Şâir-Yazar M. HALİSTİN KUKUL: “Necip Fâzıl; hem Türk şiirinde, hem Türk tiyatro yazarlığında ve hem de Türk tefekküründe birçok asrı ihâta edecek bir mütefekkirdir” dedi.Mülâkat: Ramazan ÇAĞLARSon Şâirler Sultanı Necip Fâzıl’ın doğumunun 120.; vefâtının ise, 41. yılı münâsebetiyle, Em. Öğretim Görevlisi Şâir ve Yazar M. HALİSTİN KUKUL, sorularımızı cevaplandırdı.ÇAĞLAR: Sayın Hocam; Türkiye’de, Necip Fâzıl KISAKÜREK hakkında eseri olan birkaç kişiden birisiniz. O’nun san’atı/şiir anlayışı/poetikası hakkında kısa bir değerlendirme yapar mısınız?KUKUL: Tabiî ki, ‘kısa’ olarak ifade etmem gerekir. Zîra; bugüne kadar hakkında sayısız makaleler ve kitaplar yazılan birini, birkaç cümleye sığdırmak zor olsa da, bu hususta, “Çilenin Sultanı” adlı kitabımdaki bir değerlendirmemi arzedebilirim.ÇAĞLAR: Lütfen!KUKUL: Arzedeyim, Efendim!.. Aynen şöyle demişim: “Dâima biri diğerinden önde iki vasıf; mütefekkir ve şâir. Yâhut da şâir ve mütefekkir. Şâirliği, başlı başına sarıcı ve sarsıcı; mütefekkirliği, başlı başına beyin zonklatıcı fakat ufuk açıcı.Şâirliği, mütefekkirliğinin, mütefekkirliği şâirliğinin içinde, üstün bir idrâk ve faziletli bir îmânla kaynaşmış hâlde.Üslûp; harikulâde ve nefes kesen cinsten.Düşündüren, düşünen, ürperten, titreyen, titreştiren, saran, sarsan ve geliştirilen bir beyin fakat dâimâ birleştirici, kaynaştırıcı, genişletici, dâvetçi, tebliğci, kucaklayıcı, inandırıcı, güzelleştirici, ferahlatıcı, sevdirici, ..bir mecrâda akıp gitmekte.Dâimâ hür mânada aleni, cesur ve tâvizsiz ve dehâ misâli bir zekâ.Kıvrandıran, kıskandıran, ve zaman zaman da âdeta çıldırtan bir idrâk numunesi.Şiiri tefekkürüne, tefekkürü de şiirine dar gelen bir dâhî!..Şâir, hikâyeci, romancı, tiyatro yazarı, senarist, nükteci, biyografici, otobiyografici, denemeci, târih tahlilcisi, fıkra muharriri, dînî irşâd edici, heccâv, münekkit, gazeteci, muallim, estetikçi, polemikçi ve hatip!.”ÇAĞLAR: Daha ne olsun, değil mi? Bir fikir ve sanat adamının bütün vasıfları O’nda toplanmış, diyebilir miyiz?KUKUL: Bunları, ben söylüyorum ammâ, esas söyleten kişi önemli. Niçin mi? Bakınız; Necip Fâzıl, 1924 yılında, yâni Cumhuriyet’in ilânından hemen sonra, yurt dışına, imtihan edilerek, tahsil için gönderilen öğrencilerden biridir. F(ı)ransa’ya (Paris’e) giderken, onu uğurlayanlar arasında üniversiteden hocası Mustafa ŞEKİP TUNÇ da vardır. Hocası, ona, şöyle hitap eder: “Tarihin malı olduğunu unutma!”Meselâ; F(ı)ransa dönüşünde, 1927’de yazdığı üç bölümlük Kaldırımlar şiirini ve ardından da, 1928’de Kaldırımlar adlı şiir kitabını yayınlar. Bu kitabı 124 sayfadır ammâ, bu kitap hakkında yazılanlar bunun on mislinden fazladır. Bu döneminde ise, Yaşar NABİ, onu için şöyle diyecektir: “Bir mısraı, bir millete şeref verecek şâir!”ÇAĞLAR: Zâten bu iki örnek bile, ondaki cevheri göstermektedir. Peki, şunu sorabilir miyim; Necip Fâzıl’ın poetikasının özü nedir?KUKUL: Necip Fâzıl’ın birbirinden ayıramadığı/ayırmadığı iki muhteşem değer vardır: Biri, din’dir/Müslümanlık’tır; diğeri de, kavmî’dir/Türklük’tür!.. Bütün poetik ve estetik anlayışı bu iki temel unsur üzerine inşâ edilir. Zâten; Türk şiirinde, geniş çaplı ilk poetik izah da, Necip Fâzıl’a aittir.Şiirlerindeki dînî metafizik unsurlar kadar millî unsurlar da çok açıktır ve tavizsizdir.Ne Müslümanlığına zerre kadar dokundurur, ne Türklüğüne zerre kadar yan baktırır!.. Bu ikisi, O’nun için, şahdamar’dır!..ÇAĞLAR: Son söz olarak ne söylersiniz, Hocam?KUKUL: O’na ve bu uğurda fikir üretip mücâdele veren bütün büyüklerimize rahmet diliyorum. Ruhları şâd, mekânları cennet olsun!.. Onların bıraktığı noktadan itibaren, hiç bıkıp usanmadan yol almak zorundayız. Türk milletinin, elbette ki, Türk dünyasının, buna çok ihtiyacı vardır!..
Yaşam
Yayınlanma: 22 Mayıs 2024 - 00:15
Doğumunun 120.; Vefâtının 41. Yılında Şâirler Sultânı Üstâd Necip Fâzıl'ı Anıyoruz
Necip Fâzıl; hem Türk şiirinde, hem Türk tiyatro yazarlığında ve hem de Türk tefekküründe birçok asrı ihâta edecek bir mütefekkirdir
Yaşam
22 Mayıs 2024 - 00:15
İlginizi Çekebilir