Samsun merkezli Büyük Türk Turan Hareketi Derneği (BTTHD), düzenlediği sohbet etkinlikleri ile Türk milliyetçiliği konusundaki önemli isimleri ağırlamaya devam ediyor. Bu haftaki konuk, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Emekli Öğretim Görevlisi, Şair ve Yazar M. Halistin Kukul oldu. "Milliyetçiliğe Dair: Fikir Adamlarımızın Bakışıyla Türk Milliyetçiliği" başlıklı konuşmasıyla dikkat çeken Kukul, milliyetçilik kavramının tarihsel, kültürel ve dini boyutlarına dair önemli tespitlerde bulundu.
Derneğin Genel Başkanı Av. Lütfi Keskin’in takdimiyle başlayan sohbet, çok sayıda akademisyen ve aydın katılımıyla gerçekleşti. Konuşmaya katılanlar arasında Prof. Dr. Kenan Erzurumlu, Prof. Dr. Kudret Kevseroğlu, Av. Necati Bulutay, Prof. Dr. Kurtman Ersanlı ve dernek üyeleri yer aldı.Derneğin, Yönetim Kurulu Üyesi de olan Kukul; “MİLLİYETÇİLİĞE DÂİR: FİKİR ADAMLARIMIZIN BAKIŞIYLA TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ” konulu konuşmasında, Peygamber Efendimiz’in: “Kişi, kavmini sevmekle suçlandırılamaz. Kavminin efendisi, kavmine hizmet edendir” hadîsi şerîfi ışığında ve İslâm’da korunması esas olan beş madde arasında bulunan ‘neslin' yâni 'soyun' korunması düşüncesiyle, milliyetçiliğin, her cihetten meşru bir fikir hareketi olduğunu beyan etti.Türk Milliyetçiliği fikir hareketinin, hiçbir zaman, başka kavimleri hakîr görmediğini, Türk milletinin milliyetçilik anlayışında böyle bir lekenin asla bulunmadığını ifade eden Kukul: “Harpde bile, gerek düşman yaralılarına ve gerekse düşman esirlerine yapılan nâzik muamelelere tarih şahittir.” diye konuştu.Türk milliyetçi düşüncesinin, Avrupâî milliyetçilik yâni nasyonalizmden çok farklı olduğuna dikkat çeken Kukul; “Ne yazık ki, bizde, ‘Kavmini çok sevenler’ ve ‘soyunun korunması için gayret gösterenler’, bir takım zümreler tarafından hor görülmekte hatta suçlanmaktadırlar. Bunlar; doğrudan doğruya kozmopolitlik hayranları ve soylarını ifade etmekten ürkenlerdir” dedi.Bu hususta; mevzuya ışık tutan fikir adamlarımızdan örnekler sunan M. Halistin Kukul, sözlerine şöyle devam etti:“İlk yazılı Türk kaynağı olan Orhun Kitâbeleri’nde, elbette ki, milliyetçilik tâbiri geçmez. O zamanlar, zâten bu tâbir mevcut değildi. Ancak; Nihat Sâmi Banarlı’nın ifade ettiği gibi: 'Gök-Türk Devleti, M.S. 552 yılında Bumin Kağan tarafından kuruldu… Devlet kuran ailenin asıl adı Türk’dü. Türkler, Gök-Türk adını, hâkim oldukları toprakların büyüklüğü ve enginliği sebebiyle aldılar. Gök, mâvi; Gök-Türk, mâvi gök kadar engin ülkelerin sahibi Türk demekti.”Hatta; M. Ö. 220’lerde ilk Türk ordu teşkilâtının kurulması bile, bunun özünü teşkil eder.Bunlar; milliyetçilik kelimesi dahi geçmeden, birer milliyetçilik hareketi numûnesi’dir!..”Konuşmasının devamında, Kukul, sırayla; Bahtiyar Vahabzade, İsmâil Hâmi Dânişmend, Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin, Mustafa Kemal Atatürk, Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Prof. Dr. Erol Güngör, Ahmet Arvasî, Hüseyin Nihal Atsız, Necip Fâzıl ve Alparslan Türkeş’in milliyetçilik anlayışlarıyla ilgili örnekler sunarak şöyle dedi: “Türk milliyetçiliğinin fikir önderleri, başlangıcından bugüne kadar, hiçbir zaman, Batıcı veya diğer milletçi/milliyetçi telâkkileri benimseyenler safında bulunmamışlardır. Soylarını/milletlerini/ırklarını sevmişler fakat hiçbir zaman ve kat’iyyen, ırkçılıkla iç içe bulunan ‘Avrupâî nasyonalizme’ yakınlık duymamışlar ve yakın durmamışlardır. …
Bugün; ne yazık ki, Türk Birliği düşüncesinden mahrum, pasifize edilmiş bir milliyetçilik anlayışımız mevcuttur:Ne ‘Büyük Türkiye’; ne ‘ne Amerika ne Rusya ne Çin Her şey Türklük için’ ve ‘ne de Adriyatik’ten Çin Seddi’ne ulaşan hedeflerle hâldeşiz.Temennim; hedef belirleyici, birleştirici ve aynı istikamete yönelmiş büyük ve gerçekçi ülkülerle, konferans salonlarında, ilim ve sanat meclislerinde görülmesi ve gürlemesidir!..”Necip Fâzıl diyor ki; 'Türkte bozulan ancak Türkte düzelebilir, Türkte düzelince de her yerde düzelir ve her yeri düzeltir.'
