Türk Kahvesinin özelliği nedir? Türk Kahvesi nasıl bütün dünyada meşhur olmuştur? Türk kahvesinin tarihi nedir, nereden gelmiştir? bütün bu merak edilen soruların cevaplarını haberimizde bulabilirsiniz.Türk Kahvesi, Türkler tarafından keşfedilmiştir. Kahvenin tarihi çok eski olmasına rağmen türklerle meşhur olmuştur. Türk Kahvesinin Özel bir tadı, köpüğü, kokusu, pişirilişi, ikramı ile kendine özgü bir kimliği ve geleneği vardır. Türk kahvesi sağlık açısından da önemlidir. Türk kahvesi "kırk yıllık hatır" ve Kahve fallarıyla'da ön plana çıkmıştır.
Ağrı kesicilerin etkisini yüzde 40 oranında artırdığı söylenir. Hatta bazı anestesi uzmanları, ameliyat sonrası ağrıları dindirmek için hastalara kahve içmeyi önermektedir.
Cildi Koruyucu özelliği vardır
Kahve güneş ışınlarının neden olduğu cilt kanserinden koruduğu belirtilir. Fiziksel egzersizle birlikte ölçülü kahve tüketimi, güneşin ultraviyole B (UVB) ışınlarının yol açtığı kanserojen etkileri ortadan kaldırır.
Safra Taşlarını Yok Edici Etkisi Vardır
Günde dört bardak kahve içen kadınların içmeyenlere oranla yüzde 25 daha az safra taşından şikayet ettiği belirtilir.
Parkinson Düşmanıdır
Yapılan bir araştırmada günde bir fincan kahve parkinson hastalığı riskinin yüzde 40'a varan oranlarda azalıyor. Menopoz sonrası ostrojen terapisi gören kadınlarda kahve tüketimi Parkinson Hastalığı riskini artırıyor.
Kanserin Düşmanıdır
Antioksidan açısından en değerli maddelerden biri olan Türk kahvesi, göğüs ve pankreas kanserlerinin de düşmanıdır.
Konsantrasyon Arttırıcı
Kafeinin uyarıcı özelliği nedeni ile kahve konsantrasyonu artırıyor. Sabahları içilen kahve, güne daha zinde başlamayı sağladığı belirtiliyor.
Kahve Kalori Yakıcıdır
Spordan yaklaşık bir saat önce içilen bir fincan kahve kalori yakımını artırıyor.
Karaciğere Faydalı
Kahve, sirozun engellemesine yardımcı olur. Kahve tüketmek özellikle siroz yüzünden oluşan karaciğer kanseri riskinin azaltılmasına yardımcı olur. Düzenli kahve içenlerin siroz gibi karaciğer rahatsızlıklarından daha az şikâyet ettiği ifade ediliyor.Kahve fazla tüketildiğinde neler oluyor?
– Kalp ve damar hastalıklarında artış, kalp ritmi bozukluğu, çarpıntı
– Mide hastalıkları, ülseri tetikleme
– Kan şekerinin yükselmesi, şeker hastalığının olumsuz etkilenmesi
– Vücutta su kaybı yaratması
– Anne karnındaki bebeğin üzerinde olumsuz etkisi
Türk Kahvesinin Tarihi
14. yy başlarında Güney Habeşistan'dan tüm dünyaya yayılan kahve Kanuni Sultan Süleyman döneminde, 1543 yılında Habeşistan’dan İstanbul’a getirilmiştir. ve Osmanlıdan Türk kahvesi olarak Avrupa’ya geçmiştir. Yani aslında Türk kahvesi, kahve hazırlama ve pişirme metodunun adıdır.Güğüm ve cezvelerde pişirildiği için Türk kahvesi olarak nam yapmıştır. Kahvehaneler; sayasinde de kısa zamanda Türkler kahveyle tanışmıştır.Türk Kahvesinin Özel bir tadı, köpüğü, kokusu, pişirilişi, ikramıyla kendine özgü bir kimliği ve geleneği olduğu gibi Türk kahvesine yüklenen anlam ve hikayelerde oldukça fazladır. Kahve dostluktur. Kahve Muhabbettir. Kahve hatırdır.Kahve ile Türkler sayesinde tanışan Avrupa; uzun yıllar kahveyi, Türk Kahvesi olarak bu yöntemle hazırlayıp tükettiler.1517 yılında Yemen Valisi Özdemir Paşa,kahveyi İstanbul'a getirdi. Türkler tarafından bulunan farklı hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk Kahvesi adını aldı. Çiğ kahve çekirdekleri tavalarda kavrulduktan sonra dibeklerde dövülerek cezvelerde pişirilmek suretiyle içiliyor ve en itibarlı dostlara büyük bir özenle ikram ediliyordu. Kısa sürede, gerek İstanbul'a yolu düşen tüccarlar ve seyyahlar gerekse Osmanlı elçileri sayesinde Türk Kahvesinin lezzeti ve ünü önce Avrupa'yı oradan da tüm dünyayı sardı.Türk Kahvesinin Özellikleri Nedir.
