Adâlet gülünü, dikenleri var diye dibinden kesmeyiniz, kökünden koparmayınız. Aksine; onu, koklayabilmeniz ve herkesin de koklayabilmesi için, hiç durmadan sulayınız.
Bu cümleyi bana söyleten, Mustafa Önsel'in yazdığı "Beşiktaş'ta Sırtlan Pususu" ve "Silivri'de Firavun Töreni" adlı kitaplarıdır. Nerede adâletsizlik varsa, bilinmelidir ki, orada yangın vardır. Sanılmasın ki, "ateş", sâdece , düştüğü yeri yakar! Her kim ki, böyle düşünüyor, büyük bir gaflet içersindedir.
" Beşiktaş'ta Sırtlan Pususu" nu ve bir yıl aradan sonra da " Silivri'de Firavun Töreni"ni okuduktan sonra, bende beliren kanaat şu olmuştur: Hani sıkça denilir ya, "Adâletin kestiği parmak acımaz" diye; bu, böyle değil. Bu,' içtimâî vicdânı' acıttığına göre, ne böyle bir adâlet mevzûbahistir ve ne de böyle huzur duyulacak bir "kesme" fiili! Parmak, oldukça fazla sızlıyor! Haddinden fazla!.. YAZININ DEVAMI