Bir dönem, gazeteci bir dostum vasıtasıyla arkadaş çevrem değişti, etrafım bürokrat ve akademik kariyer sahibi insanlarla doldu. Bilgilerinden istifade ederken bulunduğum yere ait olmadığımın da farkındaydım. Dengim diyebileceğim gerçek çevreme özlem duymaya başladım.
Şöyle düşünelim;
Biraz zorlasam benden iyi bir muhtar olur fakat bir kademe yukarısı ağır gelir.
Bu halimle beni saraya sultan yapsalar, ilk zamanlar çiçekle böcekle uğraşırım. Aşçıyı fırçalar, mobilyaların tozunu kontrol ederim. Sonra içimde maziye özlem başlar, yakaladığım muhtara dert anlatmaya başlarım. Hatta tanıdık tanımadık bütün muhtarları saraya davet ederim.
Çünkü kapasite ortada, benden daha fazlasını beklemek ahmaklık olur. Köyünde bakır tasla ayran içen adamın, ne işi olur altın varaklı bardakla. Tarih sayfalarına not düşülmüş kritik konular karşıma gelince benim yapacağım en iyi iş altın kaplama klozet takımını kullanmak olur.
Tarihe not düşülmüş kritik konu deyince, sıcak gündem maddemiz “Ermeni Meselesi” üzerinden devam edelim.
Şanlı ordumuz ve emniyet teşkilatımızın kadrolarıyla bize yarar sağlamayacak şekilde gereğinden fazla oynadık. Geleneklerini yok ettik, eski haline geri dönmesi uzun süre alacaktır.
Dışişlerinin kadrolarıyla oynama lüksümüz yoktu fakat onunla da oynadık. 12 yıllık hatalarımızın acı meyvelerini yeni yeni topluyoruz.
“SIFIR SORUN” söylemi bu hükümetin dış politika sloganıydı. En büyük eleştirileri ise “Suriye PKK vasıtasıyla içişlerimize karışıyor” değil miydi? Suriye topraklarında Süleyman Şah için yer beğenen de biziz. Şaka gibi.
Yüz yıl sonra ortak bir sesin, ermeni meselesini gündeme taşımasının altında yatan başka bir sebep olduğunu düşünüyorum. Bizim bilmediğimiz olsa olsa kaliteli diplomatların yorumlayabileceği bir gerçek.
Diplomat kadrolarının kıyıma uğraması, bizi tahmin bile edemeyeceğimiz zor durumlara düşürecektir.
SİYASET MESLEĞİNDE, SÖZ MANANIN TERSİDİR.
Rusya’da rejimler değişti, 44 defa hükümet değişti ama sıcak denizlere inme planı hiç değişmedi. YAZININDEVAMI