Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 15 Temmuz bir darbe girişimi değil, işgal girişimi olduğunu, 15 Temmuz,Türkiye'yi soyu belirsizlere yamamak için yapıldığını, darbe girişiminin, bu milletin feraseti, inancı ve Allah’ın yardımıyla atlatıldığını söyledi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Uşak programına kentteki işadamları, oda, borsa ve STK başkanlarıyla basına kapalı olarak gerçekleştirdi.Daha sonra, Uşaklı işadamlarıyla bir araya gelen Bakan Zeybekci, Uşak iş dünyasına seslendi. Zeybekci, burada ekonomiyle ilgili açıklamalarda bulunarak, Uşak’ın halıcılık alanında destekleneceğini ve örnek kent olacağını ifade belirtti.
AK Parti Uşak İl Danışma Meclisi toplantısına da katılan Bakan Zeybekçi, burada ekonomiye ve gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Zeybekci, “Dünyayla beraber dönerseniz dünyanın hızını yakalarsınız. Yavaş giderseniz geride kalırınız. Bizim hedefimiz dünyadan daha hızlı gitmek. Baya geri kalmışız ve sen bu yolun yolcusu değilsin diye yolun dışına itildik. Kurt kuzuyu gözüne kestirdiyse ve onu halledecekse mazeret bulması lazım. Kuzu su içerken kurt niye suyu bulandırıyorsun diye bağırır. Bugün geldiğimiz noktada, Türkiye dünyadaki birçok ülkeye göre başarılı. 3 bin dolarlık milli gelir 10 bin dolara çıktı ve dünyanın 16’ıncı, Avrupa’nın 6’ıncı büyük ekonomisiyiz. Şu anda 5 kat artan bir ihracat var ve biz bu mucizeyi çok zorluklara rağmen gerçekleştirdik” diye kaydetti.
Bakan Zeybekçi, "15 Temmuz bir darbe değil, işgal girişimiydi. 15 Temmuz, ülkemizi soyu belirsizlere yamamak için yapıldı. Bu darbe girişimi, bu milletin feraseti, inancı ve Allah’ın yardımıyla atlatıldı. 16 Temmuz sabahı, bu ihanet milletin sivil Türk demokrasi devrimi halinde yazıldı. Fransız devrimi ve İngilizlerin kral ve kraliçeyi sınırlayıcı devrimleri nasıl anılıyorsa, 15 Temmuz da öyle anılacaktır” dedi Türkiye’nin, dünyanın 16 ve Avrupa’nın 6’ıncı büyük ekonomisine sahip olduğunu belirten Bakan Zeybekci, “2001 ve 2002 krizlerinde faiz ödememiş olsaydık, Türkiye bugün 17 bin dolarlık milli gelir seviyesinde olacaktı. Avrupa’nın 4’üncü büyük ekonomisi olacaktık. Biz bu dayağı niye yedik, çünkü bu sistem bize bu dayağa mecbur kılıyor. Bu sistemi kurgulayanlar böyle kurgulamışlar. Sistem, Türkiye’yi yatağa bağlamış veya ayakta kötürüm etmiş. Bu sistem birilerinin dizayn ettiği ve Türkiye ne olsun ne de donsun denilen bir sistemdir. Ecevit dönemindeki otel ticaretlerini biliyorsunuz. Bunlar işin en basit tarafı. Koalisyonlarda hangi banka veya tersane kimde olacak konuşulur. 2001’de Halk ve Ziraat Bankası’nın bu ülkeye görev zararı 20 milyar TL. Bu rakamları bize üreten bu sistemdir. Türkiye’de bir şeyi manipüle ediyorlar ve ucuz siyasete malzeme ediyorlar” şeklinde konuştu.
“16 Nisan, AK Parti, CHP ve MHP’nin meselesi değildir. Bir sistem dizaynıdır ve 16 Nisan’da parti seçmiyoruz” ifadelerini kullanan Zeybekçi, 16 Nisan’da milleti hastalıklardan kurtarmak için yeni bir sistem seçtiklerini, 16 Nisan’dan sonra seçimlere giden hiç kimsenin yürekleri ağzında olmayacağını, 7 Haziran’dan önce Türk parası daha az değer kaybettiğini, bu tarihten sonra yine aynı fatura çıktığını belirten Zeybekçi konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu hastalıklı sistem, millete kader olarak dayatılamaz. Seçimler 2019’da olacak ve bu tarihe kadar Türkiye’de bazı şeyler muhteşem güzel olacak. Siyaset normalleşecek, siyasi partiler normalleşecek, uçlar törpülenecek. CHP’ye oy verenlerin yüzde 70’i partisinin tek başına iktidar olacağına ihtimal vermiyor. Bu sistem normal seçimlerle iktidara gelecek olan bir muhalefet yaratacak. Bu sistem kim olursa olsun yüzde 50 zorunluluğunu getirdiği için, milleti değerleriyle barışık hale getirecek. CHP, bu ülkenin yüzde 70’nin değerleriyle barışık olma ve bunu savunan bir anlayışa getirecek” Avusturya’da bir havalananında Türkiye’ye gitmeyin yazıyordu.
