Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreter Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa KALAYCI TBMM’nde devam eden bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada gündeme getirdiği “çözülme süreci ve kamuda personel rejimi” ile ilgili yazılı basın açıklaması yaptı.
Kalaycı'nın basın açıklaması şöyle:
Bilinmelidir ki PKK'yla müzakere masasına oturan ve her türlü tavizi verenler, terör örgütünün silah stoklamasına, kadrolarını güçlendirmesine, mühimmat depolamasına, çukurlar kazmasına, her yere bombalar döşemesine alenen göz yumanlar, güvenlik güçlerinin operasyon yapmaması için talimat verenler, makamı, mevkisi ne olursa olsun terör örgütüne yardım ve yataklık yapmaktan dolayı yargı önünde mutlaka hesap verecektir. Şehitlerimiz de Huzur-u Mahşerde yakalarına yapışacak ve haklarını helal etmeyeceklerdir.
AKP, çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve verimliliğin artırılması adına hiçbir çaba sarf etmezken, partizanlık adına her şeyi yapmıştır. Personel rejimi nesnellikten uzaklaştırılmış, liyakat ve hakkaniyet göz ardı edilmiştir. Bürokraside yıldırma ve yıpratma süreci yaşanmıştır. Kamu çalışanlarının tayinlerine, yükselmelerine AKP teşkilatları ve yandaş sendikalar karar vermiş, istemedikleri dürüst memurlar sürgün edilmiş, görevlerinden uzaklaştırılmıştır.
Özel kalem müdürlüğü, müşavirlik ve benzeri istisnai memuriyet kadrolarına sınavsız alınan personel daha sonra başka memur kadrolarına geçirilmektedir. Boşalan istisnai kadrolara tekrar sınavsız elemanlar alınmakta ve bu süreç bu şekilde devam ettirilmektedir. Özellik arz eden görevler için öngörülen istihdam şeklinin, memuriyete sınavsız giriş yolu olarak kullanılması ahlaki olmayan başka bir yandaş kayırma yöntemidir.
AKP döneminde taşeron işçilik uygulaması yaygınlaşmış, kamuda girmediği alan kalmamıştır. 1 milyonun üzerinde taşeron işçisinin kamuda çalıştığı ifade edilmektedir. AKP, taşeronlaşmayı politikasının esası olarak uygulamış ve bundan da siyasi nema sağlamıştır.
7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinin yapıldığı 2015 yılında, 523 bin kişinin bu şekilde işe alınmış olması, uygulamanın toplum yararından ziyade AKP yararına olduğunu ortaya koymaktadır. Bu kapsamda ormana sezon dışı dönemde eleman alınmış, belediyelere tıka basa adam doldurulmuştur. Ayrıca, program kapsamında ortaya çıkan bazı aracıların işe alınanlardan komisyon aldığı yönünde ciddi iddialar da bulunmaktadır. Bu uygulamanın her yönüyle mutlaka soruşturulması gerekmektedir.
Kalaycı'nın basın açıklaması şöyle:
HANİ HERŞEY İYİ OLACAKTI, NE OLDU?
"Çözüm süreci" dediniz, "analar ağlamayacak" dediniz, "her şey güzel olacak" dediniz, "İstikrar" dediniz. Peki ne oldu? Ülkemizi ne hâle getirdiniz? Her gün bayrağa sarılı şehit naaşlarını kaldırıyoruz. Anaların gözyaşı sel olup akmaktadır. Yaşanan felaketler ve acılar, AKP iktidarının mimarı ve müellifi olduğu yıkım ve çözülme süreçlerinin eseridir.Bilinmelidir ki PKK'yla müzakere masasına oturan ve her türlü tavizi verenler, terör örgütünün silah stoklamasına, kadrolarını güçlendirmesine, mühimmat depolamasına, çukurlar kazmasına, her yere bombalar döşemesine alenen göz yumanlar, güvenlik güçlerinin operasyon yapmaması için talimat verenler, makamı, mevkisi ne olursa olsun terör örgütüne yardım ve yataklık yapmaktan dolayı yargı önünde mutlaka hesap verecektir. Şehitlerimiz de Huzur-u Mahşerde yakalarına yapışacak ve haklarını helal etmeyeceklerdir.
