MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, hükümeti Andımızı kaldırması konusunda eleştirirken, "Türk, Atatürk, Türkçe, Türk milleti ve Türk milliyetçiliği bir iktidarın yiyeceği kadar küçük lokma değildir" dedi.
Meclis'te bir basın toplantısı yapan Yeniçeri, iktidarın son zamanlarda yaptığı millilik ve milliyetçilik aleyhtarlığının sınırları zorladığını belirterek, milliyetçilikle mücadeleyi ancak millet düşmanlarının yapabileceğini iddia etti. Yeniçeri şöyle devam etti:
"İktidar yetkilileri her fırsatta 'Ne mutlu Türk'üm diyene' sözlerine kasıtlı olarak ırkçı bir anlam yüklemekte ve fırsat buldukları her yerden kaldırmaktadırlar. Anayasa'daki 'Türk vatandaşlığı' kavramını çıkartmak için iktidar yetkilileri olağan üstü bir gayret içine girmişlerdir. Hükümet andımız konusunda suçüstü yakalanmıştır. Tarih boyuna Türk, Türkçe, Atatürk, Türk milleti ve Türk milliyetçiliğine Türk-İslam düşmanları saldırmıştır. Ak Parti bu mücadelenin hangi tarafındadır.
Tayyip Erdoğan çocukken andımızı hiç söylememiş gibi konuşuyor. Türk'üm' demeyi ırkçılık olarak niteleyenler, gerçekte kelime ırkçılığı yapmaktadırlar. Bu yönüyle sanata ve edebiyata da hakaret etmektedirler. Tayyip Erdoğan ümük sıkarak, göstericilere hesap sorarak, medyaya esas duruş çekerek, biber gazının kullanımını kutsayarak, hapishanedeki seçilmiş milletvekilleri için elini kıpırdatmayarak, atanmış bürokrat Hakan Fidan için bir gecede yasa çıkartarak tam demokrat olmuştur."
Başbakan Erdoğan'ın Grup toplantısında Reşit Galip ile ilgili söylediği sözlerini değerlendiren Yeniçeri, "Başbakan ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyor. Bazı şeylerin tarihi bağlamından kopartarak yapılan değerlendirmeler tamamen afaki değerlendirmeler olur. Başbakan Reşit Galip'in yerinde olsaydı ondan daha fazla kendi dediklerini yapan bir konumda olurdu. Reşit Galip'in 1933'lerde söyledikleri ve yaptıklarını bir kenara bırakıp Başbakan'ın bugün yaptıklarına bir bakmak gerekiyor. Bir günah keçisi ilan edilerek o günah keçisi üzerinden Türk milletini mahkum edip, Türk kavramını ayaklar altına alma hakkını Başbakanın kendisinde görmemesi icap ediyor" dedi.
AK Parti Genel başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in bir sunucuyu dekoltesi nedeniyle eleştirmesinin sorulması üzerine Yeniçeri, şöyle devam etti:
"Biz yöneticilerin görevi kişilerin kılığını, kıyafetini, saçını, başını tanzim etmek değildir. Siyasetçilerin görevi millete hizmet etmektir. İnsanların giyimleriyle kuşamlarıyla ilgili kendileri karar verirler. İnsanları giyiminden kuşamından dolayı yargılamaya siyasetçilerin hakkı yoktur. Siyasetçiler oy aldıkları insanların inançlarına, iradelerine, tavırlara saygılı olmak zorundadırlar. Onları tektipleştirmek için değil onlara hizmet için vardırlar. Başörtüsünü bu şekilde değerlendirenler, bugün de tersini başka bir biçimde değerlendirmekteler. Bu toplumun belli değerleri var, ona herkesin dikkat etmesi gerekir. Memlekette at izi it izine karıştı, kimin ne yaptığı anlaşılır olmaktan çıktı."
MİT'in Mhp ve Chp ile ilgili fişleme yaptığı yönündeki iddiaları da değerlendiren Yeniçeri, "Ak Parti kendi algılarının dışında bir kişiye ve gruba yaşama şansı bırakmayan bir iktidar durumuna büründü. Eğer bir gün bu iktidardan seçim yoluyla bu milletin kurtulma umudu kesilirse, bu milleti sokaktan eve sokamazsınız" dedi.