Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli fikir adamlarından biri olan Prof. Dr. Erol Güngör, 24 Nisan 1983'te, henüz 45 yaşında hayatını kaybetmişti. Ölümünün üzerinden geçen 42 yıla rağmen, onun eserleri ve düşünceleri, Türk milliyetçiliği ve kültür hayatı için hâlâ büyük bir kaynak olma özelliğini koruyor.
Gazeteci-Yazar Arslan Tekin, kaleme aldığı makalede Erol Güngör’ün fikir yapısına ve Ülkücü Hareket içindeki yerine dikkat çekti. Tekin, 'Hiçbir fikir adamımızı reddedemeyiz. Hangi noktada olursa olsun, ilmî temeli varsa, onları anlamaya çalışmak, fayda ve zararlarını değerlendirmek gerekir.' diyerek Güngör’ün anlaşılması gerektiğini vurguladı.
Özellikle Erol Güngör’ün milliyetçilik anlayışına odaklanan Tekin, Güngör'ün 'milliyetçiliği' ırkçılık ya da otoriterlikten ayrı tuttuğunu ve onu modernleşmenin bir başka ifadesi olarak gördüğünü belirtti.
Erol Güngör, Türk kültürünün modernleşme yolunda özgün bir kimlik oluşturması gerektiğini savunmuş, bu çizgide eserler vermiştir. Ona göre gerçek milliyetçilik, milletin tarihî ve kültürel temelleri üzerine inşa edilen bir birlik duygusudur.
Prof. Dr. Erol Güngör'ün, Türk-İslam sentezi fikriyatında ve Ülkücü Hareket’in entelektüel altyapısında büyük bir etkisi olduğu, Alparslan Türkeş ile olan temaslarından ve kültürel faaliyetlerdeki katkılarından anlaşılmaktadır.
Erol Güngör'ün Fikir Dünyasına Yolculuk
Arslan Tekin’in yazısında, Güngör’ün milliyetçilik ve modernleşme ilişkisine dair görüşlerine de geniş yer verildi. Tekin, 'Fikirlerini kabul ediniz veya etmeyiniz; okumak sizi aydınlığa götürecektir.' diyerek, Erol Güngör'ün düşüncelerinin bugün hâlâ okunması ve anlaşılması gerektiğini ifade etti.
Arslan Tekin'in kaleme aldığı 'Erol Güngör’ü Ne Kadar Biliyoruz?' başlıklı makaleyi okumak için buraya tıklayınız.