Donald Trump, 2017-2021 yılları arasında ABD Başkanı olarak görev yaparken, Türkiye ile olan ilişkilerde birçok kritik konu gündeme geldi. Trump, Türkiye Cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan ile sık sık doğrudan temas kurdu ve iki lider arasında zaman zaman gerilimli, zaman zaman dostane bir diyalog yaşandı.EKONOMİK VE TİCARİ İLİŞKİLER
Trump'ın başkanlığı süresince ABD ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler önemli bir gündem maddesi oldu. Trump, Türkiye'yi zaman zaman ticaret politikaları ve gümrük vergileri üzerinden eleştirdi. 2018 yılında ABD'nin Türkiye'ye yönelik çelik ve alüminyum tarifelerini artırması, iki ülke arasındaki ticari gerilimi artırdı. Bu adım, Türk Lirası'nın değer kaybetmesine ve ekonomik krize katkıda bulundu. Buna karşılık, Türkiye de bazı Amerikan ürünlerine ek vergiler getirdi.Bununla birlikte, Trump yönetimi Türkiye ile 100 milyar dolarlık ticaret hedefi belirleyerek iki ülke arasındaki ticaret hacmini artırmayı amaçladı. Bu hedef, ekonomik ilişkilerin iyileştirilmesi yönünde bir adım olarak değerlendirildi.SAVUNMA VE GÜVENLİK POLİTİKALARI
Savunma ve güvenlik alanında, Trump dönemi ABD-Türkiye ilişkilerinde en önemli konulardan biri, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi satın alması oldu. ABD, bu satın alımın NATO güvenlik politikalarına aykırı olduğunu belirterek Türkiye'yi F-35 savaş uçağı programından çıkardı ve çeşitli yaptırımlar uyguladı. Bu karar, iki ülke arasındaki savunma iş birliğinde ciddi bir gerilime yol açtı.Buna rağmen, Trump yönetimi zaman zaman Türkiye'nin güvenlik endişelerini anladığını belirtti ve bazı konularda iş birliğini sürdürmeye çalıştı. Özellikle Suriye'deki YPG/PYD varlığı konusunda, Trump yönetimi Türkiye'nin hassasiyetlerini dikkate aldığını belirtti ve ABD askerlerini Suriye'nin kuzeyinden çekerek Türkiye'nin operasyonlarına dolaylı olarak destek verdi.DİPLOMASİK İLİŞKİLER VE KİŞİSEL DİYALOGLAR
Trump ve Erdoğan arasındaki kişisel diyalog, ABD-Türkiye ilişkilerinde belirleyici bir faktör oldu. Trump, Erdoğan ile sık sık telefon görüşmeleri yaptı ve iki lider arasındaki kişisel ilişkiler, bazı sorunların çözümünde rol oynadı. Trump, Erdoğan'ı "iyi bir dost" olarak nitelendirdi ve iki lider arasındaki doğrudan iletişim, zaman zaman diplomatik gerilimlerin yumuşatılmasına yardımcı oldu. Ancak, diplomatik ilişkilerde bazı krizler de yaşandı. Rahip Andrew Brunson'ın Türkiye'de tutuklanması ve ardından ABD'nin Türkiye'ye uyguladığı yaptırımlar, iki ülke arasında ciddi bir krize neden oldu. Brunson'ın serbest bırakılması, Trump yönetimi tarafından büyük bir diplomatik zafer olarak değerlendirildi.TÜRKİYE'YE YAKLAŞIMIN GENEL DEĞERLENDİRMESİ
Donald Trump’ın Türkiye’ye yaklaşımı, diğer ABD başkanlarına kıyasla oldukça pragmatik ve kişisel ilişkilere dayalıydı. Trump, Erdoğan ile doğrudan iletişimi tercih etti ve iki lider arasındaki kişisel bağları kullanarak bazı sorunların çözümüne katkıda bulundu. Bununla birlikte, Trump'ın politikaları zaman zaman Türkiye'nin çıkarlarına zarar verdi ve iki ülke arasındaki ilişkilerde dalgalanmalar yaşandı.Trump, Türkiye’nin stratejik önemini ve NATO içindeki rolünü defalarca vurguladı. Ancak, Türkiye'nin Rusya ile olan ilişkileri ve S-400 anlaşması gibi konular, Trump yönetiminin Türkiye'ye yönelik tutumunu karmaşık hale getirdi. Yaptırımlar ve ticaret savaşları gibi konular, Trump'ın pragmatik yaklaşımına rağmen iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine neden oldu.GELECEK BEKLENTİLERİ
Donald Trump’ın 2024 başkanlık seçimlerinde yeniden aday olmayı planladığını açıklaması, Türkiye ile olan ilişkilerde gelecekte nasıl bir yol izleneceği konusunda merak uyandırıyor. Trump yeniden başkan seçilirse, Türkiye ile ilişkilerin nasıl şekilleneceği büyük ölçüde Erdoğan ile Trump arasındaki kişisel ilişkilere ve iki ülkenin karşılıklı çıkarlarına bağlı olacak.Sonuç olarak, Donald Trump’ın başkanlık dönemi ve Türkiye’ye yaklaşımı, kişisel diplomasi, ekonomik çıkarlar ve güvenlik politikaları çerçevesinde şekillendi. Trump’ın pragmatik ve doğrudan iletişime dayalı yaklaşımı, iki ülke arasındaki ilişkilerin dinamik ve bazen de gerilimli olmasına yol açtı. Gelecekteki olası Trump yönetimi, Türkiye ile ilişkilerde yeni bir dönemi başlatabilir ve iki ülke arasındaki stratejik iş birliğini yeniden tanımlayabilir.Haber Yorum: GARABEY
