HÜDA PAR Genel Başkanı ve AK Parti milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu’nun,
Anayasa’nın 4. maddesi ile ilgili yaptığı açıklamalar, Türkiye’de geniş bir tartışma başlattı. Yapıcıoğlu’nun anayasanın değiştirilemez maddeleri arasında yer alan 4. maddenin kaldırılması gerektiği yönündeki sözleri, kamuoyunda tepki topladı. Bu çıkış, özellikle milliyetçi çevreler tarafından Türkiye’nin ulusal kimliği ve bütünlüğüne yönelik bir tehdit olarak değerlendirildi.
Zekeriya Yapıcıoğlu, bir televizyon programında yaptığı açıklamada, "Biz, Anayasa’nın 4. maddesi olmasın diyoruz. Değiştirilemez maddeler olması demek, bütün maddelerin değiştirileceği anlamına gelmiyor," ifadelerini kullandı. Yapıcıoğlu'nun bu açıklaması, Anayasa'nın değiştirilemez ve teklif dahi edilemez ilk dört maddesinden birinin kaldırılmasını istemesi olarak yorumlandı. Ancak Yapıcıoğlu'nun bu talebinin arkasındaki asıl gaye birçok çevrede tartışma konusu oldu.Bu tartışmalar üzerine
Arslan Tekin, kaleme aldığı yazısında Yapıcıoğlu’nu sert bir dille eleştirdi. Tekin, Yapıcıoğlu'nun açıklamalarının,
Türk kimliğine yönelik bir saldırı olduğunu savunarak, "Madem dördüncü maddeyi kaldırmak istiyorsun, mutlaka değiştirmek istediğin bir şey vardır. O da Türk ifadesidir," dedi. Tekin, Yapıcıoğlu’nun daha önce de Türk kimliğini anayasadan silme girişiminde bulunduğunu belirtti.
Türk Kimliği ve Bayrak Üzerindeki Tartışmalar
Tekin, yazısında Yapıcıoğlu'nun daha önce yaptığı bir açıklamaya da atıfta bulunarak,
Türk Bayrağı ile ilgili söylediklerini hatırlattı. Yapıcıoğlu, “Bu bayrağın ismi 'Türk Bayrağı' dediğinizde, Kürt diyecek ki benim bayrağım nerede? Neden Türkiye Bayrağı değil de Türk Bayrağı deniyor?” demiş ve bu sözleri kamuoyunda geniş bir yankı uyandırmıştı. Tekin, bu açıklamaların bayrak gibi ulusal semboller üzerinde oynanmasının ülkenin bütünlüğüne zarar vereceğini savundu.
Arslan Tekin, bu tür söylemlerin Türk kimliği üzerinden etnik ayrışmayı körüklediğini ve ülke bütünlüğünü tehlikeye attığını vurguladı. Tekin, “Bayrakla oynayan, toprakla da oynar. Etnisite üzerinden yapılan bu tür söylemler, Türkiye’nin bütünlüğüyle ilgisi olmayan tehlikeli yaklaşımlardır,” dedi.
HÜDA PAR’ın Seçim Vizyonu ve Etnik Ayrışma
Tekin, yazısında ayrıca
HÜDA PAR’ın 2023 Seçim Vizyonu başlığı altında açıkladığı beyannameye de değindi. Bu beyannamede, "Türk-Kürt kardeşliğinin adalet temelinde hakiki anlamda tesis edilmesi" ifadesinin yer aldığını hatırlatan Tekin, HÜDA PAR’ın bu söylemiyle etnik kimlik üzerinden hareket ederek Türkiye’nin bütünlüğüne zarar verdiğini savundu. Tekin, bu tür söylemlerin asıl amacının
etnik bölünmeyi körüklemek olduğuna dikkat çekti.Yazısının devamında
Hizbullah ile ilgili tartışmalara da değinen Arslan Tekin, Zekeriya Yapıcıoğlu'nun Hizbullah ile ilgili geçmişte yaptığı açıklamaları eleştirdi. Yapıcıoğlu, bir röportajında "Türkiye Cumhuriyeti'ne göre Hizbullah terör örgütü olabilir ama bana göre terör örgütü değil" demiş ve bu açıklama kamuoyunda ciddi tepkilere yol açmıştı. Tekin, bu tür ifadelerin Türkiye’nin güvenliği ve bütünlüğü açısından ciddi tehlikeler içerdiğini belirtti.
Anayasa’nın 4. Maddesi ve Ulusal Kimlik Tartışmaları
Anayasa’nın 4. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerini koruyan ve değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen maddeler arasında yer alıyor. Bu maddede, Anayasa’nın ilk üç maddesinin değiştirilmesinin teklif edilemeyeceği belirtilir. Bu ilk üç madde, Türkiye’nin devlet yapısını, resmi dilini, bayrağını ve başkentini düzenler. Arslan Tekin, Anayasa’nın bu maddelerinin Türkiye’nin ulusal kimliği ve egemenliği için kritik olduğunu vurguluyor.Tekin, yazısında şu ifadelere yer verdi: “
Türk kelimesinin anayasadan çıkarılması, ulusal kimliğimizin silinmesi anlamına gelir. Bu, Türkiye’nin varlığını tehlikeye atacak bir hamledir. Yapıcıoğlu ve benzerlerinin, Anayasa’nın 4. maddesini hedef almasının ardında, Türkiye’nin ulusal bütünlüğüne yönelik sinsi bir plan yatıyor olabilir.”
Arslan Tekin’den Uyarı:
Türk’ü Silmek İsteyenler Tehlikenin Farkında Değil
Tekin, yazısının sonunda, Anayasa’nın 4. maddesinin kaldırılması yönündeki taleplerin sadece anayasal bir değişiklik olmadığını, aynı zamanda
Türk kimliğine yönelik bir saldırı olduğunu belirtti. Tekin, bu tür taleplerin Türkiye’nin ulusal egemenliği ve devlet yapısı açısından büyük tehlike oluşturduğunu vurguladı.Anayasa’nın 4. maddesi üzerinden yapılan bu tartışmaların arka planında, Türk kimliğinin silinmesine yönelik çabaların yattığını savunan Tekin, bu tür girişimlerin
bölücü ve
yıkıcı hedefler taşıdığına dikkat çekti.
Makalenin tamamı...