Emine Özgenç'in "Eylül 12’den Vurdu" muhteşem roman. "Onlar derin bir sevdanın çocuklarıydı" diyor Emine özgenç. 12 eylül döneminin zulmünü gözler önüne seren ve insanların ruh dünyasında manalaşan ve duygular anaforunda yoğunlaşan roman...
Emine Özgenç, 12 Eylül darbesini yakından bilen bir yazar. Peki Emine Özgenç kimdir? Ülkücü yazar Emine özgenç, nerelidir,kaç yaşında ve romanları nedir?
"EYLÜL 12’DEN VURDU"
Kitabın arka kapağında yer alan diziler şöyle:Umut ve hayaldir, hücrenin duvarlarına karşı durabilen. Umut ve hayaldir, hücre mahkûmuna insan olduğunu ve dayanması gerektiğini geveze bir kuş gibi mütemadiyen fısıldayan.umut ve hayaldir 12 eylülün tutuklayamadığı,zapt edemediği, deviremeyip, baş edemediği nadir kavramlardan biri... Hücre,bedenlerin zapt edilirken, ruhun alabildiğince uçtuğu yerdir. Bedenlere hücreden çıkış mı? Kim bilir? Bir çıkış varsa da ne zaman? Kim bilebilir?Ah güzel ülkem seni karşılıksız sevmenin bedeli ne kadar ağır! Seni bölmek isteyenlere iltifat ve helikopter seyahati; seni sevenlerine de acı,ıstırap, işkence, hakaret gözyaşı ve ölüm düştü.Bunca ağır bedelden sonra seni sevmekten vazgeçmek mi? Ey sevgili,senin uğruna çekilen bunca şeyden sonra vazgeçmek var mı? Daha bağlandı gönül aşkına; ama bundan sonra aşığına zulmetmek yakışmaz sana.
Onlar derin bir sevdanın çocuklarıydı...Onlar hedef tahtasının tam ortasındaki noktaydı. Kendilerini merkez sandılar...Hedeftiler,bilemediler.Batı rüzgarları soğuk esti zamansız sonra Eylül geldi,güçlü kuvvetli kollarıyla gerdi yayını. İthal malıydı yayı, Anadolu’nun çam ormanlarından gelmişti oku. Talimliydi önceden.Vaktiydi.Tam zamanıydı. Gerdi yayı elleri titremeden bıraktı. Ok gitti, gitti, gitti... Kendi gibi Anadolu’nun çam ormanlarından gelen, çam kokulu hedefin üzerindeki noktayı buldu.
Ve... Eylül, emredildiği gibi tam 12’den vurdu.EMİNE ÖZGENÇ KİMDİR?
1957 yılında Trabzon’da doğan Emine Özgenç, İlk - orta ve lise tahsilini Samsun’da tamamladıktan sonra Samsun Eğitim Enstitüsü Türkçe bölümünden mezun oldu. 1979 yılında Kırıkhan Kız Meslek Lisesinde Edebiyat öğretmeni olarak çalıştığı yıllarda evlenen Özgenç, Çok sevdiği mesleğinden 1980 darbesi sonrası ayrılmak zorunda kaldı.Özgenç, 1981 yılında açıktan Yozgat Lisesi Edebiyat Öğretmeni olarak atandı. 1987 yılında Ankara Körler Orta okuluna 1989 yılında da Tarhuncu Ahmet Paşa İlköğretim okuluna Türkçe Öğretmeni olarak atanan Özgenç, Uzun yıllar bu okulda çalıştı ve 2001 yılında emekliye ayrıldı. Emeklilik sonrası ise Ankara’da ki bir özel okulda Türkçe Öğretmeni olarak görev yapman Emine Özgenç, evli ve üç çocuk annesidir.
Emine Özgenç'in eserinden Bir traji komik güldüren bir hikaye:Deli Sanık, Deli Avukat, Deli Savcı
Eserde hikayesi anlatılanlardan birisi işte bu mahkeme salonlarının müdavimlerinden nam-ı diğer
Avukat Deli Yaşar'dır. Onu Özgenç, "kabukda değil özde inanan", "aklının erdiği, kalbinin tasdiklediği gibi yaşayan", "on numara adam" olarak tarif eder.İşte o, Avukat Deli Yaşar, mahkemedeki savcının "Deli" lakaplı "İsmail" olduğunu görünce şöyle der: "Sayın Hakim, sanık sandalyesinde psikiyatrdan raporlu Deli Saddetin var. Mahkemenin savcısı nam-ı diğer 'Deli Savcıdır'. Ben Avukat Deli Yaşar... Sayın Hakim! Sanık deli, savcı deli, avukat deli bu dava düşer." der. Sonuçta dava düşer.İşte böyle bir mahkemede "yargı" denilirse yargılama sonucunda, Hakim "Samsun'da işlenmiş olan... suçtan dolayı
İbrahim Aslan'ın idamına karar verilmiştir" der ve kalemi kırar. Bunun üzerine sanık şunları söyler: "Hakim bey. Bana idam verdin. Tamam! Peki kalemin ne suçu var? Devlet malı o devlet! O kalem babanın malı mı? Sen ne hakla devlet malına zarar veriyorsun? Ne kırıyorsun lan kalemi? Kalemin suçu ne, onu alan devletin suçu ne?"Hakim: "Manyak mısın sen?" diye öfkelenir.O da "O sensin. Ben ülkücüyüm" der.