Türk Ocakları Samsun Şube Başkanı Prof. Dr. Serkan ŞEN 18.02.2023 Cumartesi günü gerçekleşecek Genel Kurulda görevini başka bir arkadaşına bırakacağını belirterek 'Halleşme ve Helalleşme Beyanındandır' başlığı altında bir yazı paylaştı. 8 Yıldır Samsun Türk Ocağı Samsun Şube Başkanı olan Prof. Dr. Serkan ŞEN sosyal medya platformu Facebook hesabından şu şekilde bir paylaşımda bulundu:
Halleşme ve Helalleşme Beyanındandır
Bir Ay Toldı hevesiyle üstlendiğim Samsun Türk Ocağı Başkanlığı vazifesini Odgurmış duyuşuyla sonlandıracak olmanın huzurunu yaşıyorum. 18.02.2023 Cumartesi günü gerçekleştirilecek Genel Kurulumuzda görevi başka arkadaşlarıma bırakacağım. Çocuklarıma kalacak manevi mirasımın en kıymetlilerinden biri Türk Ocağı Reisi sıfatıyla anılmış bir babanın evlatları olmalarıdır. Sekiz yıl boyunca taşıdığım bu sıfata leke sür(dür)memeye azami çaba gösterdim. Zira inancım odur ki Türklüğün değerleriyle yüceltilmesi davasının Türk Milliyetçiliğinden başka yolu yoktur.Türk’ün istikamet vermediği cihan zulmün ekseninden kurtulamayacak, insanlık huzur bulamayacaktır. Böylesi bir davayı omuzlayanların öz kültürlerinden ve ortak mazilerinden beraberce beslenmeleri şarttır. O nedenle ‘ittihat’ yani birlik şuurunda buluşmaları gerekir. Benim nezdimde Ocak, samimiyet içeren farklı yorumları saygıyla karşılayan, bireysel tercihlerin bizlik potasında eriyebildiği, maziden aldığı güçle Türklüğün aydınlık geleceği üzerine fikir üretebilen, gençlerin piştiği bir buluşma noktasıdır. Bu koordinatlar, ister istemez onu gündelik siyasetten uzak bir yerde konumlandırmıştır. Görebildiğim kadarıyla bulunduğu konum yakın gelecekte daha da önem kazanacaktır.Türkiye’de his planında yükseliş gösteren milliyetçiliğin bilinç planına taşınması, Turan fikrinin kültürel donanımla somutlaştırması gereği ilerleyen dönemlerde Türk Ocakları nev’inden müesseselere ihtiyacı artıracaktır. Ülkemizin en köklü sivil toplum cemiyeti durumundaki Türk Ocaklarının tarihî birikimi bu ihtiyaca cevap verebilecek seviyededir.Neticesi böylesine yüce olan Ocağın vesilesi de ona yaraşır bir mahiyet taşımalıdır. Vesile, insan unsuru boyutuyla özellikle kıymetlidir. Bu doğrultuda kurum, yöneticiyle kaim olduğu çağrışımından mutlaka uzak tutulmalıdır. Benim zaviyemden ise zorunluluklar dışında başkanlık görevi üç dönemden fazla sürdürülmemelidir. Görevi aldığım andan beri dillendirdiğim bu yaklaşım uyarınca başkanlıkta üçüncü dönemimi tamamlayıp noktanın vakarıyla akademideki vazifemi sürdürme kararını aldım. Ocaklı kimliğimle yeni yönetime katkı vermek elbette doğal yükümlülüğümdür.Yazdıklarımı okuyanların sekiz yıl boyunca neler yaptığımızın ya da neleri yapamadığımızın takibinde olduklarını düşünüyorum. O nedenle burada icraat dökümünü gereksiz görüyorum. Görevi devraldığım gün gerçekleştirdiğim konuşmada merhum Galip Erdem’e atıfla kurduğum cümleleri yönetim kurullarında beraber çalıştığımız arkadaşlarımı kapsayacak biçimde tekrarlamakla yetiniyorum: “Belki inandığımız her şeyi yapamadık ama inanmadığımız hiçbir şeyi de yapmadık”.Verdiğimiz emek, Türklüğe duyduğumuz sevginin mütevazı bir bedelidir. Sorumluluk sürecimize dair hüküm, tarihe ve memleket derdiyle çarpan hisli yüreklere aittir. Bu vesileyle bayrağı devralacak arkadaşlarıma başarılar diliyorum. Ocak Reisi sıfatıyla gönlüne giremediğim gönüldaş ve ülküdaşlarımın hoşgörüsüne sığınıyorum. Son olarak, millet meselesine kol kanat geren siz değerli dostlarımdan helallik istirham ediyorum.Yaşasın İttihat! Yücelsin Türklük!