ilk karşılaşmam sanırım 1993 yılına denk geliyor. Daha sonra defalarca aynı durumla karşılaştım. Hatta yaralı bir teröriste yedek pantolonumu verdiğim günler oldu. Sigaramı paylaştığım yaralı teröristi hatırladıkça gülüyorum. Saftı, hem de çok saf. O saf çocuk itirafçı olarak değerlendirildi şimdi kim bilir nerededir.
Bu duyguyu anlayabilmek için mutlaka yaşamak gerekiyor, gece çatışmaya girdiğin ve karakoluna saldıran, canına kasteden insan, ertesi gün odanda senin sigaranı içiyor ve hayatını anlatıyor. Bazen kızıyorsun bazen acıyarak bakıyorsun yüzüne. Siz okurken belki anlıyor belki küfrediyorsunuz ama yaşamadan anlamanız mümkün değil.Ömrünün belli bir kısmını terörle mücadele için harcamış bir insan olarak Türkiye’de terörün mazisine bakacağım zaman kendi günlüklerimi kurcalarım. Tarihe not düşülecek birçok ayrıntı ile karşılaşma imkânım oluyor.1996 Mart ayında, bir önceki arkadaşımdan görevi devralmak için adını vermek istemediğim bir şehre oradan da bu ile bağlı bir ilçeye geldim. Görevi devraldığım arkadaşımı yolcu ettikten sonra çevreyi tanımak için bulunduğum karakolun bahçesinde gezerken, karakol bahçesinin içerisinde son model bir araç (4x4) gördüm.Karakol komutanı, aracın MİT mensuplarına ait olduğunu söyledi. Aradan geçen birkaç günden sonra kendileriyle tanışma imkânımız oldu.MİT personeli ile daha önce de çalışmıştım. Müşterek olmasa da aynı görev için aynı ortamda bulunurduk.Daha önceki görevlerden alışık olduğum karakterlerden öte bir durumla karşılaştım. Görevli iki arkadaştan biri itirafçı çıktı. Yani yıllarca dağlarda Türk askerine kurşun sıkıp, şimdi ise devlet adına istihbarat toplamaya çalışan itirafçı MİT mensubu.Eski halini hatırladıkça üzülüyordur. Dağ başında yarı aç yarı tok, üstü başı perişan, sürekli ya soğuk ya sıcakla mücadele etmeye çalışan hallerinden bu günlere, yani; pahalı spor giyim, son model bir araç, istediğini yiyecek kadar ödenek alan hatta viski-çikolata masasının üzerinde vatanın namusu için çalıştığı günlere.Kesinlikle ne o arkadaşı ne de sistemi eleştirmiyorum.Gözümüzün önünde olduğu halde göremediğimiz köy hakkında, kılavuzluk yapma ihtiyacı duydum.Nasıl ki; MİT içerisinde, zamanında eşkıyalık yapan insanlar mevcut ise aynı şekilde PKK içerisinde azımsanmayacak kadar MİT mensubu var.Meraklıları bilirler, merhum Uğur Mumcu’nun tamamlayamadığı fakat kardeşi tarafından basım işleri tamamlanan bir kitap var. Terörün kirli ilişkiler yüzünü en ince ayrıntısına kadar okuyabileceğiniz bir kitap.“Silah Kaçakçılığı ve Terör” ve “ Kürt Dosyası” adlı kitapları okumanızı tavsiye ederim.Abdullah Öcalan’ın karısı Kesire ve kayınpederi Ali Yıldırım’ın Mit mensubu olması bile Uğur Mumcu ve onun gibi düşünen birçok yazarı haklı çıkarmaya yeter.Bir yerde terörist bir grup varsa orada yani içlerinde kesinlikle bol miktarda ajan vardır. Olmaması yadırganacak bir durumdur.Benim şahsi görüşüm, devlet istediği zaman terörün seyrine yön verebilecek kapasitededir. İstediği zaman silahları susturup istediği zaman azdırabilir.Günlerdir şehit haberleri ile uyanan bir milletin belki yarısına yakınının kabul etmeyeceği bir görüş ama bu fikir bende asla değişmeyecek.Siyaseten baktığımızda terörün, özellikle PKK terörünün kabuğuna çekilmesini gerektirecek siyasi gelişmeler olmuşken bir anda öcü gibi tekrar karşımıza çıkmasının yorumunu birçok terör ve siyaset uzmanı yaptı. Bir kez daha aynı şeylerden bahsetmeye gerek yok.Terörden canı yanan devletlerin tamamı bir şekilde mazide terörden beslenmiştir. 2001-2003 yılları arasında bitme noktasına gelen terör tekrar hortladıysa hortlatanların başına elbette ki patlayacaktır.Biz bu kötü günleri de atlatacağız. İnşallah yakın zamanda kuyu kazanlar, kazdıkları kuyuya düşecekler ve mevcudiyetini devam ettirmenin yegâne yolunu teröre sarılmakta görenler için çok acı bir hesap günü gelecek. Bekleyelim ve görelim.13 yıllık bir tek partili dönemde devletin bütün imkânlarını kullanan ve tek partili hayatın bittiği yerde terörün tekrar hortlamasının altında yatan sebepleri ikinci bölümde, önümüzdeki günlerde yazalım.