SAMÇEP sözcüsü Mehmet Özdağ tarafından yapılan açıklamada; “Ilısu barajı altında kalan sadece bir şehir değil, suya gömülmek istenen tüm insanlığın ortak hafızası, 12 bin yıllık tarihidir. Bu gelecek nesillerin de hakkı olan insanlığın ortak hafızasına ihanettir. Binlerce yıl insanlığa ve medeniyete kucak açmış Hasankeyf ve Dicle vadisi şimdi bizden yardım beklemektedir. Bu çığlığa destek olun” çağrısında bılundu.KEYFİMİ KAÇIRMA, HASANKEYF’İME DOKUNMA!Bu bir çağrı değil, çığlık.Bu çığlık Hasankeyf ve Dicle vadisinin feryadı.Çünkü 10 Haziran 2019, Ilısu barajında su tutulmaya başlanmasının tarihi.Hasankeyf, 199 yerleşim yeri ve Dicle vadisinin karanlığa mahkum etmenin başlangıcı.Hasankeyf boğulmakta ve belki bu feryat son nefes.Ilısu barajı altında kalan sadece bir şehir değil. Suya gömülmek istenen tüm insanlığın ortak hafızası, 12 bin yıllık tarihidir. Bu paha biçilmez, binlerce yıllık kültürel emanet sadece 70 yıl bir ömrü olacağı bilinen Ilısu baraj gölünün altında kalacak. Kadim Mezopotamya coğrafyası artık güneş yüzü görmeyecek, karanlığa mahkum olacak.Bu tüm insanlığa ihanettir.Bu gelecek nesillerin de hakkı olan insanlığın ortak hafızasına ihanettir.Bu, aynı zamanda neslimize ata yadigarı emanete ihanettir.Kapitalizmin 70 yıllık çıkarlarına binlerce yıllık antik Hasankeyf’i linç ettirme projesinin adıdır Ilısu barajı.Kültürel yapılar 2017 yılından itibaren doğal alanlarında koparılarak yerleri değiştirildi. Tarih mekanından sıyrıldı. Adeta önce Hasankeyf’in derisi soyuldu. Şimdi de suyla boğmak için gün sayılmakta, Mezopotomya coğrafyasına işkence edilmekte. Oysa Dicle vadisi henüz keşfedilmemiş bir çok kültürel mirasa ev sahipliği yapmaktadır. Her karış toprağı buram buram tarihtir. İşte bu tarihsel mekanın imdat çığlığına ses olma zamanıdır şimdi.Dicle nehri sadece bu topraklarda sadece birçok medeniyetin yeşermesine sebep olmadı, aynı zamanda doğayı ve yeryüzünün ekolojik dengesine hizmet etti. Yeryüzünün ve insanlığın dostu Dicle nehri, Kapitalizmin boyunduruğundadır şimdi. Kapkara eller Dicle suyunun boğazını sıkmaktadır. Tüm nehir boyunca ekolojik yaşam da linç edilmektedir Ilısu barajıyla.Bitmedi, Dicle nehri tarafından beslenen ve binlerce yıldır Dicle boyunca yaşamış tüm halklar Ilısu kapitalizm projesi tarafından olumsuz etkilenmektedir. Hasankeyf ve ona bağlı yaklaşık 199 köy nüfusu tarıma elverişli ata yadigarı verimli topraklarından uzaklaştırılarak mağdur edilmektedir. Böylece adeta Dicle boyunca yaşayan tüm halklar Ilısu barajı ile boğulmaktadır.Birinci dereceden sit alanı olarak kabul edilmiş bu topraklarda bir çivi bile çakmak insanlığa ihanetken, devasa bir yapının inşa edilmiş olması nasıl bir mantıktır? Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusudur? Bu ne yaman bir çelişkidir? Yirmi yıldan beri bir çok grup tarafından karşı durulmuş bu projeye karşı, idarenin kör, sağır ve dilsiz kalması nasıl bir akılla izah edilebilir?Akla, bilime ve vicdana aykırı bu proje derhal sonlandırılmalıdır. Zararın neresinden dönülürse kardır. Hasankeyf, Dicle vadisi ve verimli toprakların sular altında bırakılması tüm insanlığa ve doğaya ihanettir.Bu ihanete dur deme zamanıdır şimdi.Hasankeyf’in çığlığına ve feryadına ses olma zamanıdır şimdi.Sessiz kalmanın da bu linçe göz yummakla eşdeğer olduğu unutulmamladır.Çok geç değildir ama son çığlıktır bu. Binlerce yıl insanlığa ve medeniyete kucak açmış Hasankeyf ve Dicle vadisi şimdi bizden yardım beklemektedir.Bu çığlığa, feryada ses ol!İnsanlık ve doğadan yana saf tut!En gür sesinle haykır!
Samsun
07 Haziran 2019 - 11:38
Güncelleme: 07 Haziran 2019 - 13:49
Samsun Çevre Platformu Kamuoyu Açıklaması
Samsun Çevre Platformu – SAMÇEP’in de bileşeni olduğu Ekoloji Birliği Türkiye genelinde 60 bileşeni ile Dicle nehri üzerinde yapımı tamamlanarak 10 Haziran 2019 tarihinde su tutulmaya başlanacak Ilısu Barajı suları altında kalacak Hasankeyf başta olmak üzere 12 bin yıllık kültürel mirasın yok edilmesine karşı basın açıklması yaptı.
Samsun
07 Haziran 2019 - 11:38
Güncelleme: 07 Haziran 2019 - 13:49