AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Şehit düşen güvenlik görevlilerine, helikopter ve trafik kazasında şehit olan asker ve polislere rahmet dileyen Davutoğlu, Güneydoğu’da yaşanan olaylarla ilgili olarak, “Her zaman söyledik, Kobani olayları ve Suriye’deki zulüm dün başlamadı, Kobani ile başlamadı. 3.5 yıldan beri Suriye’de büyük zulüm var” dedi.
Tezkereyle çok açık bir şekilde zalimlerin oluşturacağı tehlikeye karşı mazlumları koruma kararı aldıklarını kaydeden Davutoğlu, “HDP çözüm süreciyle Kobani’yi irtibatlandırarak bize şantaj yapmaya kalktı. Buna izin vermeyiz. Türkiye’ye ve Türkiye topraklarına dönük olarak herhangi bir tehdit söz konusu olursa bu tehdidin kaynağı kim olursa olsun, hiç gözünün yaşına bakmayız, aynı anda cezalandırırız. Tezkerenin esası da budur” ifadelerini kullandı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaoğlu’na da seslenen Davutoğlu şunları söyledi:
“CHP ve Kılıçdaroğlu, ellerine ne tutuşturulursa onu gösterdiklerini ortaya koydular. Bir kere de kendiniz olun. Türkiye IŞİD’e de Esed’e de karşıdır, karşı olmaya devam edecektir. Peki Kılıçdaroğlu bugün aynı netlikte, ‘Biz IŞİD’e de Esed’e de karşıyız’ diyebilecek mi? HDP diyebilecek mi? Bütün meseleleri Suriye rejimini ve Esed’i korumak.” Davutoğlu daha sonra şunları söyledi: “Bir çok konularda güvenliği teminat altına alıcı adımlar atacağız. Kesinlikle emniyet güçlerimizin ve yargı sistemimizin olaylara çabuk bir şekilde müdahale etmesini garanti altına alacağız. Kamu düzeni her ne suretle olursa olsun teminat altına alınacaktır. IŞİD bahane edilerek yapılan izinsiz gösterilerde yakılan her TOMA’nın yerine gerekirse
Şehit düşen güvenlik görevlilerine, helikopter ve trafik kazasında şehit olan asker ve polislere rahmet dileyen Davutoğlu, Güneydoğu’da yaşanan olaylarla ilgili olarak, “Her zaman söyledik, Kobani olayları ve Suriye’deki zulüm dün başlamadı, Kobani ile başlamadı. 3.5 yıldan beri Suriye’de büyük zulüm var” dedi.
Tezkereyle çok açık bir şekilde zalimlerin oluşturacağı tehlikeye karşı mazlumları koruma kararı aldıklarını kaydeden Davutoğlu, “HDP çözüm süreciyle Kobani’yi irtibatlandırarak bize şantaj yapmaya kalktı. Buna izin vermeyiz. Türkiye’ye ve Türkiye topraklarına dönük olarak herhangi bir tehdit söz konusu olursa bu tehdidin kaynağı kim olursa olsun, hiç gözünün yaşına bakmayız, aynı anda cezalandırırız. Tezkerenin esası da budur” ifadelerini kullandı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaoğlu’na da seslenen Davutoğlu şunları söyledi:
“CHP ve Kılıçdaroğlu, ellerine ne tutuşturulursa onu gösterdiklerini ortaya koydular. Bir kere de kendiniz olun. Türkiye IŞİD’e de Esed’e de karşıdır, karşı olmaya devam edecektir. Peki Kılıçdaroğlu bugün aynı netlikte, ‘Biz IŞİD’e de Esed’e de karşıyız’ diyebilecek mi? HDP diyebilecek mi? Bütün meseleleri Suriye rejimini ve Esed’i korumak.” Davutoğlu daha sonra şunları söyledi: “Bir çok konularda güvenliği teminat altına alıcı adımlar atacağız. Kesinlikle emniyet güçlerimizin ve yargı sistemimizin olaylara çabuk bir şekilde müdahale etmesini garanti altına alacağız. Kamu düzeni her ne suretle olursa olsun teminat altına alınacaktır. IŞİD bahane edilerek yapılan izinsiz gösterilerde yakılan her TOMA’nın yerine gerekirse
5 TOMA, 10 TOMA alınacak. Kamu binaları eğer yakılmışsa onların daha iyileri yapılacak.”
İhanet eden kim Ahmet Bey!
