Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, üniversitelerin yeni eğitim-öğretim dönemine hazırlanırken, yıllardır bitmeyen sorunlarına dikkat çekti. Geylan, rektör atamalarında seçim usulünün yeniden getirilmesi gerektiğini belirterek, Anayasa Mahkemesi'nin rektör atama şeklini iptal etmesinin bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini ifade etti.
"Üniversiteler Demokrasi Kültürünün Öncüsü Olmalıdır"
Geylan, üniversitelerin her alanda demokrasi kültürünün yerleşmesi için topluma öncü ve lokomotif kuruluşlar olması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:"Şu anda üniversitelerimizde seçim yok. Geçmiş dönemlerde rektörlük seçimlerinde sadece akademisyenler oy kullanır, sandıkta en çok oyu alan ilk altı adayın ismi YÖK’e gönderilir, ardından YÖK bu adaylar arasından üç tanesini Cumhurbaşkanı’na gönderir, Cumhurbaşkanı da bu adaylardan birini rektör olarak atardı. Bu yöntemi sendika olarak çok eleştirdik. Fakat şimdiki uygulamada seçim de yok!""Rektör Atamalarında Seçim Usulü Geri Gelmeli"
Rektörlerin seçimle gelmesinin sorumluluk duygusunu artıracağını belirten Geylan, şöyle devam etti:"Akademik ve idari personele karşı olması gerektiği kadar sorumluluk hissetmeyen rektör, eksik sorumluluğunu yönetim anlayışına da yansıtıyor. Ama seçimle gelirse, o sorumluluğu içselleştirir. Üniversitelerin demokrasiyi içselleştirip topluma örnek oluşturması için rektör atamalarının mutlaka tüm üniversite çalışanlarının hür iradeleriyle gerçekleştirilmesini, sandıktan en yüksek oyu alan kişinin de rektör olarak atanmasını sağlamalıyız. Bu konudaki düzenlemenin en kısa zamanda yapılmasını temenni ediyoruz.""Akademisyenlerin Ekonomik Sorunları Çözülmeli"
Akademisyenlerin ekonomik koşullarının iyileştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Geylan, lisans düzeyinde başarılı öğrencilerin akademisyenliği tercih etmediğini belirtti:"Akademik personelimizin ekonomik sorunları var. Bilim insanlarımızın ekonomik problemlerini çözmek, ülkemizin geleceğine de olumlu etki edecektir. Lisans düzeyinde akademik başarısı en yüksek olan öğrencilerimiz akademisyenliği tercih etmiyor. Çünkü geçim derdi var. Ekonomik koşulları daha iyi olan, gelir getirisi yüksek meslekleri tercih ediyorlar. Oysaki olması gereken, lisans düzeyinde yüksek başarı sağlayan öğrencilerimizin bilim hayatını tercih etmesidir.""Akademik Yeterlilikler Dikkate Alınmıyor"
Birçok köklü üniversitede akademik kadro tahsisinde akademik yeterliliklerin yetmediğini ifade eden Geylan, şu eleştirilerde bulundu:"Maalesef, yönetimin birinci halkası ile bir bağınız olması gerekiyor! Hangi kademede olursa olsun, akademik yeterliliği sağlamış tüm akademisyenlerimize hak ettiği kadrolar tahsis edilmelidir. Yıllarca doçentliği, profesörlüğü bekleyen akademisyenlerimiz var. Bu akademisyenlerimizi bilim üretmeye küstürmeyin.""Üniversitelerde Mülakatın İşlevi Sıfıra İndirilmeli"
Üniversite idari personelinin sorunlarına da değinen Talip Geylan, nakil ve görevde yükselme sorunlarının çözülmesi gerektiğini belirtti. Geylan, Türk Eğitim-Sen olarak Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’na defalarca yazı göndererek taleplerini ilettiklerini söyledi:"YÖK tarafından yapılan merkezi yazılı görevde yükselme sınavını olumlu buluyor ve destekliyoruz. Fakat istisnasız tüm üniversitelerimizin bu sürece dahil olmasını istiyoruz. Ancak bilindiği gibi üniversitelerimizde de devam eden süreçte mülakat uygulaması var. 2019 yılında bazı üniversitelerde yazılı sınava mütenasip puan verildi ama bazı üniversitelerde takdir hakkı kullanıldı. Talebimiz, mülakatın işlevinin sıfıra indirilmesi ve tüm üniversitelerde yazılı sınav sonuçlarına göre atamaların yapılmasıdır."