Samsun Türk Ocağı ve Samsun Alperen Ocağı, 3 Mayıs tarihinde "Türkçülük Günü"nü kutlamak münasebetiyle Atatürk Anıtı'nda tören düzenledi. Samsun Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Tufan, yaptığı konuşmada, "Türkçüler var oldukça bu devlet Türk vatanı, dili Türkçe ve bayrağı Türk bayrağı olarak ilelebet kalacaktır” dedi. Ayrıca Türkçülüğün Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun temel ilkesi olduğunu, Türk milliyetçiliğinin ise Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ilkesi olduğunu vurguladı.Nihal Atsız'ın yargılanmasının bir gençlik gösterisine dönüştüğü 3 Mayıs 1944 günü, Türkçülük tarihinde bir dönüm noktası olduğunu belirten Tufan konuşmasında, Türkiye'nin birliğinin, toprak bütünlüğünün ve anayasa ile belirlenen Türk dilinin korunmasının önemini vurguladı. Tören, çelenk koyma, saygı duruşunda bulunulması ve milli marşın söylenmesiyle sona erdi.Samsun Türk Ocağı ve Alperen Ocağı Atatürk Anıtı’nda "3 Mayıs Türkçülük Günü" kutlaması yaptı. Törende anıta çelenk sunuldu, saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.Samsun Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Tufan'ın konuşması şu şekilde:Şahlanışın şehri Samsun'da yine bir Şahlanışın Yıldönümünde Büyük Atatürk'ün manevi huzurunda toplanmış bulunuyoruz. 19 Mayıs 1919'da Samsun'dan başlayan hareket, bu sene 100. Yılını kutladığımız Cumhuriyet ile taçlanmıştı.100 yıl önce kurtuluş savaşını veren atalarımızın bize miras bıraktıkları Türkiye Cumhuriyeti'nin temel kuruluş ilkesi, yüksek Türk Kültürünün vücut bulmuş hali Türkçülüktür. Cumhuriyetimiz, çok kısa zamanda kuruluş ilkeleri ve Atatürk'ün önderliğinde büyük işler başarmıştır.
Türkçüler var oldukça bu devlet Türk Vatanı, Dili Türkçe ve bayrağı Türk Bayrağı olarak ilelebet kalacaktır.
Maalesef, büyük Atatürk'ün vefatından sonra başlayan gayri milli uygulamalar ve o dönemdeki Komünist heves, devletimizin hızla milli kimliğinden koparılmasına götürmekteydi. İşte bu durumu fark eden Merhum Atsız'ın dönemin idarecilerine yaptığı uyarılar kendilerinde olmasa da, Türk Milletinde yankısını bulmuş ve Nihal Atsız'a açılan haksız bir davanın 3 Mayıs 1944 günkü duruşması o zamana kadar şahit olunmamış bir gençlik gösterisine dönüşmüştür. 3 Mayıs, Türkçülüğün tarihinde bir dönüm noktasıdır. 3 Mayıs 1944'e kadar yalnız duygu ve düşünce olan Türkçülük, Türk gençlerinin devletine, milletine, tarihine ve kültürüne yapılan saldırılara karşı duruşu, haykırışıdır. Atsız'ın deyimiyle, 3 Mayıs Türkçülüğün hareket halini aldığı gündür. O günden itibaren tüm dünya ve Türk düşmanları biliyorlar ki, Türkçüler var oldukça bu devlet Türk Vatanı, Dili Türkçe ve bayrağı Türk Bayrağı olarak ilelebet kalacaktır. Yıllarca gerek açıktan gerekse gizliden yapılan her türlü engellemelere rağmen Türkçülük ve Türkçüler ayaktadır ve buradadır.Türkçüler olarak her zamankinden daha fazla Devlet vasfına ve üniter yapısına yönelik girişimlerin meşrulaştırılmasına karşı uyanık olmak ve Türk milletinin birliğini ve Türk Devletinin bütünlüğünü muhafaza etmek zorundayız. Unutmayalım ki, Cumhuriyetimizin kurucu ilkesi, kapsayıcı-kucaklayıcı Türk milliyetçiliğidir. Türk Milleti'nin kanıyla canıyla vatanlaştırdığı bu topraklar TÜRKİYE, şanlı bir Millî Mücadele sonunda kurduğu devlet TÜRKİYE CUMHURİYETİ, bu devletin sahibi de TÜRK MİLLETİ'dir. Hakimiyet kayıtsız şartsız Türk Milleti'nindir. Devlet dilini Türkçe olarak belirleyen Anayasamızdaki kapsayıcı Türklük tanımı dahil Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesi tartışmaya kapalıdır. İlk günkü aşkla tekrar haykırıyoruz: Ne Mutlu Türk’üm Diyene! Tanrı Türk’ü Korusun ve Yüceltsin!"