KAMU YÖNETİMİNİN AYARI BOZULDU
AKP, yeni bir personel rejimi ve ücret rejiminin süratle hayata geçirileceğini taahhüt etmesine rağmen on üç yıldır bu yönde bir adım atmamış, tam tersine mevcut sistemi de içinden çıkılmaz hâle getirmiştir. AKP, kamu yönetiminin ayarını bozmuş, tüm dengeleri altüst etmiştir.AKP, çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve verimliliğin artırılması adına hiçbir çaba sarf etmezken, partizanlık adına her şeyi yapmıştır. Personel rejimi nesnellikten uzaklaştırılmış, liyakat ve hakkaniyet göz ardı edilmiştir. Bürokraside yıldırma ve yıpratma süreci yaşanmıştır. Kamu çalışanlarının tayinlerine, yükselmelerine AKP teşkilatları ve yandaş sendikalar karar vermiş, istemedikleri dürüst memurlar sürgün edilmiş, görevlerinden uzaklaştırılmıştır.
KAMUDA İŞE ALMALAR YANDAŞ KAYIRMAYA DAYALI
Devletin asli ve süreklilik arz eden birçok kamu hizmeti, sözleşmeli ve geçici personel eliyle yürütülür hâle gelmiştir. Aslında geçici işlerin ifası için istisnai hâllere münhasır olması gereken uygulamalar asıl istihdam şeklinin önüne geçmiştir. Defalarca kadro kanunları çıkarılarak sözleşmeli, geçici ve vekil çalışanlar kadrolara alınmış ancak tekrar sözleşmeli, geçici ve vekil alınmasına devam edilmiştir.Özel kalem müdürlüğü, müşavirlik ve benzeri istisnai memuriyet kadrolarına sınavsız alınan personel daha sonra başka memur kadrolarına geçirilmektedir. Boşalan istisnai kadrolara tekrar sınavsız elemanlar alınmakta ve bu süreç bu şekilde devam ettirilmektedir. Özellik arz eden görevler için öngörülen istihdam şeklinin, memuriyete sınavsız giriş yolu olarak kullanılması ahlaki olmayan başka bir yandaş kayırma yöntemidir.
AKP döneminde taşeron işçilik uygulaması yaygınlaşmış, kamuda girmediği alan kalmamıştır. 1 milyonun üzerinde taşeron işçisinin kamuda çalıştığı ifade edilmektedir. AKP, taşeronlaşmayı politikasının esası olarak uygulamış ve bundan da siyasi nema sağlamıştır.
TOPLUM YARARINA MI, AKP YARARINA MI?
AKP Hükûmeti, kamu personel mevzuatında olmayan yeni bir istihdam modeli daha uydurmuştur. Toplum yararına program adı altında dokuz aya kadar varan süreyle işçi alımı yapmaktadır. Ancak çalıştırıldıkları işler, kamu idarelerinin görev alanına giren sürekli işlerdir. Zira alınanlar millî eğitim, orman, belediyelerde çalıştırılmaktadır.7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinin yapıldığı 2015 yılında, 523 bin kişinin bu şekilde işe alınmış olması, uygulamanın toplum yararından ziyade AKP yararına olduğunu ortaya koymaktadır. Bu kapsamda ormana sezon dışı dönemde eleman alınmış, belediyelere tıka basa adam doldurulmuştur. Ayrıca, program kapsamında ortaya çıkan bazı aracıların işe alınanlardan komisyon aldığı yönünde ciddi iddialar da bulunmaktadır. Bu uygulamanın her yönüyle mutlaka soruşturulması gerekmektedir.