Korku hayatınızı yönetmesin, siz korkuyu yönetin

Psikolog Penbesel Özdemir Yağız, korku duygusu hakkında açıklamalarda bulundu ve korku duygusu ile ilişkili diğer duygudurum bozukluklarına değindi.

Korkunun ve korku duygusunun insanlar için önemli bir işlevi olduğu, hayatta kalmada önemli bir etkiye sahip olduğunu belirten Yağız, korku duygusunun tehdit olarak algılanan durumlar karşısında ortaya çıktığını ve kaçma tepkisine yol açtığını ifade etti.

Korku anında fizyolojik belirtiler arasında kan basıncının artışı, kalp atışının hızlanması, solunum hızının artması ve ağız kuruluğunun yer aldığı belirtilmektedir. Korku, birçok duygu durum bozukluğuyla ilişkilendirilmektedir ve panik bozukluğu gibi "korkudan korkma" durumları sıkça görülmektedir.

Korkunun temel olarak tehlike veya tehdit algısı karşısında ortaya çıktığı vurgulanmaktadır. Bir tehdit durumuyla karşı karşıya kaldığımızda, içsel veya dışsal uyaranlar tarafından tehlikeli olarak algılanır ve vücutta bir dizi fizyolojik ve davranışsal tepki oluşur. Korku, kişiyi tehdit karşısında harekete geçiren bir alarm sistemi olarak işlev görür ve kaçma tepkisine neden olabilir.

Korku ve kaygı arasındaki farka da değinilmektedir. Korku, genellikle anlık bir tehdit durumuyla ilişkilidirken, kaygı gelecekte olabilecek olası tehditlere karşı duyulan belirsizlik ve tedirginlik duygusudur. Kaygı genellikle bilinçdışı savunma mekanizmalarını harekete geçirirken, korku daha bilinçli savunma önlemleri almayı tetikler.

Korkunun gelişiminin üç ana olguya bağlı olduğu ifade edilmektedir. Psikodinamik açıdan ele alındığında, bebeklik döneminde bakım veren kişinin eksikliği, sevgi kaybı ve çocuğun yaşadığı çeşitli olumsuz deneyimlerin korku duygusunu etkilediği söylenmektedir. Ayrıca, erken dönemde yaşanan ilişkilerin benlik kavramını şekillendirdiği ve kırılgan bir benlik gelişiminin stres karşısında kaygıya yol açabileceği belirtilmektedir.

Makalede ayrıca klinikte en sık karşılaşılan kaygı bozukluklarından biri olan panik bozukluğuna da değinilmektedir. Panik bozukluğunun semptomlarının aniden ortaya çıktığı ve herhangi bir uyaran olmaksızın panik yaşandığı belirtilmektedir. Bu durum "korkudan korkmak" olarak tanımlanmaktadır.

Son olarak, korku ve kaygının günlük yaşamı olumsuz etkilemesi durumunda uzman desteği alınması gerektiği vurgulanmaktadır. Kişiye özel tedavi yöntemleri ile kaygı bozukluklarının ele alınabileceği ve işlevsel başa çıkma yöntemlerinin öğrenilebileceği ifade edilmektedir.