Ahmet Emre Argun, Bu şanlı vatan topraklarının evladı olan her bir bireyin huzuru ve mutluluğu için menfaat gözetmeksizin çalışacak bir sistem elzem olduğunu söyledi.Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı, Atakum Gençlik Kolları Başkanı Ahmet Emre Argun yazılı basın açıkamasında şunları söyledi:"Her geçen gün gerek ekonomi anlamında gerek siyasi arenada çaresizliğin bataklığında bulunan bir Türkiye havasında mental anlamda çökmüş vatandaşa şükretmeyi öğreten hükümet kaybetmeye ilelebet mahkum bir hükümet olmalıdır. Bunu yapacak olan "seçilmiş" dediğimiz hizmet yapmak için getirilenler değil, nasihat vermeye vazifeli olanlar yapmalıdır. Bunlar aile, din alimleri gibiler dahil olabilir ancak seçilmiş ve hizmet etmek için getirilen kişi ve kişiler dahil olmamalıdır. Bu durumun en çok can yakan tarafı ise bize bu öğretiyi yapanların görüntüsüne, yaşantısına bakacak olduğunuzda şükür ile alakasının olmamalarıdır. Yazlık - kışlık saraylarda günlüğü milyonlara mal olan israf çöplüğü ortadayken bunu bu ağızlardan duymak gülünç.
Bugünün Türkiyesi'nin uzağında bir Türkiye vaat edilecek
Yoksulluk sınırının 16 bin Lirayı geçtiği bir ülkede, asgari ücretin açlık sınırına göre değerlendirildiği bir ortamda mental yorgunluğun ve beraberinde getirdiği öfkenin oluşması gayet doğaldır. Bu apaçık demektir ki karnını doyurabildiğin kadar doyur ama gerisine şükret. Şükretmek çok iyi bir iştir ancak durumun bu boyutta olmadığını hatırlatmak ve söylemekte şüphesiz çok iyi bir iştir. Bir ülkeyi yönetmeye talip olanlar o ülkenin şükür öğretmenliğine değil faydasına çalışacağına teminat verenlerdir. Uzun soluklu olan bu süreç içerisinde izlenen politikalar ile öyle bir ortam oluşturulmuş ki teessürle ifade ederek, hizmete yönelik değil yapılanlara teşekkür bekleyen, yapılmayanlara yönelik ise şükür bekleyen yöneticiler ortamı oluşturulmuştur. Ancak her geçen süre zarfında bataklığın içinde sadece eli gözükerek yardım isteyen son raddeye gelmiş bir insanın durumunda gibi olan vatandaşın vaziyeti apaçık ortadayken bu şükür politikası da doğal olarak süratle erimektedir. Yine biliyoruz ki seçim sathı mailine yönelik geçici iyileştirmeler yapılacak ve bugünün Türkiyesi'nin uzağında bir Türkiye vaat edilecek ancak tarihin yazdığı ve gördüğüne bakılacak olursa bu vaatlerin ancak kazanılması umulan bir seçime yönelik olduğu daima görülecektir. Bu şanlı vatan topraklarının evladı olan her bir bireyin huzuru ve mutluluğu için menfaat gözetmeksizin çalışacak bir sistem elzemdir ve bu ancak kutuplaşmadan, rantçılıktan uzak bir görüş olan Milli Görüş ile mümkündür. Milli Görüş bu toprakların en etkili ilacı ve ihtiyacıdır. İnanıyoruz ki bu karanlık günlerimiz geçecek ve aydınlık bir baharı yaşamayı bekleyen Türkiye çiçeklerini tekrardan açacaktır."