Demet Yener; kimdir, nerelidir ve ni iş yapmaktadır? Merak ediliyor. "Bilginin gerçek gücünü ve anlamını çözenlerin azınlık olduğu bir dünyada bilmenin ve bilmemenin sırrına erememiş insanların kararsızlıkları ve sancıları yüzünden yaşananlar 21. yüzyılı kabusa çevirmişken suçlu kim? Bilenler mi? Bilmeyenler mi?" diye soran Demet Yener ile ilgili kim olduğu ve kaç yaşında olduğu haberimizde yer alıyor.
Yazar Yener, Çanakkale Engelsiz Yaşam Dergisi, Çanakkale Burası Çanakkale Gazetesi ve Çanakkale Hedef Gazetesi için köşe yazarlığı yaptı. Ihlamur, Ayarsız, Ötüken, Edebice ve Afşin dergilerinde köşe yazıları ve makaleleri yayımlandı. Yazarın uluslararası toplantılarda sunduğu bildirileri, ulusal ve uluslararası süreli yayımlarda yayınlanan bilimsel makaleleri bulunur. Milli Düşünce Merkezi (MDM), Milli Stratejik Araştırmalar Kurumu (MİSAK) ve Sosyal Edebiyat Dergisi için editörlük ve yazarlık, Çanakkale Hedef Gazetesi için köşe yazarlığı görevlerini halen sürdürmektedir.Demet Yener bir yazısında şöyle diyor:"Gölgelerde yaşamaya alışmış, şeffaflığı unutmuş, karanlık yanları ağır basan insanlar yığını içinde herkes her şeyi diğerlerinden beklerken insanlık bir arpa boyu bile yol alamıyor. Kokuşmuşluk halinden kurtulmak artık olası görünmüyor. Bu durumda kurtuluşu beklemek sadece bir ütopya olabilir ancak. (...)İnsan, doğal olarak bir toplumun içine doğar. Belirli bir yaşa kadar da onu bu toplumun şekillendirmesine izin verir. Kendini bildiği yaşlara gelince de kendi tercihlerini yapması beklenir. Kişiliği, davranış biçimleri ve seçimleri toplum tarafından belirlenen insanların beyni prangaya vurulmuş demektir ama insanlar bunu çok geç olmadan anlayamadı. İşaret edilen alanda yaşayabilmeyi “özgürlük” sandı insan ve her yerde köle olduğunun ayrımına varamadı. Herkesin birbirini “sağmalık inek” gibi görmesiyle başlayan korku filminde figüran olanların zalimliğine bıraktı kendini sonra insan. Hâlâ bir kurtuluş umudu yok. Olamazdı zaten çünkü kurtuluş, yitirilen değerler ve masumane duyguların yok sayılışının normal kabul edilmesiyle birlikte imkansızlığa gömüleli çok oldu."
Demet Yener Kimdir?
1981 yılında İzmir’de dünyaya gelen Demet Yener, Eğitim-öğrenim hayatını İzmir’de tamamladıktan sonra 1999-2004 yılları arasında Ege Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nde Felsefe öğrenimi gördükdü. 2005-2007 yıllarında Felsefe Bölümü Tezsiz Yüksek Lisans adıyla formasyon eğitimi alan Yener, Özel kurumlarda 2004-2010 yılları arasında İzmir’de Felsefe Grubu, Rehberlik ve Ölçme Değerlendirme gibi branşlarında dersler verdi.Demet Yener, 2014-2018 yılları arasında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde Balkan Araştırmaları Bilim Dalı’nda “Sevdalinka” Ve “İnsanlık Ayağa Kalk” Romanlarında Bosna Savaşı’ndaki Toplumsal Yapı ve İlişkilerin Oluşumsal Yapısalcı Eleştirisi adlı teziyle yüksek lisansını tamamladı. Yazarın ilk kitabı, yüksek lisans tezi ve bilimsel makalelerinin bir sentezi olacak şekilde “Bosna Savaşı ve Türk Romanı” ismiyle 2019 Şubat ayında yayımlandı.Yazar Yener, Çanakkale Engelsiz Yaşam Dergisi, Çanakkale Burası Çanakkale Gazetesi ve Çanakkale Hedef Gazetesi için köşe yazarlığı yaptı. Ihlamur, Ayarsız, Ötüken, Edebice ve Afşin dergilerinde köşe yazıları ve makaleleri yayımlandı. Yazarın uluslararası toplantılarda sunduğu bildirileri, ulusal ve uluslararası süreli yayımlarda yayınlanan bilimsel makaleleri bulunur. Milli Düşünce Merkezi (MDM), Milli Stratejik Araştırmalar Kurumu (MİSAK) ve Sosyal Edebiyat Dergisi için editörlük ve yazarlık, Çanakkale Hedef Gazetesi için köşe yazarlığı görevlerini halen sürdürmektedir.Demet Yener bir yazısında şöyle diyor:"Gölgelerde yaşamaya alışmış, şeffaflığı unutmuş, karanlık yanları ağır basan insanlar yığını içinde herkes her şeyi diğerlerinden beklerken insanlık bir arpa boyu bile yol alamıyor. Kokuşmuşluk halinden kurtulmak artık olası görünmüyor. Bu durumda kurtuluşu beklemek sadece bir ütopya olabilir ancak. (...)İnsan, doğal olarak bir toplumun içine doğar. Belirli bir yaşa kadar da onu bu toplumun şekillendirmesine izin verir. Kendini bildiği yaşlara gelince de kendi tercihlerini yapması beklenir. Kişiliği, davranış biçimleri ve seçimleri toplum tarafından belirlenen insanların beyni prangaya vurulmuş demektir ama insanlar bunu çok geç olmadan anlayamadı. İşaret edilen alanda yaşayabilmeyi “özgürlük” sandı insan ve her yerde köle olduğunun ayrımına varamadı. Herkesin birbirini “sağmalık inek” gibi görmesiyle başlayan korku filminde figüran olanların zalimliğine bıraktı kendini sonra insan. Hâlâ bir kurtuluş umudu yok. Olamazdı zaten çünkü kurtuluş, yitirilen değerler ve masumane duyguların yok sayılışının normal kabul edilmesiyle birlikte imkansızlığa gömüleli çok oldu."