Irak'ın Bağdat şehrinde bulunan Rusafa cezaevinde, terör örgütü mensuplarının aileleri oldukları iddiasıyla idam ve müebbet hapis cezalarına çarptırılan yaklaşık 300 Türk kadını, yedi yıldır adalet bekliyor. Çoğunluğunun Türk vatandaşı olduğu bilinen bu kadınlar, 2023 yılında açlık grevleri ile uluslararası medyanın gündemine gelmişti. Hiçbir suç işlememiş olduklarını belirten kadınlar, pişmanlıklarını dile getiren videolar yayınladı.
Çocuklar Türkiye'ye İade Edildi
2018 yılında, cezaevinde bulunan Türk kadınların çocukları Türkiye Cumhuriyeti tarafından iade alındı. Ancak, kadınların kendileri halen iade edilmedi. Bu kadınlar, 10 dakikalık mahkemelerde toplu olarak hüküm giydiklerini belirterek Türkiye Cumhuriyeti'nden yardım talep ediyor. Adil yargılanma ve iade talebinde bulunan kadınlar, sosyal medyada dilekçe ve video paylaşımlarıyla seslerini duyurmaya çalışıyor.
Cezaevi Şartları ve İnsan Hakları İhlalleri
Kadınlar, cezaevi şartlarının çok ağır olduğunu, hijyen ve sağlık koşullarının sağlanmadığını bildiriyor. Salgın hastalıkların tüm koğuşları sardığını ifade eden kadınlar, insan haklarından mahrum bırakıldıklarını belirtiyor. Rusafa'da akli dengesini yitiren, ağır kronik hastalıkları olan veya yaşı 80'e varan kadınların bulunduğu biliniyor. Hükmü biten sekiz kadının da henüz iadesinin gerçekleşmediği bildiriliyor.
Normal kapasitesinin dört katı üzerinde kullanılan cezaevinde, insanlık dışı koşullar altında yaşam mücadelesi veriliyor. Hukuksuz yargılamalar ve orantısız cezalar nedeniyle fiziksel ve ruhsal olarak büyük baskı altındaki kadınlar, uluslararası toplumdan ve Türkiye'den yardım bekliyor.
Kadınlar, Irak hükümeti tarafından Arapça tutanaklara "Ülkenize iade edileceksiniz" denilerek imza attırıldıklarını, ancak hızlıca müebbet ve idam cezalarına çarptırıldıklarını söylüyor.
Adalet ve İade Talebi
Kadınlar, adil yargılanmadıklarını ve eğer suçları varsa cezalarını kendi ülkelerinde çekmek istediklerini beyan ediyor. 2015 yılında örgütten kaçmaya çalışırken Irak Peşmerge güçlerine sığınan ve altı ay boyunca yoğun ambargo ve bombardıman altında kalan kadınlar, psikolojik sorunlar yaşıyor. Rehabilitasyon süreçlerinin başlaması ve iade edilmeleri tek umutları.
Irak Hükümeti tarafından yedi yıldır Bağdat Rusafa cezaevinde, hiçbir suça karışmamış olmasına rağmen sadece örgüt mensuplarının aileleri oldukları iddiasıyla idam ve müebbet cezası alan 300 Türk kadını, yetkililerden ve uluslararası kamuoyundan yardım bekliyor. Bu kadınlar, adil yargılanma ve ülkelerine iade edilme taleplerini yineliyor. İnsan hakları örgütleri ve uluslararası toplum, bu kadınların sesini duyurmak ve adil bir çözüm sağlanması için daha fazla çaba göstermeli.
Uluslararası Destek ve Müdahale Gerekliliği
Kadınlar, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmek için çeşitli yollar deniyor. İnsan hakları ihlallerine maruz kalan bu
kadınlar için uluslararası hukuk ve insan hakları örgütlerinin devreye girmesi, adaletin sağlanması adına büyük önem taşıyor. Türkiye'nin de bu konuda diplomatik girişimlerde bulunması, kadınların ülkelerine iade edilmeleri sürecinde kritik bir rol oynayabilir.
Bu kadınlar, adil bir yargılama süreci talep ederken, aynı zamanda cezaevindeki yaşam koşullarının iyileştirilmesi için de çağrıda bulunuyor. Kadınların seslerinin duyulması ve haklarının korunması, uluslararası toplumun sorumluluğunda. Adil bir çözümün bulunması için daha fazla uluslararası baskının gerekliliği aşikar. Kapsamlı bir diplomatik çaba ve uluslararası dayanışma, bu kadınların yaşadığı insan hakları ihlallerine son verebilir.
Son derece elzem bir çağrı olan bu yazı hem kan donduran şiddet ve kadın hakları, kadına değer nerde sorusunu sorduruyor. Yüreğinize, kaleminize hürmetler inşallah en kısa sürede gerekli yerlere ulaşması dileğimle.