Derneğin Genel Başkanı Av. Lütfi Keskin’in takdimiyle başlayan sohbet, çok sayıda akademisyen ve aydın katılımıyla gerçekleşti. Konuşmaya katılanlar arasında Prof. Dr. Kenan Erzurumlu, Prof. Dr. Kudret Kevseroğlu, Av. Necati Bulutay, Prof. Dr. Kurtman Ersanlı ve dernek üyeleri yer aldı.Derneğin, Yönetim Kurulu Üyesi de olan Kukul; “MİLLİYETÇİLİĞE DÂİR: FİKİR ADAMLARIMIZIN BAKIŞIYLA TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ” konulu konuşmasında, Peygamber Efendimiz’in: “Kişi, kavmini sevmekle suçlandırılamaz. Kavminin efendisi, kavmine hizmet edendir” hadîsi şerîfi ışığında ve İslâm’da korunması esas olan beş madde arasında bulunan ‘neslin' yâni 'soyun' korunması düşüncesiyle, milliyetçiliğin, her cihetten meşru bir fikir hareketi olduğunu beyan etti.Türk Milliyetçiliği fikir hareketinin, hiçbir zaman, başka kavimleri hakîr görmediğini, Türk milletinin milliyetçilik anlayışında böyle bir lekenin asla bulunmadığını ifade eden Kukul: “Harpde bile, gerek düşman yaralılarına ve gerekse düşman esirlerine yapılan nâzik muamelelere tarih şahittir.” diye konuştu.Türk milliyetçi düşüncesinin, Avrupâî milliyetçilik yâni nasyonalizmden çok farklı olduğuna dikkat çeken Kukul; “Ne yazık ki, bizde, ‘Kavmini çok sevenler’ ve ‘soyunun korunması için gayret gösterenler’, bir takım zümreler tarafından hor görülmekte hatta suçlanmaktadırlar. Bunlar; doğrudan doğruya kozmopolitlik hayranları ve soylarını ifade etmekten ürkenlerdir” dedi.Bu hususta; mevzuya ışık tutan fikir adamlarımızdan örnekler sunan M. Halistin Kukul, sözlerine şöyle devam etti:“İlk yazılı Türk kaynağı olan Orhun Kitâbeleri’nde, elbette ki, milliyetçilik tâbiri geçmez. O zamanlar, zâten bu tâbir mevcut değildi. Ancak; Nihat Sâmi Banarlı’nın ifade ettiği gibi: 'Gök-Türk Devleti, M.S. 552 yılında Bumin Kağan tarafından kuruldu… Devlet kuran ailenin asıl adı Türk’dü. Türkler, Gök-Türk adını, hâkim oldukları toprakların büyüklüğü ve enginliği sebebiyle aldılar. Gök, mâvi; Gök-Türk, mâvi gök kadar engin ülkelerin sahibi Türk demekti.”Hatta; M. Ö. 220’lerde ilk Türk ordu teşkilâtının kurulması bile, bunun özünü teşkil eder.Bunlar; milliyetçilik kelimesi dahi geçmeden, birer milliyetçilik hareketi numûnesi’dir!..”Konuşmasının devamında, Kukul, sırayla; Bahtiyar Vahabzade, İsmâil Hâmi Dânişmend, Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin, Mustafa Kemal Atatürk, Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Prof. Dr. Erol Güngör, Ahmet Arvasî, Hüseyin Nihal Atsız, Necip Fâzıl ve Alparslan Türkeş’in milliyetçilik anlayışlarıyla ilgili örnekler sunarak şöyle dedi: “Türk milliyetçiliğinin fikir önderleri, başlangıcından bugüne kadar, hiçbir zaman, Batıcı veya diğer milletçi/milliyetçi telâkkileri benimseyenler safında bulunmamışlardır. Soylarını/milletlerini/ırklarını sevmişler fakat hiçbir zaman ve kat’iyyen, ırkçılıkla iç içe bulunan ‘Avrupâî nasyonalizme’ yakınlık duymamışlar ve yakın durmamışlardır. …Bugün; ne yazık ki, Türk Birliği düşüncesinden mahrum, pasifize edilmiş bir milliyetçilik anlayışımız mevcuttur:Ne ‘Büyük Türkiye’; ne ‘ne Amerika ne Rusya ne Çin Her şey Türklük için’ ve ‘ne de Adriyatik’ten Çin Seddi’ne ulaşan hedeflerle hâldeşiz.Temennim; hedef belirleyici, birleştirici ve aynı istikamete yönelmiş büyük ve gerçekçi ülkülerle, konferans salonlarında, ilim ve sanat meclislerinde görülmesi ve gürlemesidir!..”Necip Fâzıl diyor ki; 'Türkte bozulan ancak Türkte düzelebilir, Türkte düzelince de her yerde düzelir ve her yeri düzeltir.' 
