Türkiye, 2024’te ekonomik kriz, yüksek enflasyon, seçimlerin getirdiği siyasi değişimler ve sosyal baskılarla mücadele etti. Peki, 2025'e girerken milyonların aklındaki en kritik sorular ne? Emeklinin maaşı ne kadar artacak? Memurun cebine giren para geçim sıkıntısını hafifletebilecek mi? Bankaların sunduğu promosyonlar gerçekten fayda sağlıyor mu, yoksa bu da geçici bir pansuman mı? Türkiye’nin ekonomik ve sosyal tablosu, yeni yılın hemen çözüm bekleyen sorunlarını gün yüzüne çıkarıyor.
Enflasyon: Yıl Boyunca Geçim Krizi Yaratan Gerçek
2024 yılı, Türkiye’de enflasyonun gündelik hayatı kuşattığı ve alım gücünü erittiği bir yıl oldu. TÜİK verilerine göre, yıllık enflasyon %62,5 seviyelerine ulaşarak vatandaşın bütçesini daraltmaya devam etti. Gıda, kira ve enerji fiyatlarındaki artışlar, dar gelirliyi nefessiz bırakırken, hükümetin %6 oranındaki maaş zammı tepkiyle karşılandı. Hedeflenen %17,5’lik enflasyon oranına karşın verilen kümülatif %11,3’lük zam, çalışanların ve emeklilerin enflasyon karşısında korunmadığını bir kez daha ortaya koydu.Emekli ve Memur Maaşları: Zam mı, Enflasyon Tazminatı mı?
15 Ocak 2025’te maaşlara yansıyacak zam oranı, yalnızca enflasyon farkıyla sınırlı kalıyor. Ancak bu durum, vatandaş nezdinde bir zam değil, enflasyon tazminatı olarak değerlendiriliyor. Emekliler, %6’lık artışın hiçbir şekilde günlük ihtiyaçlarını karşılamayacağını vurgularken, memurlar, maaşlarına refah payı eklenmemesini sert bir şekilde eleştiriyor. Sendikalar, enflasyon farkının aylık olarak maaşlara yansıtılması gerektiğini ve gelir vergisi dilimlerinin adaletsizliğinin giderilmesini talep ediyor.Bankalar ve Promosyon Yarışı: Gerçek Çözüm Nerede?
2024, emekli maaşı promosyonları konusunda bankalar arasında kıyasıya bir rekabetin yaşandığı yıl oldu. Ancak vatandaşlar, bu promosyonların yüksek enflasyon karşısında kısa sürede eridiğini ve kalıcı bir çözüm sunmadığını düşünüyor. Özel bankalar, 10 bin TL’yi aşan tekliflerle öne çıkarken, kamu bankalarının daha düşük teklifleri eleştirildi. Promosyonların artırılması gerektiği kadar, bu uygulamanın sistematik ve kalıcı hale getirilmesi gerektiği de tartışma konusu oldu.Kira ve Gıda Fiyatları: En Büyük Darbe Dar Gelirliye
2024, özellikle büyükşehirlerde kira fiyatlarının %120 oranında artış gösterdiği ve gıda enflasyonunun %80’e ulaştığı bir yıl oldu. Bu rakamlar, dar gelirli aileleri temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale getirdi. Gıda fiyatlarındaki oynaklık, tedarik zincirindeki sorunlar ve üretim yetersizlikleri, hükümetin tarım politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini ortaya koydu.Siyasi Değişim ve Toplumsal Talepler
2024 yerel seçimleri, Türkiye’nin siyasi arenasında önemli değişimlere sahne oldu. Seçim süreci, toplumun artan ekonomik beklentilerinin siyasi karar alıcıları nasıl etkilediğini gösterdi. Yeni belediye yönetimlerinin vaatleri arasında ekonomik kalkınma, sosyal yardımlar ve şehir planlaması öne çıksa da, bu vaatlerin ne kadarının yerine getirileceği 2025’te yakından izlenecek.2025’e Girerken: Ne Değişmeli?
2024 yılı, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal yapısında bir "gerçeklik testi" olarak değerlendirilebilir. Vatandaşlar, 2025’te şu konularda somut adımlar bekliyor:- Refah Payı Eklenmeli: Maaş zamları, yalnızca enflasyon farkı değil, refah payını da içermeli.
- Kira Fiyatlarına Çözüm: Konut arzını artıracak yeni projeler hayata geçirilmeli.
- Vergi Adaleti Sağlanmalı: Gelir vergisi dilimleri düşürülerek adalet sağlanmalı.
- Kalıcı Sosyal Yardımlar: Geçici yardımlar yerine kalıcı sosyal yardım mekanizmaları oluşturulmalı.
- Bankacılık Düzenlemeleri: Promosyon ödemeleri sistematik hale getirilmeli ve enflasyona uyarlanmalı.