Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Şenliler, Türkiye'nin Güneydoğusunda paralel bir yapının oluşturulduğunu ve faaliyetlerin devam ettiğini söyledi.
Genel Başkan Yardımcısı Şenliler, düzenlediği basın toplantıısnda, AK Parti hükümetini 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonu üzerinden sert bir dille eleştirdi. Türkiye’nin esas gündeminin, 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları kapsamında 4 eski bakanın soruşturması ve Yüce Divan’da yargılanması konuları olduğunu vurgulayan Şenliler, “Ülkemizde esas gündem hep gündemden kaçırılıyor. Ülkemizin belli bir bölgesinde Türkiye’den ayrılmış, parçalanmış ayrı özerk bir yapı, paralel bir yapı oluşturma adına yaşadığımız icraatları ve en son dün Mardin’in ilçesinde güvenlik güçleri ve askerimizin yaralandığı bir mayınlı saldırıya hedef olan güvenlik güçlerimiz oldu. Ben geçmiş olsun dileklerimi sunuyor, acil şifalar diliyorum. Bu saldırı, basından kaçıralamayacak şekilde bir saldırı olduğu için kamuoyuna yansımıştır.” dedi.
"GÜNEYDOĞU'DA GÜVENLİK VE KAMU GÖREVLİLERİNE KARŞI SİSTEMLİ BİR SALDIRI VAR"
“Her gün ülkemizin Güneydoğu bölgesinde özellikle askerimize, polisimize ve orada görev yapan memurlara karşı sistemli bir sindirme, saldırma politikası uygulanmaktadır.” diyen Şenliler, “Güneydoğu'da vatandaşlarımız, gayrimenkullerini satamaz hale gelmişlerdir. PKK’nın çizgisinde olmayan vatandaşların oralardan göç ettirilmek için baskı uygulandığı, 'gitmezseniz sizi yakacağız, yok edeceğiz' diyerek baskı ve sindirme politakası uygulandığını duymaktayız. Bu, devletin egemenliğinin, devlet gücünün, devlet hakimiyetinin zaafa uğradığının göstergesidir. Tabiat zaafiyet kabul etmez. Bir yerde devlet hakimiyeti olmazsa yerine başka güçlerin, başka kuvvetlerin, düşüncelerin, oluşumların hakimiyeti kendisine yer bulur.” diye konuştu.
"ÇÖZÜM SÜRECİ ALDATMACASI BU MİLLETİ BÖLÜNME NOKTASINA GETİRDİ"
Çözüm süreci adı altında oynanan aldatmacanın, bu milleti bölünme noktasına getirdiğini ifade eden Şenliler, “Türkiye’nin 40 senedir başının belası olan bölücü terör örgütü elebaşısı, cezaevinde idam mahkumu devlet tarafından muhatap alınmaktadır. Buralara heyetler gidip gelmektedir. Buralara idam mahkumuna sekreterya oluşturulmakta ve bu sekreteryada görev alacak kişilerin maaşı da Adalet Bakanlığı tarafından karşılanacağı söylenmektedir. Bu sözler, millet vicadanında derin yaralar açmıştır. Bu, 2015 seçimlerinde, eğer bu iktidar tekrar bu çoğunlukla iktidara gelir Anayasa'yı değiştirecek bir çoğunluğu elde ederse, biz Türkiye’nin çözüm süreci adı altında belli bir bölgesinin federal bir bölgeye dönüştürülerek özerklik verileceğinden endişe ediyoruz. O yüzden bu seçimlerde mutlaka sağduyu sahipleri, ülkenin bölünmez bütünlüğüne tenminat olmak isteyen, üniter devlet yapısından olan güçlerin işbirliği, güç birliği, eylem birliği yapması gerektiğine inanıyoruz." şeklinde konuştu.
