MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi!
Çalışma arkadaşlarına,
Parti kurmaylarına,
Ve yakın dostlarına sordum.
Onlar da anlattı.
Dediler ki;
Kendisini Milletine ve partisine adamış,
Vicdanlı...
Tevazu sahibi...
Dürüst...
Tahammüllü...
Eğip bükmeyen...
Eveleyip gevelemeyen...
Sağa sola yalpa yapıp sözünü asla dolandırmayan...
Susmaz, yutkunmaz ve söylediklerinde hep haklı çıkar.
Sevginizin ve sadakatinizin sebepleri nelerdir diye sordum;
Şöyle sıraladılar;
O, MHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturduğu gün itibarıyla, hep radikal çıkışlar yaptı...
O, gündemi iyi takip edip, sürekli yeni taktik ve strateji geliştirdi...
O, MHP adına kurduğu "Büyük Türkiye' hayaliyle birçok kesimin ezberini bozdu...
O, Gerektiğinde tüm egolarını toprağa gömüp, en dibe vurmayı göze alarak vatan, millet, ilke ve ülküsünden asla vazgeçmedi.
O, Tabandan gelen birçok tepki ve eleştiriye rağmen bayrağı yere düşürmemek adına göğsünü siper edip ülkücü hareketi hassas bir noktada tutarak alkışı hak etti.
O, Partisi üzerinde oynana tüm oyunlara ve yapılan tüm taarruzlara göğüs gerip "MHP bir rüzgârda kurulmadı, bir rüzgârda da yok olmaz" diyerek dimdik ayakta kaldı.
O, sadece iktidar hevesine düşüp milliyetçi, muhafazakâr, mukaddesatçı ve demokrat bir kimlik olan MHP'nin asla eksenini kaydırmadı.
Tamam ama.
Sayın Bahçeli, belli çevreler tarafından,
Eleştiriliyor...
Yargılanıyor...
Hedef yapılıyor.
Bu suçlamalara ne diyorsunuz dedim?
Tam anlamıyla bir dokunup bin ah işittim.
Çünkü...
MHP'yi dinamitleyenlerin amacı, Türkiye parçalanırken milliyetçileri oyun dışı bırakmak...
MHP'yi Ortadoğu coğrafyasında bölgesel hesaplar yapan ABD'nin önünden kaldırmak...
Milletin gözünde küçük düşürmek ve itibarsızlaştırmaktır.
Ne yazık ki olayların en üzücü tarafı da kendisini milliyetçi diye tanımlayan bir takım "yoldan çıkmışların" yapılan tezgâhlara katkı sunmasıdır.
Eğer MHP iktidar olmak için her yolu mubah saysaydı emin olun bir değil birkaç kez iktidar olurdu.
"MHP'nin ilkeleri her şeyin üstündedir" diyerek, MHP için elini taşın altına sokmayanların bugün MHP'yi eleştirmek gibi bir lüksü olmadığını söylediler.
Peki 4 Kasım tarihinde yapılacak olan "Olağan Genel Kurultay" da çıkacak muhtemel adaylar için ne düşünüyorsunuz dedim.
Bu soruyu Sayın Bahçeli'nin kendisine sor dediler.
Bende dün bir grup gazeteci ile iftar yaptığımız MHP Liderine Genel Başkan Adaylığı için başta MHP Trabzon Milletvekili Koray Aydın olmak üzere bazı adayların bu yarışa katılmaları konusunda neler düşündüğünü sordum.
İşte cevabı;
"Son seçimlerde yaptığım "güç birliği" davetine icabet ederek partiye katılmış olan değerli kardeşlerimizin yönetimi paylaşma hakkı partimize katıldıkları gününden itibaren doğmuş demektir. Bu sebepten dolayı aday olmaları en tabii haklarıdır. Yeter ki MHP'ye yakışır bir üslup içinde bir güzellikte bunu sürdürsünler. Tüm aday arkadaşlarıma sonsuz başarı diliyorum. Ama unutulmasın ki bu yarışın içinde bende olacağımî dedi.
Kendisinden emin,
Ve son derece neşeliydi.
