HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Davutoğlu'nun kendisi hakkındaki sözlere cevap verdi.
Demirtaş Davutoğlu'na verdiği cevap şöyle:
Ben dün, 'Mekanlar bazı şeylerle doğrudan ilintili ve bağlantılıdır' dedim. Bunu şu şekilde ifade ettim: 'Siz bir Müslümana 'Başka bir yere git, hacı ol' diyemezsiniz. 'Onun Kâbe'ye gitmesi lazım' dedim. 'Taksim'de de anma yapılacaksa, bizzat Kazancı Yokuşu'nda, o insanların öldürüldüğü, katledildiği yerde yapmanız lazım. Bazı şeyler mekanla doğrudan bağlıdır' dedim. Bugün ne yaptılar? 'Efendim Demirtaş Taksim Kâbe gibidir, bizim Kâbe'mizdir' demiş. Şimdi Başbakan, biraz önce mitingde aynen bu şekilde söylüyor. Bu ülkenin Başbakanı. 'Ey Demirtaş, senin inancın nedir bilmeyiz ama, biz Kâbe'ye şirk koşulmasına izin vermeyiz' diyor. Benim inancımı veya bizim inancımızı sorgulama yetkisi bir başbakanda değildir. Benim Müslümanlığımı sorgulama yetkisi sende değildir. Sayın Davutoğlu, sen kendini ne zannediyorsun?
Başaramazsınız...
Benim imanımı, inancımı, inanıp inanmadığımı sorgulama hakkı ve yetkisi, haddi sende değildir. İkincisi; bir çarpıtmaya veya yalana sarılarak seçim kampanyası yürüteceksen, bak senin o yalan konusundaki en büyük ustan bile bunu başaramadı. Çok denedi ama başaramadı. Çarpıtma ustasıdır. Yalan ustasıdır. Git ona bir sor bakalım yapabildi mi, başarabildi mi? Başaramazsınız. Yalana sarılarak bu işleri yapamazsınız. Ben 'Taksim işçinin, bizim Kâbe'mizdir' demedim. 'Bazı şeyler mekanla bağlıdır' dedim. 'İşçi katliamını, 1977 katliamını Taksim dışında anamazsınız' dedim. Ve siz bir Müslümana 'Kâbe dışında bir yere hacı olmaya git' derseniz, hakaret etmiş olursunuz' dedim. 'İşçiye de Taksim'i yasaklamayın. Burada ansınlar.
Demirtaş Davutoğlu'na verdiği cevap şöyle:
Ben dün, 'Mekanlar bazı şeylerle doğrudan ilintili ve bağlantılıdır' dedim. Bunu şu şekilde ifade ettim: 'Siz bir Müslümana 'Başka bir yere git, hacı ol' diyemezsiniz. 'Onun Kâbe'ye gitmesi lazım' dedim. 'Taksim'de de anma yapılacaksa, bizzat Kazancı Yokuşu'nda, o insanların öldürüldüğü, katledildiği yerde yapmanız lazım. Bazı şeyler mekanla doğrudan bağlıdır' dedim. Bugün ne yaptılar? 'Efendim Demirtaş Taksim Kâbe gibidir, bizim Kâbe'mizdir' demiş. Şimdi Başbakan, biraz önce mitingde aynen bu şekilde söylüyor. Bu ülkenin Başbakanı. 'Ey Demirtaş, senin inancın nedir bilmeyiz ama, biz Kâbe'ye şirk koşulmasına izin vermeyiz' diyor. Benim inancımı veya bizim inancımızı sorgulama yetkisi bir başbakanda değildir. Benim Müslümanlığımı sorgulama yetkisi sende değildir. Sayın Davutoğlu, sen kendini ne zannediyorsun?
Başaramazsınız...
Benim imanımı, inancımı, inanıp inanmadığımı sorgulama hakkı ve yetkisi, haddi sende değildir. İkincisi; bir çarpıtmaya veya yalana sarılarak seçim kampanyası yürüteceksen, bak senin o yalan konusundaki en büyük ustan bile bunu başaramadı. Çok denedi ama başaramadı. Çarpıtma ustasıdır. Yalan ustasıdır. Git ona bir sor bakalım yapabildi mi, başarabildi mi? Başaramazsınız. Yalana sarılarak bu işleri yapamazsınız. Ben 'Taksim işçinin, bizim Kâbe'mizdir' demedim. 'Bazı şeyler mekanla bağlıdır' dedim. 'İşçi katliamını, 1977 katliamını Taksim dışında anamazsınız' dedim. Ve siz bir Müslümana 'Kâbe dışında bir yere hacı olmaya git' derseniz, hakaret etmiş olursunuz' dedim. 'İşçiye de Taksim'i yasaklamayın. Burada ansınlar.