Milliyetçi Hareket Partisi Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sayın Şefkat ÇETİN 30 Mart seçimleri için “Bu kadar rezillik yeter, vur tokadı sor hesabı” çağrısı yaptı.
İşte Çetin'in basın açıklaması
Türkiye son yılların en önemli ve en hayati seçimlerinden birisini yapmak için gün saymaktadır. 30 Mart’ta verilecek oylar, siyahla beyaz kadar ayrışan bir yol ayrımında ülkemizin ne yöne gideceğini tayin edecektir.
30 Mart seçimlerini bir kader seçimi haline getiren ise skandallarla meşruiyetini yitirmiş iktidar partisi AKP’dir. Hakkındaki yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarını yargıdan kaçıran AKP, tek kurtuluş yolu olarak gördüğü seçimleri adeta bir referanduma dönüştürerek suçlamalardan sıyrılma hesabı yapmaktadır. Mahkemenin ve kanunların yerine kandıracağını düşündüğü seçmen kitlesini koyan AKP, yargıdan kurtulmak için dünyada eşi benzeri olmayan bir şark kurnazlığı peşindedir. Vatandaşlar ilinde ve ilçesinde belediye başkanlarını seçmekle kalmayacak, boğazına kadar yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarına batmış AKP’yi onaylayıp onaylamadıkların
Milletten aldığı yetkiyi üç dönemdir keyfince kullanan ve bu gücün verdiği şımarıklıkla şimdilerde devlet içinde sağduyulu hiçbir ses bırakmayacak ölçüde diktatörleşen Tayyip Erdoğan, 17 Aralık yolsuzluk operasyonlarında
Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AKP hükümetinin daha şimdiden karnesi kırıklarla doludur.Yüzlerce milyar dolarla ifade edilen yolsuzluk suçlamaları göstermektedir ki bu fakir milletin ekmeğine ve emeğine göz dikilmiş, yetimin ve yoksulun hakkı korunamamıştır. Tüyü bitmemiş yetimin hakkının bulunduğu devlet malına göz dikmek, bırakın göz dikmeyi koruyamamak dinen ve ahlaken suçların en büyüğü, günahların en kötüsüdür. Türkiye ekonomisini şahsi çıkarlarına göre tezgâha düşüren ve satılmadık devlet malı bırakmayanların emeksiz kazançlarla Karun kadar zenginleşmesinin bir hesabı olmalıdır.
Ortadoğu’nun ve Balkanların ortasında bir vaha, bütün Türk ve İslam âleminde hem medeniyetin hem de dinin en iyi yaşandığı örnek Türkiye’nin ışığını on senede söndüren AKP zihniyetine dur denmelidir. Allah’ın adıyla insanları kandıran AKP’lilerin, Allah’ın ayetleriyle dalga geçecek kadar küfre batmış eski bakanlarına tek bir laf edememeleri çok acıdır. Müslüman görünüp İslam’la alay etmenin ayıbını, bu terbiyesizliğe sessiz kalanlar ömür boyu taşıyacaklardır. Dini siyasallaştırara
Bin yıldır bu topraklara ve hatta üç kıtaya İslam mührünü vuran Türk milletine savaş açan, Türk devletini itibarsızlaştırm
Bin yıldır bu topraklarda kardeşçe yaşamış insanları Tayyip Erdoğan’ın 36 etnik parçaya bölme projesine kurban vermek istemeyenler için seçimlerde tercih edilecek yol bellidir. Hiçbir vatandaşın ötekisinden ayrılmadığı ve üstün tutulmadığı, etnik köken, din ve mezhebinin sorulmadığı, her türlü inancın özgürce yaşandığı Türkiye’de etnik kimliği kaşıdıkça kaşıyan Tayyip Erdoğan’ın kimlere hizmet ettiğini sorgulayanlar için seçimler iyi bir fırsat olacaktır. Bin yıllık kardeşliğimizi siyasi emellere kurban etmenin ihanetlerin en büyüğü olduğunu hatırlatmak ve ayrıştırarak nifak tohumları ekenlere hadlerini bildirmek için 30 Mart bir fırsattır.
