Tarımda kriz derinleşiyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı 2025 Şubat ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) verileri sonrası, çiftçinin yaşadığı çıkmaz bir kez daha gündeme geldi. DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Karal, maliyetlerin altından kalkamayan üreticilerin artık ‘uyarmayı değil, feryat etmeyi’ seçtiğini söyledi.
TÜİK verilerine göre Şubat ayında tarımsal girdi fiyatları aylık %2,35, yıllık ise %28,92 oranında arttı. Ancak Karal’a göre asıl dikkat çeken nokta, bu artışın 2019 Eylül’den bu yana 66 aydır kesintisiz devam etmesi.
"Çiftçi ne mazota ne gübreye yetişebiliyor"
Hasan Karal, üreticinin içinde bulunduğu ekonomik zorlukları şöyle özetledi:
“Üretici artık ne mazotun ne gübrenin ne tohumun ne de elektriğin maliyetine yetişebiliyor. Üstüne bir de yaşanan don felaketi, ürünlerin büyük kısmını tarladayken yok etti. Böyle giderse, tarlada ürün değil, sadece iflas mektubu yetişecek.”
Son günlerde birçok bölgede etkili olan don olaylarının, başta sebze ve meyve bahçeleri olmak üzere tarımsal alanlarda ciddi kayıplara yol açtığını belirten Karal, yaşananları çiftçi açısından "doğal afet" olarak nitelendirdi.
"Gerçek afet doğadan, suni afet iktidardan"
DEVA Partili Karal, yaşanan tablonun tek sorumlusunun doğa olayları olmadığını belirterek, hükümetin tarım politikalarına da sert eleştiriler yöneltti:
“Çiftçi bir yandan doğanın gerçek afetleriyle boğuşurken, diğer yandan iktidarın uyguladığı ekonomi politikalarının suni afetleriyle mücadele ediyor. Tarım Bakanlığı masa başında istatistik toplamakla değil, sahada üreticinin elini tutmakla yükümlüdür.”
Karal, 66 aydır süren maliyet artışlarına rağmen hükümetin herhangi bir somut çözüm üretmemesinin “kayıtsızlıkla eşdeğer” olduğunu ifade etti.
"Tarlalar bir sabah bomboş kalabilir"
Hasan Karal, yaşanan maliyet artışları ve don felaketi karşısında hükümetin pasif tutumuna dikkat çekerek uyarılarda bulundu:
“Bu felaket zinciri karşısında seyirci kalan bir hükümet, sadece çiftçiyi değil, 85 milyonluk ülkeyi açlıkla yüz yüze bırakır. Gıda güvenliğinin, üretim zincirinin ve kırsal refahın korunması için acilen üreticiye girdi desteği, afet tazminatı ve alım garantili teşvik programları sağlanmalıdır. Aksi takdirde bu ülke bir sabah uyanacak ve tarlalar bomboş kalmış olacak.”