Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, yaptığı açıklamada, 5510 sayılı Kanun, işçiler ile memurlar arasında sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı bakımından eşitlik getirmek amacıyla çıkarılmış olmakla birlikte Kanun, memurların haklarını budayarak işçilerle eşitledi ancak emeklilikte memurlar aleyhine ortaya çıkan çarpıklık düzeltilmediğini belirtti.
BÜYÜK HAKSIZLIK..
Ülkemizde memur, öğretmen ve öğretim elemanı emeklileri büyük bir haksızlığa uğratıldığını savunan Bostan, Devlet memurlarının çalışırken aldıkları maaş ile emeklilik maaşları arasında çok büyük farklılık ortaya çıktığını. Memurlara çalışırken ek ödeme, bir kısmına döner sermaye, öğretmen ve akademisyenlere ek ders ücreti gibi ödemeler yapılırken; bu tür ödemeler prime esas kazançtan sayılmadığını ve emekliliklerinde de bu ödemeler maaşlarına dâhil edilmediğini belirterek; 'Yapılan bu tür ödemelerin emeklilik maaşlarına yansımaması, memurların çalışırken aldıkları maaş ile emekli maaşları arasında büyük bir uçurumun oluşmasına neden oldu. Bu nedenle, devlete yıllarca hizmet etmiş memurların emekliliklerinde yoksulluk sınırının altında maaş almaları kaçınılmaz bir son olarak karşımıza çıktı. Memur emekli maaşı ve emekli ikramiyeleri arasında da çarpıklıklar bulunmaktadır. Bunun en önemli nedeni memurların bir kısmına ek gösterge verilmemesi, profesör, birinci derecedeki kadroda bulunan doçentlere ve daire başkanlarına makam tazminatı verilmesinden kaynaklanmaktadır. Nitekim ön lisans yada lisans mezunu hizmetli ve hastabakıcı kadrosunda bulunan memurlara henüz ek gösterge verilmemiştir. Yine birinci dereceye yükselmemiş doçentler ile birinci derecenin dördüncü kademesine yükselmiş olsalar bile yardımcı doçent, öğretim görevlisi, okutman, araştırma görevlileri ve öğretmenler başta olmak üzere diğer memurların makam tazminatı bulunmamaktadır.'dedi.
DÜZENLEME YAPILMADI
Unvan bakımından üniversite genel sekreter yardımcıları daire başkanlarının üstünde olmalarına rağmen ek göstergeleri daha düşük olduğunu söyleyen Bostan;. Üç dönemdir bütün toplu sözleşmelerde üniversite genel sekreter yardımcılarının ek göstergelerinin 3000'den 3600'e çıkarılacağı kararı alınmasına rağmen bugüne kadar bu haksızlığı giderecek bir düzenleme yapılmadığını belirtti.
MAKAM TAZMİNATI VERİLMELİDİR
Hanefi Bostan; Üniversitelerde 3 ve 2. derecede görev yapan doçentlere, ¼'deki yardımcı doçentlere, öğretim görevlilerine, okutman ve araştırma görevlilerine 2002 yılından beri verilmeyen makam tazminatı verilerek görev tazminatı artırılmalıdır. Ayrıca şube müdürü, fakülte, yüksek okul, enstitü sekreterleri ve öğretmenler dahil olmak üzere bütün memurlara makam tazminatı verilmelidir.'dedi.
Yardımcı doçent, öğretim görevlisi, okutman ve araştırma görevlileri ile şube müdürü, fakülte, yüksek okul ve enstitü sekreteri kadrosunda bulunanların diğer kurumlarda emsal görev yapanlarda olduğu gibi makam tazminatı alabilmeleri için yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini söyleyen Bostan:'Bu anlamda 2914 sayılı Kanunun Ek 2'nci maddesi ile kadro ve görev unvanları itibariyle makam tazminatı alamayan bütün memurlara ödenecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.'dedi.
BÜYÜK HAKSIZLIK..
Ülkemizde memur, öğretmen ve öğretim elemanı emeklileri büyük bir haksızlığa uğratıldığını savunan Bostan, Devlet memurlarının çalışırken aldıkları maaş ile emeklilik maaşları arasında çok büyük farklılık ortaya çıktığını. Memurlara çalışırken ek ödeme, bir kısmına döner sermaye, öğretmen ve akademisyenlere ek ders ücreti gibi ödemeler yapılırken; bu tür ödemeler prime esas kazançtan sayılmadığını ve emekliliklerinde de bu ödemeler maaşlarına dâhil edilmediğini belirterek; 'Yapılan bu tür ödemelerin emeklilik maaşlarına yansımaması, memurların çalışırken aldıkları maaş ile emekli maaşları arasında büyük bir uçurumun oluşmasına neden oldu. Bu nedenle, devlete yıllarca hizmet etmiş memurların emekliliklerinde yoksulluk sınırının altında maaş almaları kaçınılmaz bir son olarak karşımıza çıktı. Memur emekli maaşı ve emekli ikramiyeleri arasında da çarpıklıklar bulunmaktadır. Bunun en önemli nedeni memurların bir kısmına ek gösterge verilmemesi, profesör, birinci derecedeki kadroda bulunan doçentlere ve daire başkanlarına makam tazminatı verilmesinden kaynaklanmaktadır. Nitekim ön lisans yada lisans mezunu hizmetli ve hastabakıcı kadrosunda bulunan memurlara henüz ek gösterge verilmemiştir. Yine birinci dereceye yükselmemiş doçentler ile birinci derecenin dördüncü kademesine yükselmiş olsalar bile yardımcı doçent, öğretim görevlisi, okutman, araştırma görevlileri ve öğretmenler başta olmak üzere diğer memurların makam tazminatı bulunmamaktadır.'dedi.
DÜZENLEME YAPILMADI
Unvan bakımından üniversite genel sekreter yardımcıları daire başkanlarının üstünde olmalarına rağmen ek göstergeleri daha düşük olduğunu söyleyen Bostan;. Üç dönemdir bütün toplu sözleşmelerde üniversite genel sekreter yardımcılarının ek göstergelerinin 3000'den 3600'e çıkarılacağı kararı alınmasına rağmen bugüne kadar bu haksızlığı giderecek bir düzenleme yapılmadığını belirtti.
MAKAM TAZMİNATI VERİLMELİDİR
Hanefi Bostan; Üniversitelerde 3 ve 2. derecede görev yapan doçentlere, ¼'deki yardımcı doçentlere, öğretim görevlilerine, okutman ve araştırma görevlilerine 2002 yılından beri verilmeyen makam tazminatı verilerek görev tazminatı artırılmalıdır. Ayrıca şube müdürü, fakülte, yüksek okul, enstitü sekreterleri ve öğretmenler dahil olmak üzere bütün memurlara makam tazminatı verilmelidir.'dedi.
Yardımcı doçent, öğretim görevlisi, okutman ve araştırma görevlileri ile şube müdürü, fakülte, yüksek okul ve enstitü sekreteri kadrosunda bulunanların diğer kurumlarda emsal görev yapanlarda olduğu gibi makam tazminatı alabilmeleri için yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini söyleyen Bostan:'Bu anlamda 2914 sayılı Kanunun Ek 2'nci maddesi ile kadro ve görev unvanları itibariyle makam tazminatı alamayan bütün memurlara ödenecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.'dedi.