Görüşen şerefsizdir dediği İmralı canisini siyasi bir aktör haline getiren Tayyip Erdoğan’ın en büyük projesi bebek katilleriyle yürüttüğü açılım adlı ihanet sürecidir. Terörle mücadeleyi beceremediği için inandırıcılığı zarar gören Tayyip Erdoğan’ın ve silahla elde edemediğini siyasetle alacağı vaadiyle ikna edilen PKK’nın bu tehlikeli ittifakının Türkiye’nin hayrına olmadığı açıktır. Terörün bitmediği gibi şehirlere kadar inecek ölçüde bölücü tehlikenin güçlendiği, buna karşılık teröristi takipten vazgeçmesi için TSK’ya emir verildiği ortadadır. Tayyip Erdoğan bölücülere istediklerini verdiği sürece her şeyin alttan alta sessizce yürütüldüğü bu hain süreçte, bir gün verecek bir şey kalmayınca yaşanacakları hesap edenlerin gidişata dur demeleri için 30 Mart çok önemlidir.
Devletin kurumları önemsizleşirken her sözünü kanun gibi uygulatan Tayyip Erdoğan’ın tek adam yönetimi karanlıktır ve çıkmaz bir yoldur. Meclis onun kontrolündedir, dilediği yasayla suçu suç olmaktan çıkarmaktadır. Yargı doğrudan bir bakan aracılığıyla kendisine bağlanmıştır. Hiçbir savcının ya da hâkimin yolsuzluk ve rüşvet, PKK ya da KCK dosyasını açmasına imkân kalmamıştır. Tayyip Erdoğan’ın emriyle okyanus ötesindeki paralelden hesap sormaya hazırlanan yargı, bugüne kadar Diyarbakır’da alenen özerklik hazırlığı yapan asıl paralelleri nedense görmemektedir. Nevruz’da Diyarbakır meydanında Apo mektupla kitlelere seslenmekte, Kandil’den canlı bağlantının yapıldığı meydanlar devlet tarafından terk edilmiş vaziyettedir. Hâkimi, savcıyı, polisi, askeri susturan Tayyip Erdoğan’ın ihanetlerine karşı Türk milletinin suskun kalmadığını göstermenin en kestirme yolu 30 Mart’tır.
Çalınan milyar dolarlar, siyasetçinin elinde değersizleştiril
Siyasi ahlak ve seviyenin dibe vurduğu Türkiye’de gözbağcılıkla, insanların algısıyla oynayarak karayı ak gösterebilenler, kendi günahlarına ortak aramaktadırlar. AKP’ye verilecek her oy yapılan yolsuzluklara onay vermek, PKK ile masaya oturanlarla ortak olmak demektir.
Takip ettiği gayrı milli, gayrı ahlaki, gayrı dini siyasetle pek çok konuda boğazına kadar pisliğe batan AKP’den, bu ülkede yaşayan her vatandaş adına sorulması gereken önemli bir hesap vardır. AKP siyasetinin tıkanan ve karanlığa mahkûm edilen tek adama dayalı kirli siyasetini tersine çevirecek alternatif yolu 30 Mart’ta Milliyetçi Hareket Partisi açacaktır. Milletine ihanet yerine hizmet eden, çalmayan çaldırmayan, üreten çoğaltan ve paylaşımcı yaklaşımlarıyla temiz ve ilkeli siyasetin adresi MHP Türkiye’yi karanlıktan çıkaracaktır. Mahkeme kararlarını dahi uygulamayan AKP hükümetinin Türkiye’ye verdiği tahribatın önünü kesebilecek, Türkiye’de hesapları olan küresel güç odaklarının ve uşaklarının hesabını bozacak tek yerli güç Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Bu yüzden 30 Mart seçimleri Türkiye’de küresel güçlerin istediği gibi mıntıka temizliği yapan menfaatçi ve işbirlikçilerle milliyetçi ülkücü hareket arasında olacaktır.
Türkiye’ye aşağılık kaset siyasetini getiren ve meydanlarda “bu genel ahlaksızlıktır” diye pazarlayan zihniyet, şimdi kendi ahlaksızlıkların
Milliyetçi Hareket Partisi hiçbir zaman çirkin ve kirli siyasete tenezzül etmemiş, ihanet içinde olsa dahi rakibinin özeli üzerinden bir söylem geliştirmemiştir
AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın suçlarına ve günahlarına ortak olmamak, Türkiyemizin bir çadır devletine dönüşmesine müsaade etmemek, hukukun ve adaletin yeniden tesisi için 30 Mart seçimlerinde sandıkta iradesini ortaya koyacak olan milletimize çağrımızdır:
AKP’nin bu kadar rezilliği yeter, vur tokadı sor hesabı!