Trump'ın başkanlığı süresince ABD ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler önemli bir gündem maddesi oldu. Trump, Türkiye'yi zaman zaman ticaret politikaları ve gümrük vergileri üzerinden eleştirdi. 2018 yılında ABD'nin Türkiye'ye yönelik çelik ve alüminyum tarifelerini artırması, iki ülke arasındaki ticari gerilimi artırdı. Bu adım, Türk Lirası'nın değer kaybetmesine ve ekonomik krize katkıda bulundu. Buna karşılık, Türkiye de bazı Amerikan ürünlerine ek vergiler getirdi.Bununla birlikte, Trump yönetimi Türkiye ile 100 milyar dolarlık ticaret hedefi belirleyerek iki ülke arasındaki ticaret hacmini artırmayı amaçladı. Bu hedef, ekonomik ilişkilerin iyileştirilmesi yönünde bir adım olarak değerlendirildi.SAVUNMA VE GÜVENLİK POLİTİKALARI
Savunma ve güvenlik alanında, Trump dönemi ABD-Türkiye ilişkilerinde en önemli konulardan biri, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi satın alması oldu. ABD, bu satın alımın NATO güvenlik politikalarına aykırı olduğunu belirterek Türkiye'yi F-35 savaş uçağı programından çıkardı ve çeşitli yaptırımlar uyguladı. Bu karar, iki ülke arasındaki savunma iş birliğinde ciddi bir gerilime yol açtı.Buna rağmen, Trump yönetimi zaman zaman Türkiye'nin güvenlik endişelerini anladığını belirtti ve bazı konularda iş birliğini sürdürmeye çalıştı. Özellikle Suriye'deki YPG/PYD varlığı konusunda, Trump yönetimi Türkiye'nin hassasiyetlerini dikkate aldığını belirtti ve ABD askerlerini Suriye'nin kuzeyinden çekerek Türkiye'nin operasyonlarına dolaylı olarak destek verdi.DİPLOMASİK İLİŞKİLER VE KİŞİSEL DİYALOGLAR
Trump ve Erdoğan arasındaki kişisel diyalog, ABD-Türkiye ilişkilerinde belirleyici bir faktör oldu. Trump, Erdoğan ile sık sık telefon görüşmeleri yaptı ve iki lider arasındaki kişisel ilişkiler, bazı sorunların çözümünde rol oynadı. Trump, Erdoğan'ı "iyi bir dost" olarak nitelendirdi ve iki lider arasındaki doğrudan iletişim, zaman zaman diplomatik gerilimlerin yumuşatılmasına yardımcı oldu.
İLGİLİ HABER
Donald Trump Kimdir? ABD Başkanı Adayı mı?Donald Trump’ın Türkiye’ye yaklaşımı, diğer ABD başkanlarına kıyasla oldukça pragmatik ve kişisel ilişkilere dayalıydı. Trump, Erdoğan ile doğrudan iletişimi tercih etti ve iki lider arasındaki kişisel bağları kullanarak bazı sorunların çözümüne katkıda bulundu. Bununla birlikte, Trump'ın politikaları zaman zaman Türkiye'nin çıkarlarına zarar verdi ve iki ülke arasındaki ilişkilerde dalgalanmalar yaşandı.Trump, Türkiye’nin stratejik önemini ve NATO içindeki rolünü defalarca vurguladı. Ancak, Türkiye'nin Rusya ile olan ilişkileri ve S-400 anlaşması gibi konular, Trump yönetiminin Türkiye'ye yönelik tutumunu karmaşık hale getirdi. Yaptırımlar ve ticaret savaşları gibi konular, Trump'ın pragmatik yaklaşımına rağmen iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine neden oldu.GELECEK BEKLENTİLERİ
Donald Trump’ın 2024 başkanlık seçimlerinde yeniden aday olmayı planladığını açıklaması, Türkiye ile olan ilişkilerde gelecekte nasıl bir yol izleneceği konusunda merak uyandırıyor. Trump yeniden başkan seçilirse, Türkiye ile ilişkilerin nasıl şekilleneceği büyük ölçüde Erdoğan ile Trump arasındaki kişisel ilişkilere ve iki ülkenin karşılıklı çıkarlarına bağlı olacak.Sonuç olarak, Donald Trump’ın başkanlık dönemi ve Türkiye’ye yaklaşımı, kişisel diplomasi, ekonomik çıkarlar ve güvenlik politikaları çerçevesinde şekillendi. Trump’ın pragmatik ve doğrudan iletişime dayalı yaklaşımı, iki ülke arasındaki ilişkilerin dinamik ve bazen de gerilimli olmasına yol açtı. Gelecekteki olası Trump yönetimi, Türkiye ile ilişkilerde yeni bir dönemi başlatabilir ve iki ülke arasındaki stratejik iş birliğini yeniden tanımlayabilir.Haber Yorum: GARABEY