Cumhurbaşkanı'nın “Türkiye ittifakı” ve “Kızgın demiri soğutma zamanı” sözleri siyaset bezirganlarının gündemine oturduğunu belirten Karataş, "Sayın Cumhurbaşkanı açıklık getirmiş olmasına rağmen, malum mihrakların bu iki cümleyi çekmedikleri alan, yüklemedikleri anlam kalmadı. CHP ile ittifaktan tutun da, yeni bir çözülme süreci işareti sayanlara kadar her şeyi duyduk. Sanki seçim analizi yapıyormuş havası ile bu cümleler üzerinden Cumhur ittifakını hedefe koyuyor, özellikle MHP’ye hücum ediyorlar." diye yazdı.
Cumhur ittifakı milletten kesin bir onay aldığını Buna rağmen, kimlerin bazı belediyelerin el değiştirmesini fırsat bilerek harekete geçtiğini dile getiren Orhan Karataş, "FETÖ’sünden, PKK’sına bütün bölücü ve hainler sevinç naraları atıyorlar. Diğer taraftan malum siyaset eskileri hemen sahne almış, manifesto yayınlamış ve CHP’yi siper olarak kullanmaya başlamışlardır. Alayının ortak noktası, Türkiye’yi kötülemek, Cumhur ittifakına fitne sokmak ve bir kriz ve kaos ortamı oluşturmaktır." şeklinde ifadelerde bulundu.Türkgün Gazetesi yazarı Orhan Karataş, yazısına şöyle devam ediyor: "Kızgın demiri soğuturken, bunları görmeyelim mi, bunları söyleyelim mi? Nitekim, sayın Bahçeli de aynı şeye dikkat çekmektedir: “Kızgın demiri soğutalım soğutmasına, ama demlenen ihanetin, demir alan melanetin ısınan tuzak ve tertiplerini de ağırdan almayalım. Kimseyi dışlamayalım, kimseyi öteki görmeyelim, buna varız, bugüne kadar söylediklerimiz ise bunlardır. Ortak akıl, ortak vicdan, ortak vizyon, ortak değerler vazgeçemeyeceğimiz milli ilke ve inançlarımızdır. Bunlara diyecek bir şey olmayacaktır. Fakat aklı kiralık, vicdanı karanlık, değerleri bulanık olan çevrelerle sırf arıza çıkarmasınlar bahanesiyle Türkiye ortak paydasında nasıl buluşacağız? Bunu nasıl başaracağız?”Dikkatli olmak, gelişmeleri doğru okumak, oynanan oyunu fark etmek ve ona göre hareket etmek gerektiğinin altını çizen Karataş, Cumhur İttifakı ayakta kalamadığı taktirde, yerel yönetimler kanalıyla palazlanan PKK’lıların, FETÖ’cülerin, gezicilerin, çukurcuların, Sorosçuların ve teslimiyetçilerin daha da güçlenerek Türkiye’nin boğazına sarılacaklarını belirtti. "MHP’nin duruşu bellidir ve sözü senettir. Duruma göre vaziyet almaz, küçük hesaplar yapmaz. Doğal olarak muhataplarından da aynı ciddiyeti, aynı samimiyeti, aynı kararlılığı bekler. “Türkiye ittifakı” sözü ile anlatılmak isteneni, biz milletin birliği ve ülkenin bölünmez bütünlüğünün sağlanması olarak anlıyoruz." ifadelerini kullanarak, 82 milyon Türk vatandaşının inancı bir, irfanı bir, acısı bir, ahlakı bir, adı bir olduğunu söyleyerek, "Bu sözden başka türlü anlamlar çıkarmak, başka türlü değerlendirmeler yapmak zaten siyasetin tabiatına aykırıdır. İşi milli ittifaka kadar götürenler oldu. Ülke bazlı, coğrafya tabanlı siyasi bir ittifak siyasi partilerin kendi varlıklarını inkar olur. Milli ittifak ancak, Allah muhafaza savaş gibi, çok olağanüstü şartlarda düşünülebilecek bir durumdur." dedi. Orhan Karataş'ın son cümlelerini Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli'nin şu cümleleri ile tamamladı; “Bizim ittifakımız cumhurladır. Bizim ittifakımız vatan ve millet sevgisinde erimiş AK Partili kardeşlerimledir. Milli beka mücadelesinde siyasi görüş ayrılıklarımızı elbette kenara itmeliyiz. Biteviye söylediğimiz de budur. Cumhur İttifakı siyasi kaygı ve gayelerle kurulmamıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye ittifakıyla neyi kastettiğini elbette bilemeyiz. Ancak konunun başta gazeteler ve televizyonlar olmak üzere, her zeminde, özellikle zillet ittifakı tarafından istismar edildiğini de görüyor ve çok yakından takip ediyoruz. Bizim bildiğimiz Cumhur İttifakı’dır. Bizim inandığımız milli birlik ve beraberliktir. Bizim amacımız milli bekayı sonsuza kadar yaşatmaktır. Öncelikli gündemimiz Cumhur İttifakı’na yönelik sabotajlara asla fırsat vermemektir.”