Türk tarihinde mana cephesinde önemli bir mevki de yer alan Hz. Mevlânâ'nın üzerinde durduğu en önemli ye gönüldür. Mevlana ve Türk islam Erenlerinin her birinin ana hedefi hep gönüller olmuştur. Adeta "gönlü" olmayanların insanlığı bile şüphelidir gibi bir şey çıkıyor ortaya. Gönül kelimesi aslen Türkçe bir kelimedir. "Gönül " ün Farsça karşılığı dildir; Arapça karşılığı kalptir. Mevlânâ ve diğer Alimler üzerinde ısrarla durdukları bu maneviyeti bunun sadece et parçasından ibaret olmadığını söylerler. Yunus Emremiz ne güzel söylemektedir: “Gönül Çalab’ın tahtı, Çalap gönüle baktı. / İki cihan bed-bahtı, Kim gönül yıkar ise..”
Gönül Nedir?
Gönül; insanın ma’nevî varlığı, moral gücü, sevgi, nefret, inanç, iyi-kötü, bütün duygularını ifâde eden bir terim olarak ta tanımlanmaktadır. Türkçe olan gönül kelimesi üzerinde en fazla durulan, terim üretilen kelimelerden biridir.Nice türkülerimiz, şarkılarımızda, şiirlerimiz ve romanlarımızda daha doğrusu Türk Edebiyatında "Gönül" ün ayrı bir yeri, manası vardır.Gönül yıkmak, gönül yapmak, gönüllere girmek ve gönül almak gibi bir çok terim üretilmiştir. Aslında diyebiliriz ki neredeyse gönül Türke has bir kavramdır. Batı dillerinde tam olarak karşılığı yoktur bile. Doğuya ait bir kavram olan gönül; daha çok akıl ile mukâyese edilerek anlatılır. Doğu kültüründe gönül, yere ve göğe sığmayan ilâhî tecellî ve tezâhürlerin barındığı yerdir. Gönülün tek karşılığı mana aleminden alınacak olan huzurdur.Tasavvufta gönül ya da kalp, “hem bütün duygu, düşünce, şuur, sezgi ve idrâkin; hem hayır ve şerrin en önemli merkezi, hem de benliğin şekillenmesi ve geliştirilmesinde en önemli etken.” şeklinde tarîf edilir. İnsanı Allah’a ulaştırmada, hâli yakalama ve kemâli kavramada en kestirme yollardan biri kabûl edilir.Sen de Gönlüne “Bu da Gönüldür” Diyemezsin
Hz. Mevlânâ: “Arş’a ve Ka’be”ye benzetilen gönül, insan-ı kâmilin gönlüdür. Gönül Hakk”a varıp küll’ü bulunca Allah’a makbûl olur. Gönlünü, mâsivâdan temizlemeyen kimselerde gönülden eser yoktur. Sen bende gönül var diyorsun ama gönül arşın üstünde olur. Halbuki sen aşağılardasın. Kara balçıkta su bulunduğunu herkes bilir. Fakat o su ile abdest alınmaz. Balçığın içinde su vardır ama o balçığa mağlûptur, balçığın içinde kaybolmuştur. Sen de gönlüne “Bu da gönüldür” diyemezsin; çünkü senin gönlün kirli emellere, şehvete, hiddete, hırsına, dünyâ isteklerine mağlûp olmuş; onların arasında kaybolup gitmiştir. Göklerden de üstün olan gönül, abdalların, velîlerin, insân-ı kâmillerin yahut peygamberlerin gönülleridir. Onların gönülleri çamurdan, yani kirli isteklerden ve günahlardan arınmış, temizlenerek saf bir hal almıştır. Ma’nevî neş’eleri arttıkça artmış ve coşmuştur.” derken bize gönül ile ilgili çok şey anlatmıyor mu? "Her bir güzel olan şeye güzellik, gönülden gelir." vesselam...Gönüllere Talibiz Ne Demek?
Hz. Süleyman yüzük sayesinde cinlere ve hayvanlara hükmetmiş, yüzüğü çalınınca bu kudretini yitirmiştir. Gönül, Süleyman'ın gizemli yüzüğü gibi olunca bu yüzük kimin eline geçerse insanın idaresi de bu gizemli yüzüğün sahibinin kontrolüne geçer. Bu yüzden insan, gönlünü varlığındaki kötü güçlere teslim etmemelidir.Bu hususla ilgili Gazzali de benzer şekilde gönlü bir kaleye, ruhu da tahtından indirilip kalesinden çıkarılan devrik bir padişaha, aklı bilge bir vezire nefsi de menfaat sahibi toprak sahiplerine benzetmiştir.Gönüllere talip olanlar o gönül memleketinin ne demek olduğunu çok iyi bildikleri için haklı olarak hep oraya girmeye çalışır. O gönüllere girenler orada yaşamasını bilirse o gönülün sahibinden çok daha fazla kar etme imkanına sahip olabilirler. Eğer kiracı kötüyse Biraz argo olacak ama şimdilerde bunun adı "kullanmak?" veya "kullanılmak" veya "istismar" olur. Allah gönül evimize, Allahtan korkan, yüreği vatan ve millet için çarpan, memleket sevdalılarını nasip etsin.