TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Saadet Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, yurt dışına çıkış harcının 150 Türk lirasından 500 Türk lirasına çıkarılmasını eleştirdi. Karaman, yapılan bu zammın emekliye ve memura yapılan artışların çok üzerinde olduğunu belirterek, harçları ‘‘haraç’’ olarak nitelendirdi.Yurt Dışına Çıkış Harcındaki Artışa Tepki
Karaman, yurt dışına çıkış harcındaki artışın, vatandaşlar üzerinde olumsuz ekonomik etkiler yarattığını ifade etti. Mevcut durumun gençler ve düşük gelirli vatandaşlar için büyük bir yük oluşturduğunu söyleyen Karaman, emekliye yüzde 24, memura ise yüzde 19 zam yapılırken, yurt dışı çıkış harcına yapılan yüzde 233’lük zamın adaletsiz olduğunu belirtti.Gençlere Yük Oluyor
Lisans öğrencilerinin aldığı öğrenim kredisi üzerinden bir hesap yaparak durumu somutlaştıran Karaman, ‘‘Size bir hesap yapacağım, malum, iktidar partisi hesap yapmayı seviyor. Kürsüye çıkmadan önce bir internet sitesinde bir seyahat için bilet baktım. Ucuz bir biletin tek yön gidişi 1.500 lira. Şimdiden alsam, yurt dışı harcını da zamlı ödeyeceğim, yani 2.000 lira ediyor. Bu, bir lisans öğrencisinin bir aylık öğrenim kredisi kadar. Bu ne demektir biliyor musunuz? Gencimize 'Al son kredini git ve dönme' demektir; bu uygun değil arkadaşlar,’’ ifadelerini kullandı.Anayasal Hakların Kısıtlanması
Karaman, anayasanın 23. maddesinde herkesin seyahat özgürlüğüne sahip olduğuna dikkat çekerek, ‘‘Anayasa’mızın 23’üncü maddesi "Herkes yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir." diyerek seyahat özgürlüğünü hüküm altına almıştır. Ancak bu harçlarla, başta gençlerimiz olmak üzere kısıtlı bütçedeki vatandaşlarımız bu hürriyetlerden nasıl istifade edebilir? Bu dolaylı yoldan anayasal bir hakkı kısıtlamaktır. Yurt dışına çıkış harcı derhal ve tamamen kaldırılmalıdır. Küreselleşen bir dünyada milletimizin dünyadan tecrit edilmesine müsaade edilmemelidir,’’ dedi.Seyahat Özgürlüğü ve Ekonomik Eşitsizlik
Karaman, harç artışının hukuki ve sosyal açıdan birçok sorunu beraberinde getirdiğine vurgu yaparak, ‘‘Seyahat özgürlüğünün kısıtlanmaması ve ekonomik eşitsizliğin önlenmesi için dikkatli ve dengeli bir yaklaşım benimsenmesi gerekmektedir. Ancak görüyoruz ki, bu süreçte milletimizin gerçek ihtiyaçları göz önünde bulundurulmamaktadır. Herkes milletimizi düşündüğünü söylüyor ancak uygulamalar, milletimizi düşünmekten ziyade, adeta sinekten yağ çıkarmayı zorluyor,’’ şeklinde konuştu.
Karaman, yurt dışına çıkış harcındaki artışın, vatandaşlar üzerinde olumsuz ekonomik etkiler yarattığını ifade etti. Mevcut durumun gençler ve düşük gelirli vatandaşlar için büyük bir yük oluşturduğunu söyleyen Karaman, emekliye yüzde 24, memura ise yüzde 19 zam yapılırken, yurt dışı çıkış harcına yapılan yüzde 233’lük zamın adaletsiz olduğunu belirtti.Gençlere Yük Oluyor
Lisans öğrencilerinin aldığı öğrenim kredisi üzerinden bir hesap yaparak durumu somutlaştıran Karaman, ‘‘Size bir hesap yapacağım, malum, iktidar partisi hesap yapmayı seviyor. Kürsüye çıkmadan önce bir internet sitesinde bir seyahat için bilet baktım. Ucuz bir biletin tek yön gidişi 1.500 lira. Şimdiden alsam, yurt dışı harcını da zamlı ödeyeceğim, yani 2.000 lira ediyor. Bu, bir lisans öğrencisinin bir aylık öğrenim kredisi kadar. Bu ne demektir biliyor musunuz? Gencimize 'Al son kredini git ve dönme' demektir; bu uygun değil arkadaşlar,’’ ifadelerini kullandı.Anayasal Hakların Kısıtlanması
Karaman, anayasanın 23. maddesinde herkesin seyahat özgürlüğüne sahip olduğuna dikkat çekerek, ‘‘Anayasa’mızın 23’üncü maddesi "Herkes yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir." diyerek seyahat özgürlüğünü hüküm altına almıştır. Ancak bu harçlarla, başta gençlerimiz olmak üzere kısıtlı bütçedeki vatandaşlarımız bu hürriyetlerden nasıl istifade edebilir? Bu dolaylı yoldan anayasal bir hakkı kısıtlamaktır. Yurt dışına çıkış harcı derhal ve tamamen kaldırılmalıdır. Küreselleşen bir dünyada milletimizin dünyadan tecrit edilmesine müsaade edilmemelidir,’’ dedi.Seyahat Özgürlüğü ve Ekonomik Eşitsizlik
Karaman, harç artışının hukuki ve sosyal açıdan birçok sorunu beraberinde getirdiğine vurgu yaparak, ‘‘Seyahat özgürlüğünün kısıtlanmaması ve ekonomik eşitsizliğin önlenmesi için dikkatli ve dengeli bir yaklaşım benimsenmesi gerekmektedir. Ancak görüyoruz ki, bu süreçte milletimizin gerçek ihtiyaçları göz önünde bulundurulmamaktadır. Herkes milletimizi düşündüğünü söylüyor ancak uygulamalar, milletimizi düşünmekten ziyade, adeta sinekten yağ çıkarmayı zorluyor,’’ şeklinde konuştu.