"CUMHURBAŞKANININ ÜSLUBU MİLLETİ BÖLÜYOR VE AYRIŞTIRIYOR"
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bazı bakanların üsluplarının milleti ayrıştırdığını söyleyen Şenliler, şöyle devam etti: “Bugün başta sayın cumhurbaşkanımız olmak üzere, başbakan ve diğer ilgili zevatın, siyasi iktidarın, kabine mensuplarının üsluplarına çok dikkat etmesi gerektiğine inanıyorum. Bu uygulanan üslup ayrıştırıcı, bölücü, milleti ikiye ayırıcı bir uslüptur. 'Benden olanlar, benden olmayanlar' üslubudur ve bu fevkalede yanlıştır. Bir siyasi iktidar düşünün ki kendisine yapılan her türlü eleştiriyi, komplo olarak, darbe olarak, ajanlık olarak, kökü dışarda olarak değerlendirmesi, onu bu şekilde tavsif etmesi kesinlikle kabul edilemez ve kesinlikle bir tahammülsüzlük, eleştiriye tahammül gösterememenin işaretidir. Uslübu ile bu milletin tek bir ferdini dahi dışlamadan, düşman ilan etmeden ajan, provokatör, darbeci, cuntacı ve benzeri sıfatlarla karalamadan bütün 75 milyonu kucaklamak, bağrına basmak mecburiyetindedir. Sayın Cumhurbaşkanı'nın uslübunu bu anlamda BBP olarak doğru bulmadığımızı, bütün milleti kucaklayıcı bir uslup içerisnde olması gerektiğini ifade ediyorum.”
"BİR ÜLKEDE BASIN SUSTURULMAYA ÇALIŞILIYORSA DEMOKRASİDEN BAHSEDİLEMEZ"
Basının, medyanın susturulmaya çalışdığı bir ülkede demokrasiden bahsedilemeyeceğini vurgulayan Şenliler, “Basın üzerinde özellikle son zamanlarda basın mensupları üzerinde haber yaptıkları, TV programı ve TV dizisi çektileri ve bu dizilerde hayali bir takım kurgular yaptıklaır iddiası ile soaruşturma açıldığını ve bunlar üzerinden tutuklamalar olduğunu görmekten de basın hürriyeti adına BBP olarak derin bir teessür içinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bir ülkede basın susturulmaya çalışılırsa demokrasiden bahsetmek mümkün değildir." diye konuştu.
"17-25 ARALIK OPERASYONU HÜKÜMETE DARBEYDİ DE NEDEN 4 BAKAN İSTİFA ETTİ"
Şenliler, 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonunun, iktidara yapılan darbe iddiası ve 4 bakan istifasının hükümet tarafından açıklanamadığı ve adı geçen bakanların Yüce Divan'da yargılanması gerektiğini vurguladı. Şenliler, sözlerini şöyle tamamladı: “17-25 Aralık 2013 tarihinde yapılan opersasyona birileri darbe, birileri hükümeti devirme operasyonu diyorlar amma ortada bir gerçek var. 4 tane bakan istifa etmiştir. Peki herhangi bir darbeydi de herhangi bir yolsuzluk yoktu, hükümete karşı komploydu da neden bu 4 bakan istifa etti? Neden o dönemin sayın bakanı çıktı, dönemin başbakanına 'Ben zaten senden emir alarak iş yapıyorum, her şeyden senin haberin var' diyebildi. İşte bunlar vatandaşın ve milletimizin kafasında 17-25 Aralık operasyonunun bir rüşvet ve yolsuzluk operasyonu olduğunun tescili olarak kafalarda kalmıştır. Bu sebeple sayın bakanların ve milletvekillerinin aklanması için eğer bunlar gerçekten masumsa Yüce Divan'da yargılanmayı kendilerinin istemesi lazım. Yargılansınlar ve aklansınlar vatandaşlarımız da gerçekleri öğrensin. Bu 700 bin dolarlık saatti, ayakkabı kutularından paralar, Rezza Zerrab’ların altınları, bunların hepsi birer filmmiş, senaryoymuş, sayın bakanlara komplo yapılmış diyelim bunu anlayalım.”
