Şair ve yazar M,Halistin Kukul Cumhuriyet ve Cumhuriyet Bayramıyla ilgili 3 bölümden oluşan kapsamlı bir yazı kaleme aldı.
M.Halistin Kukul'un yazısı şöyle:
Cumhuriyet; "Millet hâkimiyetine dayanan ve bu hâkimiyetin millet temsilcisi olarak seçilen milletvekilleri ve başlarındaki cumhurbaşkanı tarafından yürütüldüğü devlet idâresi şekli." (Bknz: Misâlli Büyük Türkçe Sözlük, İlhan Ayverdi, Kubbealtı Lugatı, İstanbul 2011, Sf. 202) diye târif edilir.
Buna, kısaca; halkın, kendi seçtiklerince idâresi edilmesidir, deriz.
Demek ki; 'millet / halk / cumhûr', dünyâda en gelişmiş idârî sistem olan 'cumhuriyet' idâresinde, kendi hür irâdesiyle seçtiği kimseler tarafından, âdîl bir şekilde hayatını sürdürmektedir / sürdürmelidir.
Demek ki; Cumhuriyet idâresi, hiçbir zümrenin, sülâlenin veya kabilenin idâresi değildir / olmamalıdır. Bu sistemde, idâre edenler; kendilerine yakın olanlara, - usûlsüz olarak - hiçbir mevki veya menfaat temin etmez / etmemelidirler.
Bizim; Müslüman - Türk milleti olarak , ikisi dînî ve dördü de millî olmak üzere altı sevinç günümüz / bayramımız vardır. Dînî bayramlarımız; bizleri, mânevî hâl ile hâllendirip, ulvî bir gönül muhabbetiyle, sulh ve sükûn içinde, kucaklaşmaya ve huzura taşıyan Ramazan ve Kurban Bayramları'mızdır.
Millî bayramlarımız ise, bütün 'millî kültür değerlerimizi' içinde barındırarak kaynaşmamızı sağlayan 'şölen günlerimiz'dir.
Bunlar, sıra ile şunlardır:
* 23 Nisan 1920 târihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılması münâsebetiyle kutlanan "Hâkimiyet-i Milliye Bayramı". Bu bayramımızın adı, 1935 yılında, "Millî Hâkimiyet ve Çocuk Bayramı" olarak değiştirilmiş ve bugüne kadar intikal ettirilmiştir.
** 19 Mayıs 1919 yılında Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı münâsebetiyle, bizzat Atatürk'ün isteği üzerine kutlanan "Gençlik ve Spor Bayramı".
*** 30 Ağustos 1922 târihinde, İstiklâl Harbi'nin sonucunu belirleyen Büyük Taarruz'un son günü yapılan Başkumandanlık Meydan Savaşı'nın yıldönümü vesîlesiyle kutlanan "Zafer Bayramı".
M.Halistin Kukul'un yazısı şöyle:
Cumhuriyet; "Millet hâkimiyetine dayanan ve bu hâkimiyetin millet temsilcisi olarak seçilen milletvekilleri ve başlarındaki cumhurbaşkanı tarafından yürütüldüğü devlet idâresi şekli." (Bknz: Misâlli Büyük Türkçe Sözlük, İlhan Ayverdi, Kubbealtı Lugatı, İstanbul 2011, Sf. 202) diye târif edilir.
Buna, kısaca; halkın, kendi seçtiklerince idâresi edilmesidir, deriz.
Demek ki; 'millet / halk / cumhûr', dünyâda en gelişmiş idârî sistem olan 'cumhuriyet' idâresinde, kendi hür irâdesiyle seçtiği kimseler tarafından, âdîl bir şekilde hayatını sürdürmektedir / sürdürmelidir.
Demek ki; Cumhuriyet idâresi, hiçbir zümrenin, sülâlenin veya kabilenin idâresi değildir / olmamalıdır. Bu sistemde, idâre edenler; kendilerine yakın olanlara, - usûlsüz olarak - hiçbir mevki veya menfaat temin etmez / etmemelidirler.
Bizim; Müslüman - Türk milleti olarak , ikisi dînî ve dördü de millî olmak üzere altı sevinç günümüz / bayramımız vardır. Dînî bayramlarımız; bizleri, mânevî hâl ile hâllendirip, ulvî bir gönül muhabbetiyle, sulh ve sükûn içinde, kucaklaşmaya ve huzura taşıyan Ramazan ve Kurban Bayramları'mızdır.
Millî bayramlarımız ise, bütün 'millî kültür değerlerimizi' içinde barındırarak kaynaşmamızı sağlayan 'şölen günlerimiz'dir.
Bunlar, sıra ile şunlardır:
* 23 Nisan 1920 târihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılması münâsebetiyle kutlanan "Hâkimiyet-i Milliye Bayramı". Bu bayramımızın adı, 1935 yılında, "Millî Hâkimiyet ve Çocuk Bayramı" olarak değiştirilmiş ve bugüne kadar intikal ettirilmiştir.
** 19 Mayıs 1919 yılında Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı münâsebetiyle, bizzat Atatürk'ün isteği üzerine kutlanan "Gençlik ve Spor Bayramı".
*** 30 Ağustos 1922 târihinde, İstiklâl Harbi'nin sonucunu belirleyen Büyük Taarruz'un son günü yapılan Başkumandanlık Meydan Savaşı'nın yıldönümü vesîlesiyle kutlanan "Zafer Bayramı".