Bakan Zeybekci, referandum süreci ve Avrupa ülkelerinin Türkiye’ye olan tavırlarına açıklama getirerek; “Bu sistem, seçimden sonra mutlak bir iktidar üretiyorsa, hiçbir tereddüt olmayacak. Millet gelene, 5 yıl kesintisiz olarak iktidar olanağı tanıyacak. İmam Şafiye, fitne zamanında kimin doğru ve yanlış olduğunu sormuşlar. Demiş ki kolay, fitne zamanında düşmanın oklarını takip edin ve onun oku kimi hedefliyorsa, bilin ki o doğrudur. Yedi düvele bakın şu anda, 15 Temmuz geçmiş, 16 ve 18 Temmuz’da hastaneler yaralı dolu ve şehit kanları var. 20 Temmuz’da dağlarda kaçaklar var Türkiye meydanlarda. Alman Del Spigel Gazetesi’nin 23 Temmuz günü, 15 Temmuz’u kapak yapıyor ve bir zamanlar demokrasi vardı yazıyor. Bu ihanet gerçek olsaydı ve darbe gerçekleşseydi, meclis ve yargı darmadağın edilmiş olsaydı, a be iki yüzlü o gün demokrasi olmuş olacaktı. Türkiye’de demokrasi kazanmış mı olacaktı. Bunu en büyük yüzsüzlüğü ile dergi olarak yayınladı. Bu Türkiye’ye bir operasyon ve devamıdır. Almanya bir ülkedir ve devlettir. Bu Almanya’nın içinde Türk - Alman dostluğu ve oluşacak devasa sinerjiyi ortadan kaldırmak isteyen bir oyundur ve mayın atmaktır ortaya. Avusturya’da bir havalananında Türkiye’ye gitmeyin yazıyor ve eminim ki onu yazan ya PKK’lı ya da FETÖ’den biridir. Almanya’da 2 etkinliğimiz vardı ve gittik. Denizlili hemşerilerimizle bir toplantı yaptık. Ve bu sefer de Alman Bild gazetesi, dünyanın en ilkel ülkesindeki bir gazete de olsa bu sözü yazmaz. Bu gazete ne dedi biliyor musunuz? Bu milletin bir bakanı için dedi? Medeniyet ve demokrasiden dem vuran o ülkenin gazetesi, “Erdoğan, Köln’e en azılı tasmalı köpeğini gönderdi”. 23 Temmuz’da başlayan bu soysuzlukla demokrasinin olmadığı bir Türkiye imajı yaratılmaya çalışıldı. Bir buçuk milyon sadece Almanya’da seçmenim var ve onlara ulaşmak benim hakkım. Sen de egemen bir ülkeysen bunu sağlamak zorundasın.”
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Uşak programına kentteki işadamları, oda, borsa ve STK başkanlarıyla basına kapalı olarak gerçekleştirdi.Daha sonra, Uşaklı işadamlarıyla bir araya gelen Bakan Zeybekci, Uşak iş dünyasına seslendi. Zeybekci, burada ekonomiyle ilgili açıklamalarda bulunarak, Uşak’ın halıcılık alanında destekleneceğini ve örnek kent olacağını ifade belirtti.
AK Parti Uşak İl Danışma Meclisi toplantısına da katılan Bakan Zeybekçi, burada ekonomiye ve gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Zeybekci, “Dünyayla beraber dönerseniz dünyanın hızını yakalarsınız. Yavaş giderseniz geride kalırınız. Bizim hedefimiz dünyadan daha hızlı gitmek. Baya geri kalmışız ve sen bu yolun yolcusu değilsin diye yolun dışına itildik. Kurt kuzuyu gözüne kestirdiyse ve onu halledecekse mazeret bulması lazım. Kuzu su içerken kurt niye suyu bulandırıyorsun diye bağırır. Bugün geldiğimiz noktada, Türkiye dünyadaki birçok ülkeye göre başarılı. 3 bin dolarlık milli gelir 10 bin dolara çıktı ve dünyanın 16’ıncı, Avrupa’nın 6’ıncı büyük ekonomisiyiz. Şu anda 5 kat artan bir ihracat var ve biz bu mucizeyi çok zorluklara rağmen gerçekleştirdik” diye kaydetti.