Genel Başkan Yardımcısı Şenliler, düzenlediği basın toplantıısnda, AK Parti hükümetini 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonu üzerinden sert bir dille eleştirdi. Türkiye’nin esas gündeminin, 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları kapsamında 4 eski bakanın soruşturması ve Yüce Divan’da yargılanması konuları olduğunu vurgulayan Şenliler, “Ülkemizde esas gündem hep gündemden kaçırılıyor. Ülkemizin belli bir bölgesinde Türkiye’den ayrılmış, parçalanmış ayrı özerk bir yapı, paralel bir yapı oluşturma adına yaşadığımız icraatları ve en son dün Mardin’in ilçesinde güvenlik güçleri ve askerimizin yaralandığı bir mayınlı saldırıya hedef olan güvenlik güçlerimiz oldu. Ben geçmiş olsun dileklerimi sunuyor, acil şifalar diliyorum. Bu saldırı, basından kaçıralamayacak şekilde bir saldırı olduğu için kamuoyuna yansımıştır.” dedi.
"GÜNEYDOĞU'DA GÜVENLİK VE KAMU GÖREVLİLERİNE KARŞI SİSTEMLİ BİR SALDIRI VAR"
“Her gün ülkemizin Güneydoğu bölgesinde özellikle askerimize, polisimize ve orada görev yapan memurlara karşı sistemli bir sindirme, saldırma politikası uygulanmaktadır.” diyen Şenliler, “Güneydoğu'da vatandaşlarımız, gayrimenkullerini satamaz hale gelmişlerdir. PKK’nın çizgisinde olmayan vatandaşların oralardan göç ettirilmek için baskı uygulandığı, 'gitmezseniz sizi yakacağız, yok edeceğiz' diyerek baskı ve sindirme politakası uygulandığını duymaktayız. Bu, devletin egemenliğinin, devlet gücünün, devlet hakimiyetinin zaafa uğradığının göstergesidir. Tabiat zaafiyet kabul etmez. Bir yerde devlet hakimiyeti olmazsa yerine başka güçlerin, başka kuvvetlerin, düşüncelerin, oluşumların hakimiyeti kendisine yer bulur.” diye konuştu.
"ÇÖZÜM SÜRECİ ALDATMACASI BU MİLLETİ BÖLÜNME NOKTASINA GETİRDİ"
Çözüm süreci adı altında oynanan aldatmacanın, bu milleti bölünme noktasına getirdiğini ifade eden Şenliler, “Türkiye’nin 40 senedir başının belası olan bölücü terör örgütü elebaşısı, cezaevinde idam mahkumu devlet tarafından muhatap alınmaktadır. Buralara heyetler gidip gelmektedir. Buralara idam mahkumuna sekreterya oluşturulmakta ve bu sekreteryada görev alacak kişilerin maaşı da Adalet Bakanlığı tarafından karşılanacağı söylenmektedir. Bu sözler, millet vicadanında derin yaralar açmıştır. Bu, 2015 seçimlerinde, eğer bu iktidar tekrar bu çoğunlukla iktidara gelir Anayasa'yı değiştirecek bir çoğunluğu elde ederse, biz Türkiye’nin çözüm süreci adı altında belli bir bölgesinin federal bir bölgeye dönüştürülerek özerklik verileceğinden endişe ediyoruz. O yüzden bu seçimlerde mutlaka sağduyu sahipleri, ülkenin bölünmez bütünlüğüne tenminat olmak isteyen, üniter devlet yapısından olan güçlerin işbirliği, güç birliği, eylem birliği yapması gerektiğine inanıyoruz." şeklinde konuştu.
