Şu anda İslam ülkelerini yönetenler istisnasız “batının kölesi” durumundadır. Buna asla izin vermezler. O nedenle İslam Ülkelerine önce demokrasi gelmelidir, yani Hac ibadetinde olduğu gibi toplum ayrı milliyetlerde birlik olmalıdır.
ÜMMET VE ÜMMETÇİLİK NEDİR?
Bir dinin inançlarını kabul eden insanların tünü tanımlayan bir dini kavramdır. İslam Ümmeti demek, İslam inancına sahip olan insan topluluğu demektir. Genel anlamda ümmetçilik, aynı inanca sahip kimselerin bir devlet veya bir birlik çerçevesinde toplanmalarıdır. Bu genel kavramı verdikten sonra dünya koşulları, halkı Müslüman olan devletlerin rejimleri, ideolojileri, eğitim durumları, dış dünyaya- Hristiyan veya Güneydoğu Asya dinlerine sahip olan ülkelere- bağımlı olup olmamaları, standart demokrasi kurum ve kuralları bakımından ne durumda oldukları incelendikten sonra ümmet birliği gerçekçi bir şekilde tartışılabilir.
HANGİ ÜMMETÇİ FİKİRLER GERÇEKÇİDİR?
Pek çok milliyetçi, ümmetçiliğe peşinen karşıdır. Çünkü bu düşünürler ve insanlar nihai toplum biriminin millet olduğuna inanırlar. Nitekim ben de az bir farkla aynı düşüncede olduğumu baştan bildirmek isterim.
Yurt dışı eğitimi için İngiltere’ye gidene kadar ümmet görüşünü adeta reddediyordum. Yabancı bir ülkeye gidince bir arkadaş çevresi oluşuyor. Orada ulusal manada milliyetçiliğin pek önemli olmadığını gördüm. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından solcular, liberaller, etnik ayrılıkçılar vardı. Bunların hepsi kendilerine benzeyen topluluklarla dostluk ve birlikler kurdular. Biz milliyetçiler ve inançlı insanlar da üniversitenin mescidine namaz kılmak için gide gele orada dünyanın her yerinden gelen Müslümanlarla dostluk ve birlikler kurduk, yemekler tertipledik. Konferanslar verdik. Kaynaştık. O zaman anladım ki bir milliyetçinin kendi milleti ile ilgili sevgi, saygı ve tasarımlarının üstünde bir ümmet şemsiyesi var. Bazı kimseler bu şemsiyenin altındaki millet oluşumlarını kabul etmiyor. Bazıları da milletlerin üzerindeki ümmet şemsiyesini kabul etmiyor. Bana göre ikisi de yanlıştır. Sebeplerini iki başlıkla anlatmaya çalışacağım.
Böyle bir tekil ümmet devleti kurulamaz, ama kuruduğunu farz edersek hangi sorunlar oluşur. Devletin başı kim olacak? Etnik kısımlar buna nasıl bakacak, depotizm sorunu nasıl çözülecek, gelir dağılımı adil olabilecek mi? Büyük etnik gurupların küçük etnik guruplara tavrı nasıl olacak? gibi onlarca soru ve sorun ortamı doğacağı kesindir. Böylece kısa zamanda darmadağın olacaktır. Burada iki hususu açıkça belirtmeliyiz. Bilinmelidir ki, Cenbı Allah öyle bir birlik isteseydi bizi tek dilli, tek etnik kökenli yaratırdı. Üstelik KUTSAL KİTABIMIZDA bizi ayrı kavimler halinde yattığını bildiriyor. Bizi ve Kâinatı yaratan ALLAH siyasi İslamcı denen guruptan herhalde çok çok daha iyi bir hesap yapmıştır. Yani dini temeli olmayan bir ütopyanın peşine takılan siyasi ümmetçiler hiçbir gerçekliğe dayanmıyor. Ya halkı ifsat etmek için veya cehaletlerinden bunu yapıyorlar. Ya da din alanında mükemmel sömürü odakları oluşturuyorlar. Yani halkı kandırıyorlar. O zaman nasıl bir ümmetçilikten bahsediyorum?
