Dünya genelinde artan jeopolitik gerilimler ve küresel güçler arasındaki çekişmeler, 3. Dünya Savaşı olasılığını gündeme getiriyor. Çeşitli analizler, küresel politikaların ve güç dengelerinin, dünya barışını tehlikeye atan bir çatışma riskini ne kadar yakınlaştırdığını sorguluyor. Üsküdar Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Güler Kalay, bu riskin merkezinde Ukrayna'nın olabileceğini belirterek, küresel rekabetin ve vekalet savaşlarının tehlikeli sonuçlarına dikkat çekiyor.Çin’in Yükselişi ve Küresel Jeoekonomik RekabetDr. Güler Kalay, küresel jeopolitik gerginliklerin artmasının nedenlerini analiz ederek, Çin’in önlenemez ekonomik yükselişi ve buna karşı gelişen küresel jeoekonomik rekabetin, vekalet savaşlarının yaygınlaşmasında büyük bir etken olduğunu ifade ediyor. Kalay, “Rusya-Ukrayna Savaşı’nı bu çerçevede değerlendirebiliriz ki olası III. Dünya Savaşı durumunda da savaşın merkezinin Ukrayna olma olasılığı yüksektir. Önceki dünya savaşlarına baktığımızda en belirgin nedenlerden biri sermaye paylaşımı sorunuyken diğerinin de Avrupa’nın güvenliği konusu olduğunu görürüz. Bu bağlamda Çin’in rakip hegemonik güç ve Rusya’nın uluslararası askeri ve siyasal güç olarak yükselişi karşısında Ukrayna, bu her iki aktör için kilit nokta olabilmektedir” şeklinde konuştu.Soğuk Savaş Sonrası Yeni Dünya DüzeniSoğuk Savaş’ın sona ermesi, dünya genelinde barış beklentilerini artırmış olsa da Dr. Kalay’a göre bu durum uzun sürmedi. Soğuk Savaş’ın bitimiyle birlikte küresel sermaye Asya-Pasifik bölgesine kaymaya başladı ve bu kayma, Asya Kaplanlarının yükselmesi ve Çin’in ekonomik gücünü artırmasıyla daha belirgin hale geldi. ABD’nin küresel ekonomideki güç kaybı karşısında daha agresif bir dış politika izlemeye başlaması, bugünkü vekalet savaşlarının temel nedenlerinden biri olarak görülüyor. Bu bağlamda NATO’nun yeniden canlandırılması ve genişletilmesi çabaları da ABD’nin küresel çıkarlarını koruma amaçlı bir strateji olarak değerlendiriliyor.Küresel Güç Mücadelesi: Yeni Soğuk SavaşGünümüzde, küresel hegemonya mücadelesi yoğunlaştıkça jeopolitik dinamikler de yeniden şekilleniyor. Dr. Kalay, Çin’in Kuşak Yol Projesi’ne karşılık olarak ABD ve Hindistan’ın ortak projesi olan Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru’nun (IMEC) bu mücadelenin bir parçası olduğunu belirtiyor. “Yeni Soğuk Savaş ve küresel güç rekabetinin yarattığı jeoekonomik konjonktürde, ‘koridor savaşlarının’ bu projelerin jeopolitik konumu ve ölçeği nedeniyle küresel hegemonya rekabetinin bir parçası haline geldiğini görmekteyiz” diyen Kalay, bu durumun dünya genelindeki gerilimleri daha da artırabileceğini vurguluyor.Ukrayna: 3. Dünya Savaşı’nın Başlangıç Noktası mı?Dr. Kalay’a göre, Ukrayna, olası bir III. Dünya Savaşı'nın başlangıç noktası olabilir. “Amerikan hegemonyasını sona erdirmesi beklenen Çin hegemonyasının yükselişi karşısında Batı sermayesi varoluşsal bir mücadele veriyor. Ukrayna, Batı’nın doğuya açılan ilk kapısı dolayısıyla zayıf bir Rusya ve Çin’in çevrelenmesi senaryolarıyla desteklenen Ukrayna, bu yarışın merkezi olduğu gibi III. Dünya Savaşı olasılığında büyük ihtimalle başlangıç noktası da olacaktır” diyen Kalay, Batı ve Rusya arasındaki mevcut çatışmanın daha büyük bir küresel çatışmaya dönüşme riskini taşıdığını ifade ediyor.Avrupa’da ‘Rus Tehdidi’ ve Algı YönetimiDr. Kalay, Avrupa’da artan ‘Rus tehdidi’ söylemlerinin, NATO’nun savaşa dolaylı veya doğrudan katılımının gerekçesini yaratmak için