Bakan Zeybekçi, "15 Temmuz bir darbe değil, işgal girişimiydi. 15 Temmuz, ülkemizi soyu belirsizlere yamamak için yapıldı. Bu darbe girişimi, bu milletin feraseti, inancı ve Allah’ın yardımıyla atlatıldı. 16 Temmuz sabahı, bu ihanet milletin sivil Türk demokrasi devrimi halinde yazıldı. Fransız devrimi ve İngilizlerin kral ve kraliçeyi sınırlayıcı devrimleri nasıl anılıyorsa, 15 Temmuz da öyle anılacaktır” dedi Türkiye’nin, dünyanın 16 ve Avrupa’nın 6’ıncı büyük ekonomisine sahip olduğunu belirten Bakan Zeybekci, “2001 ve 2002 krizlerinde faiz ödememiş olsaydık, Türkiye bugün 17 bin dolarlık milli gelir seviyesinde olacaktı. Avrupa’nın 4’üncü büyük ekonomisi olacaktık. Biz bu dayağı niye yedik, çünkü bu sistem bize bu dayağa mecbur kılıyor. Bu sistemi kurgulayanlar böyle kurgulamışlar. Sistem, Türkiye’yi yatağa bağlamış veya ayakta kötürüm etmiş. Bu sistem birilerinin dizayn ettiği ve Türkiye ne olsun ne de donsun denilen bir sistemdir. Ecevit dönemindeki otel ticaretlerini biliyorsunuz. Bunlar işin en basit tarafı. Koalisyonlarda hangi banka veya tersane kimde olacak konuşulur. 2001’de Halk ve Ziraat Bankası’nın bu ülkeye görev zararı 20 milyar TL. Bu rakamları bize üreten bu sistemdir. Türkiye’de bir şeyi manipüle ediyorlar ve ucuz siyasete malzeme ediyorlar” şeklinde konuştu.
“16 Nisan, AK Parti, CHP ve MHP’nin meselesi değildir. Bir sistem dizaynıdır ve 16 Nisan’da parti seçmiyoruz” ifadelerini kullanan Zeybekçi, 16 Nisan’da milleti hastalıklardan kurtarmak için yeni bir sistem seçtiklerini, 16 Nisan’dan sonra seçimlere giden hiç kimsenin yürekleri ağzında olmayacağını, 7 Haziran’dan önce Türk parası daha az değer kaybettiğini, bu tarihten sonra yine aynı fatura çıktığını belirten Zeybekçi konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu hastalıklı sistem, millete kader olarak dayatılamaz. Seçimler 2019’da olacak ve bu tarihe kadar Türkiye’de bazı şeyler muhteşem güzel olacak. Siyaset normalleşecek, siyasi partiler normalleşecek, uçlar törpülenecek. CHP’ye oy verenlerin yüzde 70’i partisinin tek başına iktidar olacağına ihtimal vermiyor. Bu sistem normal seçimlerle iktidara gelecek olan bir muhalefet yaratacak. Bu sistem kim olursa olsun yüzde 50 zorunluluğunu getirdiği için, milleti değerleriyle barışık hale getirecek. CHP, bu ülkenin yüzde 70’nin değerleriyle barışık olma ve bunu savunan bir anlayışa getirecek” Avusturya’da bir havalananında Türkiye’ye gitmeyin yazıyordu.
Bakan Zeybekci, referandum süreci ve Avrupa ülkelerinin Türkiye’ye olan tavırlarına açıklama getirerek; “Bu sistem, seçimden sonra mutlak bir iktidar üretiyorsa, hiçbir tereddüt olmayacak. Millet gelene, 5 yıl kesintisiz olarak iktidar olanağı tanıyacak. İmam Şafiye, fitne zamanında kimin doğru ve yanlış olduğunu sormuşlar. Demiş ki kolay, fitne zamanında düşmanın oklarını takip edin ve onun oku kimi hedefliyorsa, bilin ki o doğrudur. Yedi düvele bakın şu anda, 15 Temmuz geçmiş, 16 ve 18 Temmuz’da hastaneler yaralı dolu ve şehit kanları var. 20 Temmuz’da dağlarda kaçaklar var Türkiye meydanlarda. Alman Del Spigel Gazetesi’nin 23 Temmuz günü, 15 Temmuz’u kapak yapıyor ve bir zamanlar demokrasi vardı yazıyor. Bu ihanet gerçek olsaydı ve darbe gerçekleşseydi, meclis ve yargı darmadağın edilmiş olsaydı, a be iki yüzlü o gün demokrasi olmuş olacaktı. Türkiye’de demokrasi kazanmış mı olacaktı. Bunu en büyük yüzsüzlüğü ile dergi olarak yayınladı. Bu Türkiye’ye bir operasyon ve devamıdır. Almanya bir ülkedir ve devlettir. Bu Almanya’nın içinde Türk - Alman dostluğu ve oluşacak devasa sinerjiyi ortadan kaldırmak isteyen bir oyundur ve mayın atmaktır ortaya. Avusturya’da bir havalananında Türkiye’ye gitmeyin yazıyor ve eminim ki onu yazan ya PKK’lı ya da FETÖ’den biridir. Almanya’da 2 etkinliğimiz vardı ve gittik. Denizlili hemşerilerimizle bir toplantı yaptık. Ve bu sefer de Alman Bild gazetesi, dünyanın en ilkel ülkesindeki bir gazete de olsa bu sözü yazmaz. Bu gazete ne dedi biliyor musunuz? Bu milletin bir bakanı için dedi? Medeniyet ve demokrasiden dem vuran o ülkenin gazetesi, “Erdoğan, Köln’e en azılı tasmalı köpeğini gönderdi”. 23 Temmuz’da başlayan bu soysuzlukla demokrasinin olmadığı bir Türkiye imajı yaratılmaya çalışıldı. Bir buçuk milyon sadece Almanya’da seçmenim var ve onlara ulaşmak benim hakkım. Sen de egemen bir ülkeysen bunu sağlamak zorundasın.”