Tarihçiler ve araştırmacılar, Azerbaycan isminin kökeni hakkında farklı görüşler öne sürmüşlerdir. Ancak "Azerbaycanlı" adında bir milletin olmadığı düşüncesinde hemfikir olmuşlardır. Tarihe bu açıdan baktığımızda, bu konuyu incelemiş olanlar bölge halkına "Azerbaycanlı" veya "Azeri" isimlerini vermemiş ve böyle tanımlandırmamışlardır.Bugün, yaygın ve önyargılı bir şekilde, "Azerbaycanlı milleti", "Azeri milleti", "Azerice dili" veya "Azerbaycan dili" gibi kullanımlar yaygınlaştırılmaktadır. Dünyanın her tarafında yaşayan Türklerin birliğini ve beraberliğini önlem için her türlü oyunlara başvuranlara karşı çok önemli bir mesa veren Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu, sosyal medyada twitter adresinde ikazda bulunarak "Azeri" isminin terk edilmesi gerektiğini belirtti.Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu sosyal medya mesajında; "Azerbaycan Türklerini ifade etmek için kullanılan Azeri ismi terk edilmelidir. Tarih boyunca Azeri isimli bir Türk topluluğu var olmamıştır. Azerbaycan Türkleri Türkiye, Türkmenistan, İran, Irak ve Suriye’deki soydaşları ile birlikte Oğuz grubunun önemli bir kısmını oluşturur." dedi.Konuyla ilgili önemli bilgiler
Azerbaycanlıların Milleti Nedir?
Bazıları "Azeri" veya "Azerbaycanlı" diyor. "Azeri" kelimesi kısa bir süre önce ortaya çıkmıştır. Size net olarak söyleyebilirim ki, Farslar biz Oğuz Türklerini "Azeri Milleti" olarak adlandırmış, Ruslar ise "Azerbaycanlı Milleti" olarak adlandırmıştır.Bunun nedeni şüphesiz İran olarak adlandırdığımız Fars devletinin 40 milyon Azerbaycan Türkünün ayaklanmasından korkmasıdır. İran Fars devleti "Azeriler" diyerek bizi Türk milletinden ayırmak istemediler.Öte yandan, Ruslar "Azeri veya Azerbaycanlı", Özbek, Kazak, Tatar, Tacik diye Türk milletini parçalayarak hükmetmiştir.Aksi halde Türklerin tek Türk milleti adı ile birleşip onlara isyan edeceklerini ve Kafkaslarda, Avrasyada hüküm süreceklerini biliyorlardı.Ruslar, Persler ve İngilizler tarih boyunca Türk milletine karşı" böl, parçala, yut veya hükmet" politikası izlemiştir.Azerbaycan tarih boyunca Oğuz Türkmen, Türk yurdu olmuştur. Hatta ünlü Türk tarihçi M.F.Kirziyoğlu, Dede-Korkut destanındaki hikayelerde geçen yer adlarının Azerbaycan'da olduğunu ispat etmiştir.Tarihte Azerbaycan Türkleri için Bizanslılar "Turkia" ve Farslar "Türkmen cenneti" olarak adlandırdılar. Azerbaycan'da yaşayan nüfusa Osmanlı-Safevî kaynaklarında da, "Türkmen" denilirdi. Oğuz Türk hükümdarı Şah İsmail Azerbaycan topraklarında yaşayan insanlara "Türk oğulları" olarak hitap etti ve şu şekilde buyurdu: "Ey Türk oğulları! dilinizin bir sözünü dünyanın hiçbir diline, bir avuç toprağınızı dünyanın hiç bir devletine değişmeyin. Onu koruyun ve gelecek nesillere bırakın!"Tarihçiler ve araştırmacılar, Azerbaycan isminin kökeni hakkında farklı görüşler öne sürmüşlerdir. Ancak "Azerbaycanlı" adında bir milletin olmadığı düşüncesinde hemfikir olmuşlardır. Tarihe bu açıdan baktığımızda, bu konuyu incelemiş olanlar bölge halkına "Azerbaycanlı" veya "Azeri" isimlerini vermemiş ve böyle tanımlandırmamışlardır.Bugün, yaygın ve önyargılı bir şekilde, "Azerbaycanlı milleti", "Azeri milleti", "Azerice dili" veya "Azerbaycan dili" gibi kullanımlar yaygınlaştırılmaktadır. Nedense bu durum Güney Azerbaycan’da değil de, Kuzey Azerbaycan’da böyledir. Kuzey Azerbaycan'da halkın dilinde "azeri" ve "azerice" kelimeleri özellikle kullanılıyor. Güney Azerbaycan’daki soydaşlarımız Fars zulmüne maruz kalmalarına inat daha cesurlar ve gerçeği değiştirmiyorlar. Güney Azerbaycan’daki soydaşlarımız her zaman ve her yerde Türk milletinden olduklarını ve dillerinin Türkçe olduğunu özellikle belirtiyorlar.Bu gerçeği Tebriz ziyaretimde bizzat gözlemledim.Kendilerini "Azeri" veya "Azerbaycanlı" olarak