2010'ların başında New York'un en elit çevrelerinde dikkat çeken bir isim vardı: Anna Delvey. Pahalı kıyafetler, lüks otellerde konaklamalar, özel jetler ve göz alıcı partilerle çevrili hayatı, herkesin ilgisini çekiyordu. Kendini Almanya'dan gelen bir milyarder mirasçısı olarak tanıtan Delvey, iş insanlarından sanatçılara, influencer'lardan banka yöneticilerine kadar pek çok kişiyi etkisi altına almıştı. Ancak gerçekte Delvey, bir servetin değil, koca bir yalanın mirasçısıydı. Asıl adı Anna Sorokin olan bu genç kadının gerçek hikayesi, modern zamanların en dikkat çekici dolandırıcılık olaylarından biri olarak tarihe geçti.
Gerçek Kimliği: Anna Sorokin
Anna Delvey olarak bilinen kişi, aslında 1991 doğumlu Rus asıllı Anna Sorokin'di. Sorokin, Rusya'nın Domodedovo şehrinde doğmuş ve ailesiyle birlikte 2007'de Almanya’ya taşınmıştı. Ailesi, sıradan bir yaşam sürüyordu; babası kamyon şoförüydü, annesi ise bir küçük dükkan işletiyordu. Milyarder bir mirasçı olduğu iddiaları ise tamamen yalandı. Ancak Anna, hayalindeki lüks yaşamı yaratmak için zekasını ve manipülasyon yeteneklerini kullanarak kendine bir dünya inşa etti.New York’a Gelişi ve Yükselişi
Anna Delvey ismini kullanarak New York’a gelen Sorokin, kentin gözde mekanlarında boy göstererek hızla sosyal çevre kazandı. Sahte bir servet hikayesi ile insanları büyüledi. Kendini sanat ve moda dünyasına ilgi duyan bir mirasçı olarak tanıtıyor, ailesinin Almanya’da büyük bir serveti olduğunu söylüyordu. Planı basitti: Güven kazanmak, ilişkiler kurmak ve lüks bir yaşam sürmek. Ancak Anna'nın bu görkemli hayatı sahte kredi kartları, ödenmeyen faturalar ve ardında bıraktığı dolandırıcılık zincirleri üzerine kurulmuştu.Anna, New York'ta yüksek sosyeteye girebilmek için ustalıkla planlanmış bir sahtekârlık stratejisi izledi. Bankalar, oteller, restoranlar ve arkadaşları, Anna'nın sahte servetinin kurbanları haline geldi. Birçok insan onun gerçekten zengin olduğuna inanıyor, ona borç para veriyor ya da masraflarını karşılıyordu. Çünkü Anna, her zaman “para transferinin geciktiğini” veya “bankaların evrak işlemlerini yavaş yaptığını” söyleyerek insanları oyalıyordu.Anna’nın Büyük Planı: ADF Vakfı
Anna Delvey, büyük bir sanat vakfı kurma hayaliyle New York’un finans çevrelerini de etkisi altına aldı. ADF adını verdiği bu vakıf, sanatçıları, yaratıcı projeleri ve seçkin etkinlikleri bir araya getirecek prestijli bir merkez olacaktı. Anna, Manhattan’ın en pahalı binalarından birini kiralamak ve vakfını burada kurmak istiyordu. Bunun için milyonlarca dolarlık yatırım arayışına girdi ve banka yetkilileriyle görüşmeye başladı. Kendini güvenilir bir yatırımcı olarak göstermek için sahte belgeler düzenledi, büyük bankaları ve yatırımcıları ikna etmek için özel toplantılar düzenledi.Ancak, vakıf projesi hiç gerçekleşmedi. Bankalar, Anna’nın sunduğu belgelerin sahte olduğunu fark etti ve yatırımcılar geri çekildi. Yine de Anna, bu süreçte lüks otellerde yaşamaya, pahalı restoranlarda yemek yemeye ve özel jetlerle seyahat etmeye devam etti. Ödemediği faturalar ve borçları giderek birikti.Çöküşü ve Yakalanışı
Anna Delvey'nin sahtekarlıkları, nihayet 2017'de açığa çıkmaya başladı. Lüks otellerin ve restoranların Anna'nın faturalarını tahsil edememesi üzerine, dolandırıcılıkları birer birer gün yüzüne çıktı. Sorokin, otellerin ödeme talebi üzerine kayıplara karıştı, arkadaşlarından ve çevresinden aldığı borçları geri ödemedi. Sonunda New York’ta bir rehabilitasyon merkezinde saklanırken FBI tarafından yakalandı.Anna Sorokin, 2019 yılında Manhattan’daki duruşmasında dolandırıcılık ve sahtekarlık suçlarından yargılandı. Savcılar, Anna’nın lüks yaşam tarzını dolandırıcılık üzerine kurduğunu ve insanları kandırarak servet elde etmeye çalıştığını savundu. Duruşma sırasında, Anna’nın avukatları, müvekkillerinin sadece “hayatta kalmaya çalışan bir genç kadın” olduğunu iddia etti. Ancak mahkeme, Anna’yı suçlu buldu ve 4 ila 12 yıl arasında hapis cezasına çarptırdı. Ayrıca, Anna’nın dolandırdığı kişilere ve kuruluşlara 200.000 dolardan fazla geri ödeme yapmasına karar verildi.Medyanın İlgisi ve Popülerliği
Anna Delvey’nin hikayesi, dolandırıcılık dünyasında alışılmadık bir örnek olduğu için medyanın büyük ilgisini çekti. Netflix, "Inventing Anna" adlı bir dizi çekerek bu ilginç dolandırıcılık hikayesini izleyicilere sundu. Dizide, Anna’nın hayatı, yükselişi, dolandırıcılıkları ve nihayet çöküşü detaylı bir şekilde işlendi. İnsanlar, onun nasıl bu kadar başarılı bir şekilde insanları kandırabildiğini ve sosyal çevrelerde nasıl güven kazandığını merak ediyordu. Ayrıca, birçok kişi Anna’nın zekası ve manipülasyon becerilerini hayranlıkla karşılarken, onu modern zamanların en ünlü dolandırıcılarından biri olarak gördü.Anna Delvey karakteri, toplumsal hırsların ve zenginlik hayallerinin nasıl tehlikeli olabileceğini de gösterdi. Birçok insan, zengin görünmenin ve prestijli bir çevreye sahip olmanın, gerçek servetten daha önemli hale geldiği bu dünyada, Anna’nın hikayesinin bir uyarı niteliğinde olduğunu savundu.Hapishane Sonrası Hayatı
2021’de şartlı tahliye edilen Anna Sorokin, hapishaneden çıktıktan sonra bile popülaritesini korudu. Medya, onun hapishane sonrası hayatını yakından takip etti ve Sorokin, röportajlarında hala büyük planları olduğunu dile getirdi. Ancak ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Bürosu (ICE), Anna’nın vize ihlali nedeniyle sınır dışı edilme sürecini başlattı.Anna Delvey, modern zamanların en dikkat çekici dolandırıcılık hikayelerinden birine imza atarken, zenginlik ve statü peşindeki insanların nasıl yanıltılabileceğini de gözler önüne serdi. Onun hikayesi, güvenin, paranın ve sahte kimliklerin ne kadar kolay manipüle edilebileceğini anlatan bir ders niteliğinde.