Türk kadınının seçme ve seçilme hakkına kavuşmasının 85. yılını kutlayan ADD Samsun Şube Başkanı Dr. Işık Özkefeli, "başta ülkemiz olmak üzere dünyadaki tüm kadınların uğradığı haksızlıkların son bulmasını diliyoruz." ifadelerini kullanarak, Cumhuriyetimizin Kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK 5 Aralık 1934’de bütün dünyanın hayranlığını kazanan bir çıkışla kadınlara milletvekili seçilme hakkını tanıdı. “Toplumun bir yarısı topraklara zincirle bağlı iken, diğer bir yarısının yükselmesi mümkün müdür?” sözü bu konudaki bakış açısının net anlatımıdır. " dedi.
Seçme seçilme hakkı Türk kadınının birçok alanda önünü açmıştır
Atatürk sayesinde, Türk kadınını layık olduğu değere kavuşturan bu anayasa değişikliği dünyanın çoğu modern devletlerinden önce Türkiye Cumhuriyetinde gerçekleştiğine dikkat çeken Özkefeli, "1935 seçimleriyle 18 kadın milletvekili TBMM girebilmiştir. Seçme seçilme hakkı Türk kadınının birçok alanda önünü açmış kadın haklarının gelişmesini sağlamıştır. Ancak Atatürk’ün kadınlarımıza vermiş olduğu seçme ve seçilme hakkı büyük ölçüde kâğıt üzerinde kalmış, kadınlar ne yazık ki uygulamada ailesinin seçtiğini seçmiş, kendisi ise seçilememiştir. Özellikle de son 17 yıldır, kazanılan tüm haklar gerilemiş toplumsal baskı, eğitim sistemi ve siyasilerin söylemleriyle gittikçe arttırılmıştır. " dedi.ADD Samsun Şube Başkanı Dr. Işık Özkefeli'nin yazılı basın açıklaması şöyle:"Aradan geçen 85 yılda nüfusun yarısından fazlası iken; kadınların kazanımlarının daha ileriye taşınması gerekirken, eğitimde, istihdamda, karar alma ve yönetim mekanizmalarında önümüze konulan engeller sonucu maalesef olmamız gereken yerde değiliz. Kadınların öncelikle toplum içerisinde var olmak için mücadele ettiği bir ülkede, onların siyasete tam ve aktif katılımını sağlamak için pozitif ayrımcılık temelinde demokratik atılımların bir an önce yapılması gerekmektedir. Kadınlarımızın, sahip olduğu haklarının bilincine varmaları da büyük önem taşımaktadır. Ülkenin geleceğinin belirlenmesinde ve gelişme yolunda atılacak tüm adımlarda görev almalı, yeniliklerin öncüsü olmalı, siyasal yaşamda etkinliğimizi artırmalı ve ülke yönetiminde daha fazla söz sahibi olmalıyız. Eşitçe ve onurlu bir yaşam sürmenin güvencesiyiz.
Atatürk Devrimleri ile Cumhuriyetin özgür birer yurttaşı olan biz kadınları yeniden evlere kapatıp karanlığa mahkûm etmek isteyen zihniyete söyleyecek çok sözümüz var: Çünkü biz kadınlar Cumhuriyet Devrimlerinin güvencesiyiz. Laikliğin güvencesiyiz. Eşitçe ve onurlu bir yaşam sürmenin güvencesiyiz. Milli Kurtuluş Savaşı’nda kadınlarımızın, vatanın her yerinde mücadeleye katılımları, dünya tarihinde saygıyla anılmaktadır. ATATÜRK; “dünyada hiç bir milletin kadını ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez.” sözleriyle bunu teyit etmektedir. Çalışmalarımız yılmadan devam edecektir.
Bu toprağı vatan yapan, kadını ve erkeğiyle Büyük Türk Milletidir! Kadınlarımız Korunmak ve temsil edilmek için iltimas dilenmiyor. İnsan olmaktan gelen hakkı aramak için cinsiyetin önemi yoktur, bunun için birlikte mücadele edeceğiz. Biz Atatürkçü Türk Kadınları olarak iyi biliyoruz ki; Kadın hakları için verilecek mücadele, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar yaşatma mücadelesinden ayrı değil, eşdeğerdir. Kadının yaşamın her alanındaki sorunlarının çözümlenmesi, bilinçlendirilmesi ve kadın haklarının geliştirilmesi için çalışmalarımız yılmadan devam edecektir. Toplumların gelişmesi, uygarlaşması kadınların eğitimli ve eşit haklara sahip olması sayesinde olabilecektir. Türk kadınının seçme ve seçilme hakkına kavuşmasının 85. yılını kutlarken başta ülkemiz olmak üzere dünyadaki tüm kadınların uğradığı haksızlıkların son bulmasını diliyoruz.