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Barzani’nin Türkiye’den silah yardımı aldıklarını ancak Ankara’nın bunun açıklanmasına karşı çıktığı yönündeki sözlerini, “Belge mi istiyorsun sen işte silahları götüren şoförlerin ve savcıların ifadeleri. Şimdi ben ona soruyorum, kim vatanına ihanet ediyor sevgili Ahmet Bey” diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, “Orta Doğu’da yaşananları biliyoruz. Kan gövdeyi götürüyor. Hepimizin yüreği ağzında. 2002’de iktidarı devraldıklarında bunların hiçbiri yok. Şimdi kan gölüne dönen Orta Doğu’yu Türkiye’ye ithal etmeye çalışan bir iktidar var” dedi. Kobani ve tezkere konusunu değerlendiren CHP lideri sözlerini şöyle sürdürdü: “Terör ister IŞİD’den ister PKK’dan gelsin teröre karşı direnmemiz gerekiyor. Bizim önerimizde yabancı asker, işgal, tampon bölge, uçuşa yasak bölge yok. Biz bölgeye insani amaçlarla gidelim diyoruz. Sayın Devlet Bahçeli bizim önerimize karşı çıkmış. Acaba kendisinin onay verdiği tezkereye bilerek mi onay verdi? Neden biliyor musunuz? Bu ülkeye yabancı asker postalının gelmesine CHP olarak karşıyız. Hiçbir zaman buna evet demedik ama Bahçeli sen ‘evet’ dedin. Farkın da mısın? Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünü hep savunduk. Tampon bölgeye hayır dedik. Uçuşa yasak bilgeye karşı çıktık. Sen bunlara ‘evet’ dedin. AKP ne zaman sıkışsa koltuk değneği her zaman hazırdır.”
Akıl akıldan üstündür
Kılıçdaroğlu, “Teklifimize ilk tepki Ahmet Bey’den geldi. ‘Aklını kendisine saklasın sussun’ dedi. Bizim kültürümüzde akıl akıldan üstündür diye bir söz var” dedi. CHP lideri şunları söyledi: “Ben düşüncelerimi söylüyorum. Oturup bakarsın. ‘Bunları yapmayın, Türkiye zarar görür’ dedik ama yaptılar ve Reyhanlı’da Cilvegözü’nde vatandaşlarımız öldü. IŞİD’e destek vermeyin dedik Ahmet Bey çıkıp ‘bunu söylemek vatan hainliğidir’ dedi. IŞİD’e destek verdiklerini bütün dünya biliyor. Belge mi istiyorsun sen işte silahları götüren şoförlerin ve savcıların ifadeleri. Şimdi ben ona soruyorum kim vatanına ihanet ediyor sevgili Ahmet Bey. IŞİD’in elindeki silahlar Recep Tayyip Erdoğan’ın Davutoğlu marifetiyle gönderdiği silahlardır. Herkes biliyor ama dertleri şu: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bunu öğrenmesin. IŞİD petrol satıyor günde 2 milyon dolarlık. Kime satıyor bunu. Ankara’da İstanbul’da Gaziantep’te IŞİD’e eleman devşiren ofisleri var. Konya Müftüsü Ali Akpınar 4 gün önce şöyle diyor: Konya’dan 100 kişi gidip IŞİD’e katıldı. Bombalama oldu bunlardan 10-15’i öldü. Bu militanlar giderken sen bir yerlerden armut mu topluyordun. Yurt dışından gelip IŞİD’e katılanlar var. Bunların kendileri anlatıyorlar zaten. Biden’ın açıklamaları var en son. Özel bir görüşme olduğu için özür diledi. Yalan olduğu için dilemedi. IŞİD’e açıkça bu hükümetin desteği var.”
Felaketin vebali AKP ve HDP’nin
MHP lideri Bahçeli, felaket dolu günlerin vebalinin HDP ve AKP’de olduğunu belirterek, “Kobani düşerse Ankara düşer diyenlerin Yunan işgal kuvvetlerinden ne farkı var” diye sordu. HDP’nin, yandaşlarını yakmaya davet ettiğini söyleyen Bahçeli, “Türkiye’yi karıştırmak için alçakça provokasyon yaptılar” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaşanan felaket dolu günlerin vebalinin öncelikle HDP’nin üzerinde olduğunu belirterek, “Söyler misiniz bana, ‘Kobani düşerse Ankara düşer’ diyenlerin Yunan işgal kuvvetlerinden ne farkı vardır?” dedi. Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, HDP’nin, Anayasa ve yasalara alenen karşı geldiğini, şiddet ve vahşete bulaştığını söyledi. Bahçeli şunları söyledi:
“Bir siyasi partinin Anayasa ve yasaları kasten, taammüden çiğnemesinin hukuk devletinde bir karşılığı, demokrasi nezdinde de bir diyeti vardır ve bellidir. Türkiye’nin dört günlük kan ve karanlık çıkmaza sürüklenmesinde baş aktörlük görevini üstlenen mazbatalı bölücülere başta Gazi Meclis, ardından adalet ve yargı camiası inanıyorum ki suskun kalmayacaktır. PKK ile arasına mesafe koymayan, milli ve üniter devletimizi yıkmak, vatanımızda isyan ve kaos çıkarmak için fitne yayan vicdansızlara hukuku öğretmek, Türkiye ve Türk milletinin büyüklüğünü göstermek kaçınılmazdır. Söyler misiniz bana, ‘Kobani düşerse Ankara düşer’ diyenlerin Yunan işgal kuvvetlerinden ne farkı vardır?” AKP, CHP, PKK, HDP, PYD ve küresel örgütlerin Türkiye’nin aleyhine, Türklüğün zararına, milletin felaketine olacak şekilde halka halka dizilip birbirlerini doyururken yalnızca MHP’nin hakkın, adaletin, doğrunun, milli olmanın ve başkent Ankara’nın hizasında durduğunu vurguladı.
