Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan Türkiye gündemiyle ilgili yaptığı basın açıklamasında; 'Sayın Başbakan’ın ve AKP Hükümeti’nin koro halinde her hainlik sonrası tekrarladığı ‘sabrımız taştı, lanetliyoruz’ türünden sözleri artık inandırıcılığını yitirmiştir. Taş olsa çatlardı. Ama bunların sabrının taşması için daha kaç tane vatan evladı hayatını kaybedecek, kaç tane daha şehit vereceğiz? AKP Hükümeti klişe lafların arkasına daha ne kadar sığınacak?' dedi.
Adan açıklamasını şöyle sürdürdü:
Önce teröriste kucak açıp onlarla masa kurdular, sonra Şam’da Cuma namazı kılacağız türünden hayallere kapıldılar. Terörist hendek kazdı, Şam’dan gelenler ise milletimizin canına kast etti. Önce milletimize tıpkı üçkağıtçı Maho’nun yaptığı gibi ‘sizi AB’ye götüreceğiz’ dediler, sonra götürüp Ortadoğu’nun ortasına bıraktılar. PKK’dan PYD’ye, Öcalan’dan İŞİD’e kadar ne kadar bela varsa hepsini Türkiye ve Türk düşmanlığında birleştirdiler.
Türkiye ne yazık ki bir güvenlik duvarından yoksun bırakılmıştır. Türkiye’nin milli kimliğini, milli bilincini beğenmeyen ve bunlara adeta savaş açan AKP Hükümeti, Türkiye’yi her türlü virüse açık hale getirmiştir. Türkiye her taraftan bir virüs saldırısıyla karşı karşıya bırakılmıştır.
Bunların hayalleri, kibirleri, egoları yüzünden millet kamplara ayrıldı. Bunların milleti atomlarına ayıran politikaları yüzünden; birlik olmamız gereken zamanlarda bile milli birliğimizi tesis edecek, tek ses, tek yürek olacak refleksleri ortaya koyamadık.
Hükümetin birinci görevi vatandaşını korumaktır ve insanını yaşatmaktır. Vatandaşını koruyamayan, insanını yaşatamayan hükümet, hükümet değildir. Oysa AKP Hükümeti sadece kendini korumanın derdindedir. Kendini korumak için kanun çıkaran, sistem değiştirmeye yeltenen AKP, bunun yerine vatandaşımızı korumalı ve yaşatmalıdır.
Türk milleti Ankara’da hendek kazdırmayacaktır. Türk milleti ve milliyetçileri bu hainlikler karşısında asla geri adım atmayacak, bölünmeyecek ve dağılmayacaktır.
Adan açıklamasını şöyle sürdürdü:
Önce teröriste kucak açıp onlarla masa kurdular, sonra Şam’da Cuma namazı kılacağız türünden hayallere kapıldılar. Terörist hendek kazdı, Şam’dan gelenler ise milletimizin canına kast etti. Önce milletimize tıpkı üçkağıtçı Maho’nun yaptığı gibi ‘sizi AB’ye götüreceğiz’ dediler, sonra götürüp Ortadoğu’nun ortasına bıraktılar. PKK’dan PYD’ye, Öcalan’dan İŞİD’e kadar ne kadar bela varsa hepsini Türkiye ve Türk düşmanlığında birleştirdiler.
Türkiye ne yazık ki bir güvenlik duvarından yoksun bırakılmıştır. Türkiye’nin milli kimliğini, milli bilincini beğenmeyen ve bunlara adeta savaş açan AKP Hükümeti, Türkiye’yi her türlü virüse açık hale getirmiştir. Türkiye her taraftan bir virüs saldırısıyla karşı karşıya bırakılmıştır.
Bunların hayalleri, kibirleri, egoları yüzünden millet kamplara ayrıldı. Bunların milleti atomlarına ayıran politikaları yüzünden; birlik olmamız gereken zamanlarda bile milli birliğimizi tesis edecek, tek ses, tek yürek olacak refleksleri ortaya koyamadık.
Hükümetin birinci görevi vatandaşını korumaktır ve insanını yaşatmaktır. Vatandaşını koruyamayan, insanını yaşatamayan hükümet, hükümet değildir. Oysa AKP Hükümeti sadece kendini korumanın derdindedir. Kendini korumak için kanun çıkaran, sistem değiştirmeye yeltenen AKP, bunun yerine vatandaşımızı korumalı ve yaşatmalıdır.
Türk milleti Ankara’da hendek kazdırmayacaktır. Türk milleti ve milliyetçileri bu hainlikler karşısında asla geri adım atmayacak, bölünmeyecek ve dağılmayacaktır.