Tarih Profesörü liber Ortaylı, ABD'de yapılan seçimlerle ilgili değerlendirme yaparak; "Trump'ı kendileri için bir kurtuluş ve müttefik görenlere sadece şaşmak gerekir" dedi.
Tarihçi Ortaylı, ABD başkanlığına seçilen Donal Trump için "Kaba söylemini ve vaatlerini kendisinden evvelkiler gibi, şartların zorlaması karşısında değiştirecek" görüşünü dile getirerek;. "Amerikan seçiminin sonuçları çok şaşırtıcı olabilir veya bazılarının gönlüne göre de olabilir. Şaşıranların paniğe kapılmasına lüzum yok ama Trump’un seçimiyle kendileri için bir kurtuluş ve müttefik görenlere ise sadece şaşmak gerekir" diyen Ortaylı, "Böylelerini yakın zamanlarda boş bardaktan su içmeye çabalarken görebiliriz" ifadesini kullandı.
Ortaylı'nın Hürriyet'te "Trump'ta kendine müttefik görenler ileride şaşırmasın!" başlığıyla yayımlanan yazısında; Amerikan iktidar koltuğu hâlâ aynı olduğunu belirten Ortaylı, "Bu insanı çok yükselten bir taht; fakat sağında solunda çiviler var. O çiviler fazla serbest hareket edene batar." dedi.
Amerikan demokrasisinin dünyadaki tek ve gerçek federalizm olduğuğunu ifade eden Ortaylı, Sistemin faziletleri ve mahzurlu yönleri birbirini dengelediğini, böyle ilginç bir devlet ve toplum sisteminin seçimleri de kendine göre olduğunu ifade etti. Trump'un başkanlığının henüz kesinleşmediğinibelirten Oltaylı, Nihai tasdik ve karar, ocak ayının ikinci yarısında olduğunu söyledi.
Ortaylı yazısını şöyle sürdürüyor:
Türkiye’de özellikle ABD’yi tanıdığını zanneden zümreler; o ülkenin değişmez, üstün değerleri olduğuna inanırlar. Sanki Ku Klux Klan veya Güney eyaletlerinin vahşi demokratları, liberal, azıcık solcu Demokrat Parti’nin içinde izole bir adadır. Ve sanki Cumhuriyetçiler, efendi muhafazakârlardır.
Trump gibi adamlar o partiye sadece oy verirdi. Oysa Amerikalılar da yeryüzündeki bütün toplumlar gibi değişiyor ve değişimleri her zaman beklenen ve tahmin edilen yönde değil. Amerikan toplumunun yüzde 15’i asgari geçim şartlarının altında sürünüyor. 30 milyonun üstünde evsiz var, bu kitlenin en büyük özelliği Batı demokrasilerinin çok övündüğü seyahat hürriyetinden, parasızlık yüzünden zorunlu olarak mahrum yaşamaları. Endüstriyel bir cemiyet için utanılacak sayıda okuma-yazma bilmeyen var. Örtülü ırk çatışması yeniden ısındı ve yükseliyor. New York şehrinin düzelmesi, beyaz mahallelerinin gelişmesi ve genişlemesi fukara zenci ve Porto Rikolu yerleşmelerin aleyhinde oluyor.
Pentagon sistemi, Ortadoğu müdahaleleri sırasında İkinci Cihan Savaşı’nın Pasifik, Güney İtalya ve Normandiya’daki savaşçı kaplanlarını çıkaramadı. “Kuvvetli olanın diplomasisi de iyidir” diyoruz. Herhangi bir tarihçiye sorun bakalım; Amerikan dışişleri, Metternich Avusturyası’nın, Talleyrand Fransası’nın ve Büyük Britanya İmparatorluğu’nun diplomatları ölçüsünde başarılı olabiliyor mu? Tabii şartlar değişik ama kuvvetli olan değişik şartların üstünde oynamayı bilir.
Tarihçi Ortaylı, ABD başkanlığına seçilen Donal Trump için "Kaba söylemini ve vaatlerini kendisinden evvelkiler gibi, şartların zorlaması karşısında değiştirecek" görüşünü dile getirerek;. "Amerikan seçiminin sonuçları çok şaşırtıcı olabilir veya bazılarının gönlüne göre de olabilir. Şaşıranların paniğe kapılmasına lüzum yok ama Trump’un seçimiyle kendileri için bir kurtuluş ve müttefik görenlere ise sadece şaşmak gerekir" diyen Ortaylı, "Böylelerini yakın zamanlarda boş bardaktan su içmeye çabalarken görebiliriz" ifadesini kullandı.
Ortaylı'nın Hürriyet'te "Trump'ta kendine müttefik görenler ileride şaşırmasın!" başlığıyla yayımlanan yazısında; Amerikan iktidar koltuğu hâlâ aynı olduğunu belirten Ortaylı, "Bu insanı çok yükselten bir taht; fakat sağında solunda çiviler var. O çiviler fazla serbest hareket edene batar." dedi.
Amerikan demokrasisinin dünyadaki tek ve gerçek federalizm olduğuğunu ifade eden Ortaylı, Sistemin faziletleri ve mahzurlu yönleri birbirini dengelediğini, böyle ilginç bir devlet ve toplum sisteminin seçimleri de kendine göre olduğunu ifade etti. Trump'un başkanlığının henüz kesinleşmediğinibelirten Oltaylı, Nihai tasdik ve karar, ocak ayının ikinci yarısında olduğunu söyledi.
Ortaylı yazısını şöyle sürdürüyor:
Türkiye’de özellikle ABD’yi tanıdığını zanneden zümreler; o ülkenin değişmez, üstün değerleri olduğuna inanırlar. Sanki Ku Klux Klan veya Güney eyaletlerinin vahşi demokratları, liberal, azıcık solcu Demokrat Parti’nin içinde izole bir adadır. Ve sanki Cumhuriyetçiler, efendi muhafazakârlardır.
Trump gibi adamlar o partiye sadece oy verirdi. Oysa Amerikalılar da yeryüzündeki bütün toplumlar gibi değişiyor ve değişimleri her zaman beklenen ve tahmin edilen yönde değil. Amerikan toplumunun yüzde 15’i asgari geçim şartlarının altında sürünüyor. 30 milyonun üstünde evsiz var, bu kitlenin en büyük özelliği Batı demokrasilerinin çok övündüğü seyahat hürriyetinden, parasızlık yüzünden zorunlu olarak mahrum yaşamaları. Endüstriyel bir cemiyet için utanılacak sayıda okuma-yazma bilmeyen var. Örtülü ırk çatışması yeniden ısındı ve yükseliyor. New York şehrinin düzelmesi, beyaz mahallelerinin gelişmesi ve genişlemesi fukara zenci ve Porto Rikolu yerleşmelerin aleyhinde oluyor.
Pentagon sistemi, Ortadoğu müdahaleleri sırasında İkinci Cihan Savaşı’nın Pasifik, Güney İtalya ve Normandiya’daki savaşçı kaplanlarını çıkaramadı. “Kuvvetli olanın diplomasisi de iyidir” diyoruz. Herhangi bir tarihçiye sorun bakalım; Amerikan dışişleri, Metternich Avusturyası’nın, Talleyrand Fransası’nın ve Büyük Britanya İmparatorluğu’nun diplomatları ölçüsünde başarılı olabiliyor mu? Tabii şartlar değişik ama kuvvetli olan değişik şartların üstünde oynamayı bilir.