adlandıranlar, tarihsel araştırma yaptıkları takdirde büyük bir hata yaptıklarını farkedeceklerdir. Farslar ateşe tapan küçük bir grubu "Azeri" olarak isimlendiriyor."Azerbaycanlı" adında bir milletin olmayacağını okuyan ve inceleyen herkes anlayabilir. Çünkü "Azerbaycanlı", “Amerikalı”, “Fransalı” gibi ifadeler hangi ülkeden olduklarını belirten ifadelerdir. Bu şekilde bir millet adı olamaz. Nasıl ki, Iraklı, Suriyeli, Libyalı ve Dubaili diye bir millet yoktur ve burada yaşayan insanların milli kimliği "Arap"tır, ve Azerbaycanlıların, Özbekistanlıların, Kazakistanlıların, Türkmenistanlıların, Türkiyelilerin, Güney Azerbaycanlıların, Iraklı ve Suriyeli Türkmenlerin milliyeti ise Türktür. Yani bu insanlar, ulusal azınlıklar hariç aslen Türk milletine mensupturlar.Milattan önceki dönemlerden XX. yüzyıla kadar, Azerbaycan’da yaşayan insanlara her zaman Türk ve konuştuğumuz dile de Türkçe denilmiştir. Sovyet döneminde, Rusların işgali ile birlikte "Azeri" ve "Azerice" ifadeleri özellikle yaygınlaştırıldı. Stalin 1936'da “Türk milleti” denilmesine karşı çıkarak özellikle “Azerbaycanlılar” denilmesini tebliğ ettirdi. Stalin'in amacı Türklere karşı "böl, parçala, idare et" politikasını hayata geçirmektir. Unutulmaz şair Bahtiyar Vahapzade’nin bu mısraları her şeyi izah etmeye yetiyor:"Qurdlar olub çobanların qoyunu, (Kurtlar olur çobanların koyunu)İtdən öyrənirsən öz soyunu, (İtten öğrenirse, kendi soyunu)Azərilik komunizmin oyunu, (“Azerilik” komünizmin oyunu)Azəri deyilik,Türk oğlu Türkük. (Azeri değiliz, Türk oğlu Türk’üz!)Halbuki, 1919, 1924 yıllarına ait belgeler ve 1929 yılına ait kitaplarda Türk dili ve sonrasında 1935 ve 1941 yıllarına ait kimlik kartı ve pasaportlarda milli mensubiyetimiz Türk milleti olarak geçer. Daha sonra bağımsızlık döneminde merhum liderimiz, devlet başkanımız Ebulfez Elçibey'in zamanında da kitaplara "Türk dili" olarak geçmiştir.Demek ki bizlerin Türk milletine mensup olduğu gerçeği işgalcileri (Rusları, Farsları) ciddi anlamda rahatsız ediyor ve korkutuyordu. Merhum düşünür ve şairimiz Bahtiyar Vahapzade'nin şu mıslarının tam yeri olduğunu düşünüyorum:"Anlaya bilmirəm, niyə "TÜRK" sözü,Kiminsə başına düşən daş olub... "(Anlayamıyorum niye Türk sözü,Kimin başına düşse taş olur?)Azerbaycan şairlerinden Samed Vurgun'un Stalin'in kabulünde okuduğu "Rehbere selam" adlı şiirinde Türk sözünü kullanmıştır:Bakının sayrışan ulduzlarından, (Bakü'nün parlayan yıldızlarından)Çadrasız, boyasız Türk qızlarından, (Çadrasız, boyasız Türk kızlarından)Uçan durnaların xoş avazından, (Uçan turnaların hoş avazından)Bizim aşıqların avazında, (Bizim aşıkların avazında,)Şərqin qapısından yanan bir şamdan, (Doğunun kapısında yanan bir şamdan)Günəşli gündüzdən, aylı axşamdan, (Güneşli gündüzden, aylı akşamdan)Azad sənətimdən, azad dilimdən, (Hür sanatımdan, hür dilimden)Mənə könül verən öz sevgilimdən (Bana gönül veren öz sevgilimden)Salam gətirmişəm huzuruna mən, (Selam getirdim sana ben,)Bu gündən, gələcək qərinələrdən! (Bugünden, gelecek yıllardan!)Sizlerle Azerbaycanlıların Türk milletine mahsus olduğunu tarihi delil ve belgeleriyle paylaştım. Şimdi kendilerini "Azeri" diye ateşe tapan küçük bir kesim olarak görenlere ve "Azerbaycanlı" milleti diye adlandıranlara yeniden düşünmelerini tavsiye ediyorum. Aksi halde, sadece 1936 yılından sonra meydana gelen bir millet olarak görülecekler.Azerbaycan'ın merhum devlet başkanı Haydar Aliyev de her zaman "Türkiye ve Azerbaycan bir millet, iki devlettir" demiştir.KAYNAKLAR;Avazturk.com: "Azeri mi,Türk mü? Yüz Yıllık Asimilasyon Projesi - AYNUR TALIBLI genelbilgi.comBülent Pakman.Ağustos 2012.Son guncelleme Ekim 2013. http:wp/me PA exV-2Kemal Gözler Doç.Dr. Uludağ Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi öğretim üyesi