kullanıldığını savunuyor. Avrupa için bu söylemlerin, güvenlik konusunda bir algı yaratma çabasının yansıması olduğunu belirten Kalay, ABD ve AB’nin Ukrayna’ya doğrudan desteğine rağmen Rusya’ya karşı somut bir başarı elde edilemediğini dile getiriyor. Rusya-Ukrayna savaşının maliyetinin Rusya için giderek arttığını ve bu durumun küresel kutuplaşmayı daha da derinleştirdiğini ifade eden Kalay, Batı’nın asıl amacının Rusya’nın askeri ve siyasi gücünü durdurmak değil, Çin’in küresel ekonomideki yükselişini engellemek olduğunu belirtiyor.Rusya-Çin İttifakı GüçleniyorRusya-Ukrayna savaşındaki uzlaşma çabalarının engellenmesi, Dr. Kalay’a göre Rusya ve Çin arasındaki ittifakı daha da güçlendiriyor. “Rusya’nın Asya-Pasifik’e kayan küresel sermayeye entegrasyonu da yine bu paralelde artıyor. Rusya-Çin ittifakına İran da önemli bir güç olarak dahil oluyor ve bölgedeki Moskova-Pekin-Tahran yeni ekonomik koridorların doğrudan sahibi ve denetleyicisi haline geliyor” diyen Kalay, bu gelişmenin Batı için büyük bir tehdit oluşturduğunu vurguluyor. Buna karşılık, Amerikan-Hindistan ticari ortaklığının önemli bir alternatif proje olarak ortaya çıkmasına rağmen, Batı sermayedarları için yeterli olmadığını belirtiyor. Dr. Kalay, Doğu Akdeniz’in bu bağlamda öneminin arttığını ve İsrail’in bölgedeki saldırgan dış politikasının, Amerika’nın Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’e yeniden dönüşünü sağladığını ifade ediyor.Küresel Savaş Riski ve Türkiye’nin RolüDr. Kalay, olası bir III. Dünya Savaşı’nın önlenebilir olup olmadığı sorusunu da gündeme getiriyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın savaş söylemlerinin ciddiye alınması gerektiğine dair uyarısını hatırlatan Kalay, “Ukrayna-Rusya savaşının artık iki taraf arasındaki bir çatışmadan çıkıp daha fazla uluslararası oyuncunun müdahil olduğu geniş çaplı bir savaşa dönüşmesi, olası III. Dünya Savaşının merkezinin yine Avrupa olacağını göstermektedir” diyor. Dr. Kalay, Türkiye’nin bu kritik dönemde çatışma önleyici diplomasi ve arabuluculuk girişimlerinin son derece önemli olduğunu belirterek, Türkiye’nin küresel etki yaratabilecek bir bölgesel aktör olarak daha fazla dikkat çekebileceğini ifade ediyor.Yeni Vekalet Savaşları ve Jeoekonomik RekabetDr. Kalay, Amerikan ve Çin hegemonyaları arasındaki rekabetin, vekalet savaşlarını tetikleyebileceğini ve önleyici diplomasiyi zorlaştırabileceğini belirtiyor. “Rusya-Çin-İran iş birliğinin Kuzey Kore, Vietnam yönünde genişlemesi; BRICS’in artan etkisini dikkate aldığımızda Amerikan hegemonyasının sürdürülebilmesi için mevcut çatışmaların sürmesi ve/veya yeni çatışma bölgelerinin oluşmasını dolaylı veya doğrudan destekleyebilir” diyen Kalay, bu durumun uluslararası ilişkilerde yeni gerilimlere yol açabileceğini ifade ediyor.Sonuç olarak, Dr. Güler Kalay’ın analizleri, dünya genelinde artan jeopolitik gerilimlerin küresel bir savaşa dönüşme riskini gözler önüne seriyor. Türkiye’nin bu süreçte oynayabileceği arabuluculuk rolü, küresel barışın korunmasında kritik öneme sahip. Ancak küresel güçler arasındaki rekabetin şiddetlenmesi, dünyanın tehlikeli bir eşiğe ne kadar yakın olduğunu göstermeye devam ediyor.
Güvenlik
Yayınlanma: 24 Ağustos 2024 - 11:40
3. Dünya Savaşı'nın Merkezi Ukrayna Olabilir!
Dr. Güler Kalay, artan küresel gerilimlerin 3. Dünya Savaşı riskini tetikleyebileceğini belirterek, olası bir savaşın merkezinin Ukrayna olabileceğini vurguladı.
Güvenlik
24 Ağustos 2024 - 11:40
İlginizi Çekebilir