"CUMHURBAŞKANININ ÜSLUBU MİLLETİ BÖLÜYOR VE AYRIŞTIRIYOR"
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bazı bakanların üsluplarının milleti ayrıştırdığını söyleyen Şenliler, şöyle devam etti: “Bugün başta sayın cumhurbaşkanımız olmak üzere, başbakan ve diğer ilgili zevatın, siyasi iktidarın, kabine mensuplarının üsluplarına çok dikkat etmesi gerektiğine inanıyorum. Bu uygulanan üslup ayrıştırıcı, bölücü, milleti ikiye ayırıcı bir uslüptur. 'Benden olanlar, benden olmayanlar' üslubudur ve bu fevkalede yanlıştır. Bir siyasi iktidar düşünün ki kendisine yapılan her türlü eleştiriyi, komplo olarak, darbe olarak, ajanlık olarak, kökü dışarda olarak değerlendirmesi, onu bu şekilde tavsif etmesi kesinlikle kabul edilemez ve kesinlikle bir tahammülsüzlük, eleştiriye tahammül gösterememenin işaretidir. Uslübu ile bu milletin tek bir ferdini dahi dışlamadan, düşman ilan etmeden ajan, provokatör, darbeci, cuntacı ve benzeri sıfatlarla karalamadan bütün 75 milyonu kucaklamak, bağrına basmak mecburiyetindedir. Sayın Cumhurbaşkanı'nın uslübunu bu anlamda BBP olarak doğru bulmadığımızı, bütün milleti kucaklayıcı bir uslup içerisnde olması gerektiğini ifade ediyorum.”
"BİR ÜLKEDE BASIN SUSTURULMAYA ÇALIŞILIYORSA DEMOKRASİDEN BAHSEDİLEMEZ"
Basının, medyanın susturulmaya çalışdığı bir ülkede demokrasiden bahsedilemeyeceğini vurgulayan Şenliler, “Basın üzerinde özellikle son zamanlarda basın mensupları üzerinde haber yaptıkları, TV programı ve TV dizisi çektileri ve bu dizilerde hayali bir takım kurgular yaptıklaır iddiası ile soaruşturma açıldığını ve bunlar üzerinden tutuklamalar olduğunu görmekten de basın hürriyeti adına BBP olarak derin bir teessür içinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bir ülkede basın susturulmaya çalışılırsa demokrasiden bahsetmek mümkün değildir." diye konuştu.
"17-25 ARALIK OPERASYONU HÜKÜMETE DARBEYDİ DE NEDEN 4 BAKAN İSTİFA ETTİ"
Şenliler, 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonunun, iktidara yapılan darbe iddiası ve 4 bakan istifasının hükümet tarafından açıklanamadığı ve adı geçen bakanların Yüce Divan'da yargılanması gerektiğini vurguladı. Şenliler, sözlerini şöyle tamamladı: “17-25 Aralık 2013 tarihinde yapılan opersasyona birileri darbe, birileri hükümeti devirme operasyonu diyorlar amma ortada bir gerçek var. 4 tane bakan istifa etmiştir. Peki herhangi bir darbeydi de herhangi bir yolsuzluk yoktu, hükümete karşı komploydu da neden bu 4 bakan istifa etti? Neden o dönemin sayın bakanı çıktı, dönemin başbakanına 'Ben zaten senden emir alarak iş yapıyorum, her şeyden senin haberin var' diyebildi. İşte bunlar vatandaşın ve milletimizin kafasında 17-25 Aralık operasyonunun bir rüşvet ve yolsuzluk operasyonu olduğunun tescili olarak kafalarda kalmıştır. Bu sebeple sayın bakanların ve milletvekillerinin aklanması için eğer bunlar gerçekten masumsa Yüce Divan'da yargılanmayı kendilerinin istemesi lazım. Yargılansınlar ve aklansınlar vatandaşlarımız da gerçekleri öğrensin. Bu 700 bin dolarlık saatti, ayakkabı kutularından paralar, Rezza Zerrab’ların altınları, bunların hepsi birer filmmiş, senaryoymuş, sayın bakanlara komplo yapılmış diyelim bunu anlayalım.”