Yazar Amine Çalışkan, edebi dünyaya yeni bir soluk getiren SEYRAN-İ adlı şiir kitabıyla okuyucularını derin bir yolculuğa davet ediyor. Çalışkan, kitabında sevgi, nefret, acı ve şefkati aynı anda insanın içine ilmik ilmik ören şiirleriyle dikkat çekiyor. İnce ince dokuduğu ve nakış nakış ördüğü şiirlerini bir demet fesleğenle bir araya getirerek, bu kokuyla beziyor.

Çalışkan'ın İlham Kaynakları

Amine Çalışkan, SEYRAN-İ kitabını yazarken hayatın derinliklerinden ilham aldığını belirtiyor. "Gecenin derûnî sessizliğinde bir seyr-i sefâ eyledim; hem seni hem de alem-i cihanı temaşa ettim. Gökyüzünün engin maviliğine dalarken, kimi nefeslerin çığlığını, sefaletini; kimilerinin ise âlimane hallerini, mutluluğunu ve zalimane tavırlarını müşahede ettim," diyen Çalışkan, kitabının her satırında bu derin gözlemlerini ve duygularını okuyucularına aktarıyor.

Kitabın Özellikleri

SEYRAN-İ, okuyucusunu zamanda bir yolculuğa çıkaran, hayatın içinden geçerken uğramadığımız birçok duygusal manzarayı gözler önüne seren bir eser. Çalışkan, kitabında sevginin ve hayatın iç yüzünü, tıpkı bir nakkaşın pürdikkat işlediği minyatürler gibi, kelimelerle resmediyor. "Aşk bu cennet, bu cennet aşk" nidalarıyla gönüllerde bir cennet vaadi sunuyor; her bir satırında umut tohumları serpiyor.

Hayatın ve Sevginin Dokusu

Çalışkan, kitabında sevginin, hayatın, insanın ve bu dönen cihanın hikâyesini anlatıyor. Eski Türkçe'nin naif ve anlamlı kelimeleriyle süslü bu eser, okuyucularını tefekküre ve kalbinin derinliklerindeki unutulmuş hissiyatlara davet ediyor. Çalışkan, "Bu kitap, kaybolan zamanların izinde bir seyr ü sülûk niteliğinde; okurunu hem tefekküre hem de kalbinin derinliklerindeki unutulmuş hissiyatlara davet ediyor. Gelin, SEYRAN-İ ile gecenin sessizliğinde bir seyr-i sefere çıkın; gökyüzüne, insan ruhuna ve hayatın kendisine dair çıkarımlar yapın," diyor.

Gecenin Derûnî Sessizliğinde Seyr-i Temaşa

Amine Çalışkan, SEYRAN-İ kitabının önsözünde, "Gecenin derûnî sessizliğinde bir seyr-i sefâ eyledim; hem seni hem de alem-i cihanı temaşa ettim. Gökyüzünün engin maviliğine dalarken, kimi nefeslerin çığlığını, sefaletini; kimilerinin ise âlimane hallerini, mutluluğunu ve zalimane tavırlarını müşahede ettim. Hayat, derin ve çözümsüz bir muamma iken, insan bu muammanın içinde yer yer depreşen hayat mücadelesini sürdürmekte. Acının en kesif haline meydan okuyan yalınayak bir koşuştur bu; taşlara basmak, her adımda yüreğindeki umudu yeşerten bir şükran vesilesi..." diyerek okuyucularını derin bir düşünce yolculuğuna çıkarıyor.

Edebi Dokunuşlar

Sevgi ise, nefret saçan dikenlere inat bahar müjdeleyen yediveren bir gül gibi; her bir yaprağıyla ömrün karanlıklarına renk katmakta. Bu eser, sevginin ve hayatın iç yüzünü, tıpkı bir nakkaşın pürdikkat işlediği minyatürler gibi, kelimelerle resmediyor. "Aşk bu cennet, bu cennet aşk" nidalarıyla muştular sunuyor; gönüllerde bir cennet vaadi, her bir satırında umut tohumları serpiyor.

SEYRAN-İ'nin Arkasında Yatan Düşünceler

Amine Çalışkan, bu eserini yazarken, gözlemlerini ve düşüncelerini derin bir şekilde ifade etmeye çalışmış. Kitap, hayatın ve sevginin derinliklerine dokunarak, okuyucularını kalplerinin derinliklerinde bir yolculuğa çıkarıyor. "Gecenin derin sessizliğinde aleme ve zata dair seyr-i temaşa eyledim. Göğe bakışlarım, insanların çığlıklarını, sefaletlerini, bilgeliklerini ve zalimliklerini süzgeçten geçirirken, aynı zamanda umut ve neşe tanelerini de yakaladım. İşte bu eser, gözlemlerimin ve düşüncelerimin bir meyvesidir," diyen Çalışkan, SEYRAN-İ'nin her bir satırında bu derinlikleri okuyucularıyla paylaşıyor.

Kitabın Önemi ve Vaat Ettikleri

SEYRAN-İ, hem ruha dokunan şiirlerle hem de manalı yazılarla sevginin, hayatın, insanın ve bu dönen cihanın hikâyesini anlatıyor. Bu kitap, gönül gözüyle bakmayı bilenlere, ruhunun derinliklerinde kaybolup yine de yolunu bulanlara hitap ediyor. Çalışkan, "SEYRAN-İ, hem bir yolculuk hem de varış noktasıdır; sevgiye, hayata ve insan olmanın hallerine dair deruni bir tefekkürdür. Aşkı ve hayatı seyran etmek isteyenlere," diyerek kitabının okuyucularını derin bir tefekküre ve duygusal bir yolculuğa davet ediyor.