Kapsamhaber ailesine bir yazar daha katılıyor. Yazarımız Prof.Dr.Mustafa Özdemir bundan sonra kapsamhaber'e özel yazılarıyla bizlerle olacak.
Prof.Dr.Mustafa Özdemir'in ilk makalesi; "MİLLET OLUŞUMU VE TÜRKİYE İSLAMCILIĞININ TÜKENİŞİ ÜZERİNE BİR ANALİZ" başlığını taşıyor. Özellikle gündemimizde çok konuşulan Millet ve İslam'ın tarihi sürecini de kaleme alarak günümüzde çok tartışılan meselelere ışık tutuyor. İslam veya Müslümanlık adı altında sömürü ağlarının nasıl oluştuğunu anlatıyor yazarımız.. Meseleye bir çok yönden yaklaşan Özdemir,"İslamcılığın" Türkiye ayağının çöküşünü de makalesine taşıyarak Ünlü Türkçü yazar Yusuf Akçura’nın “ÜÇ TARZ-I SİYASET” eserinin de çok öncelerden bu güne ışık tuttuğunu anlatıyor.
Şimdi kalemi Prof.Dr.Mustafa Özdemir Hocamıza bırakalım:
Önce bir millet oluşum süreci tanımı yapmak gerekir. Bu nedenle toplum birimlerinin çok kısa bir özetini görelim.
İnsanlık tarihinde toplum birimlerinin gelişimi şöyledir: Aile, akraba(sülale, klan), etnik topluluk ve millet sırası tarihin derinliklerinden gelen bir süreçtir. Bu toplum birimlerinin birinden bir sonrakine geçmek asırlar almıştır. Bu süreçler hem karmaşık hem de dil, kültür, coğrafya, tarih, ülküler, birlikte yaşama arzusu ve gücü gibi son derece doğal olarak ilerleyen derin olayları içerir. Ayrıca bu toplum birimlerinin sonraki durumunda olanlar, bir önceki durumda olanlardan daha uygar, daha demokratik, daha yüksek kültürlü, daha insancıl ve daha evrenseldir. Kısaca bir örnek verirsek millet birimi aşaması, etnik topluluk aşamasından çok ileri bir durumdur. Zira genellikle çeşitli etnik grupların asırlarca bir potada yoğrulup, yüksek birlik ruhu, etnik bütünleşme, dinin birleştirici gücü gibi toplum değerleri ile millet aşamasına ulaşılır. Millet aşaması çağdaş bir aşamadır. Bu tür bir entegrasyonun tarih süreci içinde milletin adını da ortaya çıkardığını biliyoruz. Bu süreç doğal olarak işleyen bir süreçtir, ona olumlu yönde müdahale milletleşmeyi hızlandırır. Yine bu doğallık içinde sosyoloji kuralları çerçevesinde milletin adı, bir önceki toplum birimi olan etnik topluluklardan çoğunlukta olanın adı olarak ortaya çıkar. Doğal süreç içinde istisnalar da vardır: Vatan adı millet adı olarak zikredilen Pakistan, ABD, Kanada gibi ülkeler örnek verilebilir. Çoğunlukta olan etnik guruptan adını alan milletler için örnek olarak Fransa, Türkiye, Almanya, Rusya örnek olarak sayılabilir. Bu milletlerin adı, vatan topraklarında birlikte yaşadıkları ve bütünleştikleri en büyük etnik grubun adı olarak ortaya çıkmıştır. Bu millet birimi aşamasına ulaşma, sosyolojide milletleşme diye nitelenir.
Dinlerin evrenselliğini esas alan bir başka toplum birimi vardır. O da ümmettir ve kısaca aynı dine mensup olanların birliğidir. Çoğunlukla zayıf bir birliktir. Elli yıl kadar öncesinde ümmet birliği veya ümmet toplum birimi son derece hayalî bir kavramdı. Ancak Avrupa Birliği örneği bir ümmet birliği toplum biriminin olabileceğini de göstermiştir. Zira Avrupa Birliği Hristiyan ümmetinin tamamını toplayamasa bile kesin olarak bir ümmet birliğidir. Böyle bir birliğin olabilmesi için millet birimlerinin, fikren, siyasi olarak, bilimsel yönden, ekonomik olarak çok gelişmiş, demokratik ve yüksek kültüre sahip olması gerekir. Bu vasıflar Avrupa Birliği ülkelerinde mevcuttur. Bu nedenle sorunlu da olsa Avrupa ümmet birliğini sağlamıştır. YAZININ DEVAMI İÇİN