İktidara sert eleştiri
Türkiye’de IŞİD protesto edilirken terör yöntemleri kullanıldığına işaret eden Bahçeli, “Zulümden şikâyet edenler, zulüm yapmıştır. Şiddetten yakınanlar şiddette sınır tanımamıştır. Bunların asıl meseleleri Kobani değildir. Bunların asıl gayesi Kobani’nin düşmesi de değildir. Maksatları Türkiye’nin düşürülmesi, Türk milletinin şiddet aracılığıyla rehin alınması, bölünmeye ve Kürdistan’a razı edilmesidir” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Suriye’de Esad ile savaşan muhalif unsurlara ülkemizde askeri eğitim vermek, tamı tamına Suriye ile adı konulmamış bir savaşa girmek anlamına gelecektir” dedi.
Başbakan’ın pervasızlığı
Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun PYD lideri Salih Müslim’i Türkiye’ye çağırdıklarını ve “Bir anlamda seni meşru görüyorum” dediklerini açıkladığını anımsatarak hükümetin bu tutumunu eleştirdi. PYD’yi meşru görmenin terör örgütü PKK’yı meşru görmek olduğunu ifade eden Bahçeli, “Türkiye’ye silah çekmiş, Türk milletine düşmanlık yapmış ve TSK’nın da terörist dediği bir örgütü meşru görmek AKP’nin bölücü fıtratına göre normaldir. Normal olmayan Başbakan Davutoğlu’nun bu kadar pervasızlığıdır” diye konuştu. Erdoğan’ın Başbakan Davutoğlu’ndan rol kapmak için yarıştığını savunan Bahçeli şöyle devam etti: “Sanki Türkiye’de Meclis askıya alınmış, sanki millet egemenliği tümden Erdoğan’ın şahsına tevdi edilmiştir. Bu ne kepazeliktir, bu ne yaman bir çelişkidir? Erdoğan açılıştan açılışa koşmakta, tıpkı siyasi sorumluluk taşıyan bir parti genel başkanı gibi açık hava toplantıları düzenlemektedir. Hafta sonunda Trabzon, Rize, Bayburt ve Gümüşhane’de eski haline bile rahmet okutacak kadar ağzını bozmuş, bağırmış, çağırmıştır. Muhalefete çatmış, hakaret etmiş ve azarlamıştır.”
‘Dağdan inin’ çağrısı yapacaksın
HDP lideri Demirtaş, Erdoğan’a, “Şimdi öyle bir noktaya geldin ki, görüşme yaptığın, aynı masada olduğun kişiler için ’Benim için IŞİD ile aynıdır’ dedin. Aynıysa niye PKK’ya bu kadar çağrı yapıyorsun. Peki nasıl dağdan indireceksin bu insanları? Çağrı yapmak üzeresin ’dağdan gelin’ diye” sözleriyle yüklendi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Ortadoğu kalın kitap yazmakla öğrenilmiyor, sokak, mahalle başka bir şey. Bütün bunları anla. Bütün bu diyalog çağrılarını, çözüm arayışlarını, egemen, üsttenci dille yaklaşarak reddetmeyin. Yine bir araya gelelim. Bu halkların yüzü suyu hürmetine; ortak barışımız, bir arada yaşama isteğimizin yüzü suyu hürmetine, yapılan yanlışları masaya yatıralım. Kim karşılıklı ne yanlış yapmışsa objektif olarak tartışalım, doğrusunu birlikte bulalım” dedi. Partisinin grup toplantısında, “Geçmiş hatalarınızın sonuçları şimdi çıkıyor” ifadesini kullanan Demirtaş, “Başbakan, görüşmemizde ‘Siz bizi IŞİD yanlısı gibi gösterdiniz’ dedi. Bütün dünya sizi IŞİD’i desteklemekle suçladı. Bu algıyı biz mi oluşturduk? Devekuşu gibi başınızı kuma gömmüşsünüz” diye konuştu. Bütün bu kızılca kıyamet içinde yine de birlikte yaşama konusunda parti olarak sorumluluk sahibi olduklarını dile getiren Demirtaş, “Ne olursa olsun bu çizgimizden vazgeçmeyeceğiz. Öyle bir noktaya geldin ki, görüşme yaptığın, aynı masa olduğun kişiler için ‘Benim için IŞİD ile aynıdır’ dedin. Aynıysa niye PKK’ya bu kadar çağrı yapıyorsun. Barbar ordusuyla, yüz yıllık Kürt sorununun yarattığı bir örgütü aynı tutuyorsan niye çözüm arıyorsun? PKK gerçekten öyle olsa konuşmaman lazım. Peki nasıl dağdan indireceksin bu insanları? Çağrı yapmak üzeresin ‘dağdan gelin’ diye.”