MHP Milletvekilleri, Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri, Merkez Disiplin Kurulu Üyeleri ortak toplantısı sonrasında MHP lideri Devlet Bahçeli önemli açıklamalarda bulunarak af konusuyla ilgili eleştirilere de cevap verdi.
"Herkesin özgür yaşama hakkı vardır."
Tarihin hiçbir döneminde suç ve suçlu tam olarak sıfırlanmadığına dikkat çeken Devlet Bahçeli, "Önemli olan bir suçlunun işlediği suçtan dolayı ıslah olması, rehabilite edilmesi, pişmanlık duyması, cezasını çektikten sonra toplumla buluşup bütünleşmesidir.Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve mahkûmlar insandır. Onların da en temel insan haklarından istifadeleri şarttır. Herkesin özgür yaşama hakkı vardır. Bu temel bir ilkedir." diyerek, bazı suçların af kapsamı dışında bırakılmasının önemine işaret ederek;
"af veya ceza indirimi olması halinde adalet müessesi deprem geçirecek, sosyal neticeleri ağır olacak, gelecek kuşaklara da ihanet sayılacaktır. Bunlardan birisi terör suçlarıdır. Bir diğeri çocuk ve kadın katliamcıları, cinsel istismarcı canilerdir. Bir başkası da kasten insan öldüren, bunu da hiç vicdanı sızlamadan yapan katillerdir." dedi.
CEZA İNDİRİMİ ÖNERİYORUZ
Şu anda
cezaevlerinde hükümlü ve tutuklu itibariyle; 45 bin 706 terör suçlusu,
28 bin 274 adam öldürme ve
öldürmeye teşebbüs suçu işleyen, 16 bin 566 cinsel saldırı suçuna karışmış şahıs bulunduğuna dikkat çeken MHP Lideri Bahçeli; "Bunlar bizim hedef kitlemizin dışındadır. Biz bir defalığına infaz sürelerinde şartlı olarak beş yıllık ceza indirimi öneriyoruz. Bu önerimizin dayandığı asıl amil ve esaslar şu şekildedir:
İç barış ve huzur ortamına katkı sağlamak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişte sosyal, ekonomik ve toplumsal kucaklaşmayı bir nebze de olsa sağlamlaştırmak, Cezaevlerinde insani olmayan birikme ve yığılmaları sadeleştirmek, FETÖ’cü hakim ve savcıların adalet ve hukuka vermiş olduğu tahribatları gidermek, Kader mahkumu diye tarif ettiğimiz tutuklu ve mahkumları şartlı da olsa sağduyuyla sahiplenmektir." şeklinde konuştu.
"Teklifimiz ne genel ne de özel aftır."
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli; Tekliflerinin her yönüylme konuşulmasını arzu ettiklerini belirterek; "Türk Ceza Kanunu’nun 65.Maddesi’ni dillendirenler havanda su dövenlerdir. Maksatlı ve yanlı değerlendirmeler yapanlar insanlık vicdanını yok sayanlardır. "
Rahşan affı tekerrür ediyor", "
Çakıcı affı geliyor," nitelikli çoğunluk gerekir, Anayasa Mahkemesi kanunun niteliğine bakar, eşitlik ilkesi doğrultusunda kapsamını emsal kararlarda olduğu üzere genişletir diyenler, acele ve ezbere konuşanlardır. Biz teklifimizin her yönüyle tartışılmasını istiyoruz. Tartıştıkça daha makul ve müstesna neticelere ulaşacağımızı düşünüyoruz.