ÜMMET VE ÜMMETÇİLİK NEDİR?
Bir dinin inançlarını kabul eden insanların tünü tanımlayan bir dini kavramdır. İslam Ümmeti demek, İslam inancına sahip olan insan topluluğu demektir. Genel anlamda ümmetçilik, aynı inanca sahip kimselerin bir devlet veya bir birlik çerçevesinde toplanmalarıdır. Bu genel kavramı verdikten sonra dünya koşulları, halkı Müslüman olan devletlerin rejimleri, ideolojileri, eğitim durumları, dış dünyaya- Hristiyan veya Güneydoğu Asya dinlerine sahip olan ülkelere- bağımlı olup olmamaları, standart demokrasi kurum ve kuralları bakımından ne durumda oldukları incelendikten sonra ümmet birliği gerçekçi bir şekilde tartışılabilir.
HANGİ ÜMMETÇİ FİKİRLER GERÇEKÇİDİR?
Pek çok milliyetçi, ümmetçiliğe peşinen karşıdır. Çünkü bu düşünürler ve insanlar nihai toplum biriminin millet olduğuna inanırlar. Nitekim ben de az bir farkla aynı düşüncede olduğumu baştan bildirmek isterim.
Yurt dışı eğitimi için İngiltere’ye gidene kadar ümmet görüşünü adeta reddediyordum. Yabancı bir ülkeye gidince bir arkadaş çevresi oluşuyor. Orada ulusal manada milliyetçiliğin pek önemli olmadığını gördüm. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından solcular, liberaller, etnik ayrılıkçılar vardı. Bunların hepsi kendilerine benzeyen topluluklarla dostluk ve birlikler kurdular. Biz milliyetçiler ve inançlı insanlar da üniversitenin mescidine namaz kılmak için gide gele orada dünyanın her yerinden gelen Müslümanlarla dostluk ve birlikler kurduk, yemekler tertipledik. Konferanslar verdik. Kaynaştık. O zaman anladım ki bir milliyetçinin kendi milleti ile ilgili sevgi, saygı ve tasarımlarının üstünde bir ümmet şemsiyesi var. Bazı kimseler bu şemsiyenin altındaki millet oluşumlarını kabul etmiyor. Bazıları da milletlerin üzerindeki ümmet şemsiyesini kabul etmiyor. Bana göre ikisi de yanlıştır. Sebeplerini iki başlıkla anlatmaya çalışacağım.
Böyle bir tekil ümmet devleti kurulamaz, ama kuruduğunu farz edersek hangi sorunlar oluşur. Devletin başı kim olacak? Etnik kısımlar buna nasıl bakacak, depotizm sorunu nasıl çözülecek, gelir dağılımı adil olabilecek mi? Büyük etnik gurupların küçük etnik guruplara tavrı nasıl olacak? gibi onlarca soru ve sorun ortamı doğacağı kesindir. Böylece kısa zamanda darmadağın olacaktır. Burada iki hususu açıkça belirtmeliyiz. Bilinmelidir ki, Cenbı Allah öyle bir birlik isteseydi bizi tek dilli, tek etnik kökenli yaratırdı. Üstelik KUTSAL KİTABIMIZDA bizi ayrı kavimler halinde yattığını bildiriyor. Bizi ve Kâinatı yaratan ALLAH siyasi İslamcı denen guruptan herhalde çok çok daha iyi bir hesap yapmıştır. Yani dini temeli olmayan bir ütopyanın peşine takılan siyasi ümmetçiler hiçbir gerçekliğe dayanmıyor. Ya halkı ifsat etmek için veya cehaletlerinden bunu yapıyorlar. Ya da din alanında mükemmel sömürü odakları oluşturuyorlar. Yani halkı kandırıyorlar. O zaman nasıl bir ümmetçilikten bahsediyorum?