Liderlik bu olsa gerek,
Metin Özkan / GÜNEŞ
Çalışma arkadaşlarına,
Parti kurmaylarına,
Ve yakın dostlarına sordum.
Onlar da anlattı.
Dediler ki;
Kendisini Milletine ve partisine adamış,
Vicdanlı...
Tevazu sahibi...
Dürüst...
Tahammüllü...
Eğip bükmeyen...
Eveleyip gevelemeyen...
Sağa sola yalpa yapıp sözünü asla dolandırmayan...
Susmaz, yutkunmaz ve söylediklerinde hep haklı çıkar.
Sevginizin ve sadakatinizin sebepleri nelerdir diye sordum;
Şöyle sıraladılar;
O, MHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturduğu gün itibarıyla, hep radikal çıkışlar yaptı...
O, gündemi iyi takip edip, sürekli yeni taktik ve strateji geliştirdi...
O, MHP adına kurduğu "Büyük Türkiye' hayaliyle birçok kesimin ezberini bozdu...
O, Gerektiğinde tüm egolarını toprağa gömüp, en dibe vurmayı göze alarak vatan, millet, ilke ve ülküsünden asla vazgeçmedi.
O, Tabandan gelen birçok tepki ve eleştiriye rağmen bayrağı yere düşürmemek adına göğsünü siper edip ülkücü hareketi hassas bir noktada tutarak alkışı hak etti.
O, Partisi üzerinde oynana tüm oyunlara ve yapılan tüm taarruzlara göğüs gerip "MHP bir rüzgârda kurulmadı, bir rüzgârda da yok olmaz" diyerek dimdik ayakta kaldı.
O, sadece iktidar hevesine düşüp milliyetçi, muhafazakâr, mukaddesatçı ve demokrat bir kimlik olan MHP'nin asla eksenini kaydırmadı.
Tamam ama.
Sayın Bahçeli, belli çevreler tarafından,
Eleştiriliyor...
Yargılanıyor...
Hedef yapılıyor.
Bu suçlamalara ne diyorsunuz dedim?
Tam anlamıyla bir dokunup bin ah işittim.
Çünkü...
MHP'yi dinamitleyenlerin amacı, Türkiye parçalanırken milliyetçileri oyun dışı bırakmak...
MHP'yi Ortadoğu coğrafyasında bölgesel hesaplar yapan ABD'nin önünden kaldırmak...
Milletin gözünde küçük düşürmek ve itibarsızlaştırmaktır.
Ne yazık ki olayların en üzücü tarafı da kendisini milliyetçi diye tanımlayan bir takım "yoldan çıkmışların" yapılan tezgâhlara katkı sunmasıdır.
Eğer MHP iktidar olmak için her yolu mubah saysaydı emin olun bir değil birkaç kez iktidar olurdu.
"MHP'nin ilkeleri her şeyin üstündedir" diyerek, MHP için elini taşın altına sokmayanların bugün MHP'yi eleştirmek gibi bir lüksü olmadığını söylediler.
Peki 4 Kasım tarihinde yapılacak olan "Olağan Genel Kurultay" da çıkacak muhtemel adaylar için ne düşünüyorsunuz dedim.
Bu soruyu Sayın Bahçeli'nin kendisine sor dediler.
Bende dün bir grup gazeteci ile iftar yaptığımız MHP Liderine Genel Başkan Adaylığı için başta MHP Trabzon Milletvekili Koray Aydın olmak üzere bazı adayların bu yarışa katılmaları konusunda neler düşündüğünü sordum.
İşte cevabı;
"Son seçimlerde yaptığım "güç birliği" davetine icabet ederek partiye katılmış olan değerli kardeşlerimizin yönetimi paylaşma hakkı partimize katıldıkları gününden itibaren doğmuş demektir. Bu sebepten dolayı aday olmaları en tabii haklarıdır. Yeter ki MHP'ye yakışır bir üslup içinde bir güzellikte bunu sürdürsünler. Tüm aday arkadaşlarıma sonsuz başarı diliyorum. Ama unutulmasın ki bu yarışın içinde bende olacağımî dedi.
Kendisinden emin,
Ve son derece neşeliydi.
Liderlik bu olsa gerek,
Metin Özkan / GÜNEŞ