Türkiye’nin var olmasını, güçlenmesini istemiyorlar.Yüzümüze gülüyor, arkamızdan vuruyorlar. Bir zamanlar ASALA’yı türkiye’nin başına bela edenler ikinci alternatif bir kanlı örgütü PKK’yı güçlendirerek Türkiye’nin başına bela ettiler.
Türk ve islam düşmanlarının Nihai hedefleri; ortadoğu’da olduğu gibi Türkiye’yi de bölerek, parçalayarak küçük devletçikler meydana getirmektir. Türkiye düşmanlarının plan ve programları hep bu minval üzerinde olmuştur. Türkiye’nin büyümesinden her zaman korkmuşlardır.Türkiye’de geçmişten günümüze gelen bilindik bir çok örgüt vardır. Türk devletinin zafiyetini gördüklerinde mutlaka ortaya çıkar kaldıkları yerden devam ederek Türkiye’nin her alanda geri gitmesini sağlarlar. Yani tabiri caizse göz açtırmazlar.İşte örneklerden bazıları karşımızdadır. Haklarında kırmızı bülten çıkarılan 650 PKK mensubu, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yakalanmalarına rağmen Türkiye’ye iade edilmiyor. Almanya'nın da PKK ve DHKP-C ile diğer yasadışı örgüt üyelerinden Türkiye'nin aradığı 300 örgüt üyesinin iadesini reddettiği bilinen bir gerçek.Danimarka'nın PKK'nın yayın organlarından Roj Tv'ye destek verdiği, Türkiye'nin aradığı bazı militanları vermediği buna karşın Türkiye'nin aktif saldırı olaylarına katılmadığı gerekçesiyle iadesini reddettiği biliniyor.Yunanistan bile AK Parti ile Adalet Bakanlığı'na saldırı düzenleyen DHKP-C'li militanları iade etmeyerek serbest bıraktı. 'Terörle mücadele' konusunda hiç destek vermeyen bir çok AB ülkesinin, Türkiye'nin aleyhine yönelik büyük algı kampanyası yürüttükleri gözden kaçmıyor artık..Türkiye’nin teröre karşı verdiği mücadeleye destek verdikleri zaman ise kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyor ve nihai projelerine hizmet ediyorlar.Türkiye yalnız bir ülkedir.Türkiye kendi içinde birlik ve beraberliğini sağlayabilecek güçtedir. Son zamanlarda baş gösteren terör eylemleri milletimizi tedirgin etmektedir. Şehit haberleri milletimizi huzursuzluğa itmiştir. Koalisyon tartışmaları ve seçim varsayımları önemli boşluğun müsebbibi haline gelmiştir. Bütün bunları fırsat bilen terör odakları ise bütün güçleriyle saldırıya geçmiştir. Terör odakları yıldırma hareketiyle ses getirecek eylemler yaparak korku ve panik havası yaratmaktadır. İşte tam bu noktada bu kaotik ortamı fırsat bilen bazı siyasetçiler maalesef fırsatlardan istifade ederek yönünü ve yolunu buna göre ayarlamıştır.
Türk ve islam düşmanlarının Nihai hedefleri; ortadoğu’da olduğu gibi Türkiye’yi de bölerek, parçalayarak küçük devletçikler meydana getirmektir. Türkiye düşmanlarının plan ve programları hep bu minval üzerinde olmuştur. Türkiye’nin büyümesinden her zaman korkmuşlardır.Türkiye’de geçmişten günümüze gelen bilindik bir çok örgüt vardır. Türk devletinin zafiyetini gördüklerinde mutlaka ortaya çıkar kaldıkları yerden devam ederek Türkiye’nin her alanda geri gitmesini sağlarlar. Yani tabiri caizse göz açtırmazlar.İşte örneklerden bazıları karşımızdadır. Haklarında kırmızı bülten çıkarılan 650 PKK mensubu, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yakalanmalarına rağmen Türkiye’ye iade edilmiyor. Almanya'nın da PKK ve DHKP-C ile diğer yasadışı örgüt üyelerinden Türkiye'nin aradığı 300 örgüt üyesinin iadesini reddettiği bilinen bir gerçek.Danimarka'nın PKK'nın yayın organlarından Roj Tv'ye destek verdiği, Türkiye'nin aradığı bazı militanları vermediği buna karşın Türkiye'nin aktif saldırı olaylarına katılmadığı gerekçesiyle iadesini reddettiği biliniyor.Yunanistan bile AK Parti ile Adalet Bakanlığı'na saldırı düzenleyen DHKP-C'li militanları iade etmeyerek serbest bıraktı. 'Terörle mücadele' konusunda hiç destek vermeyen bir çok AB ülkesinin, Türkiye'nin aleyhine yönelik büyük algı kampanyası yürüttükleri gözden kaçmıyor artık..Türkiye’nin teröre karşı verdiği mücadeleye destek verdikleri zaman ise kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyor ve nihai projelerine hizmet ediyorlar.Türkiye yalnız bir ülkedir.Türkiye kendi içinde birlik ve beraberliğini sağlayabilecek güçtedir. Son zamanlarda baş gösteren terör eylemleri milletimizi tedirgin etmektedir. Şehit haberleri milletimizi huzursuzluğa itmiştir. Koalisyon tartışmaları ve seçim varsayımları önemli boşluğun müsebbibi haline gelmiştir. Bütün bunları fırsat bilen terör odakları ise bütün güçleriyle saldırıya geçmiştir. Terör odakları yıldırma hareketiyle ses getirecek eylemler yaparak korku ve panik havası yaratmaktadır. İşte tam bu noktada bu kaotik ortamı fırsat bilen bazı siyasetçiler maalesef fırsatlardan istifade ederek yönünü ve yolunu buna göre ayarlamıştır.