Dünyanın en eski kahve pişirme yöntemidir.Yumuşak ve kadifemsi köpüğü sayesinde damakta uzun süre tadını devam ettirir.Birkaç dakika şekli bozulmadan kalabilen bu leziz köpüğü sayesinde, uzun süre sıcak kalır.İnce kenarlı fincanda sunulduğu için, diğer kahve türlerine göre daha yavaş soğur.Diğer kahve türlerine göre, daha kıvamlı, yumuşak ve aromatiktir.Kendine özgü enfes kokusu ve özel köpüğü ile diğer kahvelerden kolaylıkla ayırt edilebilir.Kahve tutkunları tarafından, kaynatılarak içilebilen tek kahve olarak kabul edilir.Eşsizdir çünkü kahvesi fincanın içindedir ancak telve olarak dibe çöktüğünden filtre edilmesine ve süzülmesine gerek kalmaz.Hazırlanırken şeker ilave edildiğinden diğer kahvelerde olduğu gibi sonradan tatlandırmaya gerek yoktur. Sağlıklıdır çünkü fincanın dibinde biriken telvesi içilmez. Sıklıkla içildiği halde, miktar olarak fazla olmadığından şişkinlik yapmaz.Diğer kahve türlerine göre, bir içimde daha az kafein içerir.Kahveden önce su içilerek, ağızda bulunan önceki tatlar arındırılarak kahve tadının eşsiz bir şekilde tadılması sağlanır.Türk Kahvesinin Faydaları
Ağrı Kesici Etkisi VardırAğrı kesicilerin etkisini yüzde 40 oranında artırdığı söylenir. Hatta bazı anestesi uzmanları, ameliyat sonrası ağrıları dindirmek için hastalara kahve içmeyi önermektedir.
Cildi Koruyucu özelliği vardır
Kahve güneş ışınlarının neden olduğu cilt kanserinden koruduğu belirtilir. Fiziksel egzersizle birlikte ölçülü kahve tüketimi, güneşin ultraviyole B (UVB) ışınlarının yol açtığı kanserojen etkileri ortadan kaldırır.
Safra Taşlarını Yok Edici Etkisi Vardır
Günde dört bardak kahve içen kadınların içmeyenlere oranla yüzde 25 daha az safra taşından şikayet ettiği belirtilir.
Parkinson Düşmanıdır
Yapılan bir araştırmada günde bir fincan kahve parkinson hastalığı riskinin yüzde 40'a varan oranlarda azalıyor. Menopoz sonrası ostrojen terapisi gören kadınlarda kahve tüketimi Parkinson Hastalığı riskini artırıyor.
Kanserin Düşmanıdır
Antioksidan açısından en değerli maddelerden biri olan Türk kahvesi, göğüs ve pankreas kanserlerinin de düşmanıdır.
Konsantrasyon Arttırıcı
Kafeinin uyarıcı özelliği nedeni ile kahve konsantrasyonu artırıyor. Sabahları içilen kahve, güne daha zinde başlamayı sağladığı belirtiliyor.
Kahve Kalori Yakıcıdır
Spordan yaklaşık bir saat önce içilen bir fincan kahve kalori yakımını artırıyor.
Karaciğere Faydalı
Kahve, sirozun engellemesine yardımcı olur. Kahve tüketmek özellikle siroz yüzünden oluşan karaciğer kanseri riskinin azaltılmasına yardımcı olur. Düzenli kahve içenlerin siroz gibi karaciğer rahatsızlıklarından daha az şikâyet ettiği ifade ediliyor.Kahve fazla tüketildiğinde neler oluyor?
– Kalp ve damar hastalıklarında artış, kalp ritmi bozukluğu, çarpıntı
– Mide hastalıkları, ülseri tetikleme
– Kan şekerinin yükselmesi, şeker hastalığının olumsuz etkilenmesi
– Vücutta su kaybı yaratması
– Anne karnındaki bebeğin üzerinde olumsuz etkisi