Merhum Namık Kemal’e atfedilen; “Barika-i hakikat müsadem-i efkardan çıkar”, yani hakikat kıvılcımı fikirlerin çatışmasından çıkar sözünün hasıl olmasını temenni ediyoruz. Peşin yargılarla, ucuz yaklaşımlarla, uçuk yorumlarla mesafe alamayacağımızı, var olan, üzeri örtülen, hasıraltına itilen kabarık meselelerimizi kavrayamayacağımıza inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Devlet Bahçeli Açıklamasını şöyle sürdürdü:"Uyuşturucu konusunda hiç kimse bize ayar veremez"
Bizim şartlı ceza indirimi teklifimizin kapsamında,
terör suçundan hüküm giyenler, kadın, çocuk ve insan kasapları, tecavüz ve istismar suçluları yer almamaktadır. Bunların haricinde şartlı ceza indirimi teklifimizin muhatabı cezaevlerindeki 162 bin 989 kişidir. Diyorlar ki, uyuşturucu tacirleri de kapsam içinde. Diyorlar ki, çete ve organize suç örgütlerine de ceza indirimi getiriliyor. Bir defa, uyuşturucu konusunda hiç kimse bize ayar veremez, söz söyleyemez.TERÖRİSTLERİN AFFI
Milliyetçi Hareket Partisi, zehir tacirleriyle, uyuşturucu baronlarıyla kıyasıya mücadeleyi öneren, kıran kırana uğraşmayı öngören, bunun için her faaliyet ve girişimde bulunan ahlaki bir zihniyete, milli bir zekaya haizdir. Karanlıktan aydınlığı taşlamaya lüzum yoktur. Kalemlerini silah gibi kullanan zavallılar,
teröristlerin affı için düne kadar kuyruğa girmişken, bugün bizi tenkide kalkışmaları münafıklık alametidir. Bize parmak sallanması, aha açığa düştünüz, aha zora girdiniz, teklifiniz patladı, çelişkiye düştünüz ima ve ilanı yapanlar ya utanmalarını aldırmış gerzeklerdir, ya da her şeyi saptırmaktan zevk duyan nöbetçi provokatörlerdir.
Cezaevlerinde uyuşturucu suçundan dolayı 36 bin 212 hükümlü, 14 bin 174 tutuklu olmak üzere toplam 50 bin 386 kişi bulunmaktadır. Bunların çoğu kullanılan, tutsak düşürülmüş, muhtaçlıkları sömürülmüş, vicdanı rehnedilmiş, aklı kiralanmış kişilerdir. Aralarında hakikaten de kader kurbanı olan varsa, nedamet duyan bulunuyorsa, ıslah ve terbiye hali gösterenler çıkmışsa, bunları teklifimizin kapsam dışına alınması ne kadar meşru ve insani olacaktır?
Ne yapalım, bunların hepsini kamyon kasalarına doldurup uçurumdan aşağıya mı yuvarlayalım? "Gaflet çukurunda çırpınan madrabazlar"
Bu insanları topluma kazandırmak için inisiyatif üstlenmeyelim mi? Kanayan yarayı görmezden, duymazdan mı gelelim? Sorarım, uyuşturucu baronlarına ses çıkaramayanların, hasbelkader tuzağa düşmüş, nefsine yenilmiş, mağduriyetten yanlış yollara tevessül etmiş kişilere güç gösterisi yapması ne kadar vicdani ve insanidir?
Baklava çalan çocuğa diklenen, sıra yurt dışına kaçan baklavacı FETÖ’cülere geldiğinde sessiz kalanlar bize ne anlatıyor, neyi işaret ediyor? Uyuşturucuyu değil, uyuşmuş ve uyanmasını dilediğimiz insanlık haysiyetini savunuyoruz. Bu ayrımı yapamayanlar gaflet çukurunda çırpınan madrabazlardır. Eğer bu kategoride bulunanlar şartlı ceza indiriminden yararlanıp dışarı çıkarlarsa, buna karşılık eğer bir kez daha aynı hataya düşerlerse yeniden cezaevine girmeleri de mukadderdir.
Katalog suçlarla ilgili hatırlatmaya ihtiyacımız yoktur.
Teklifimiz konuşulsun, TBMM’de müzakere edilsin. Üzerinde uzlaşma sağlanan suçlarla ilgili gereği yapılsın, toplumsal rahatlama sağlansın. Elbette şartlı ceza indirimi teklifimizin sosyal boyutlarını düşünüyoruz. Elbette suça eğilimli insanlardaki psikolojik etkilerini hesaba katıyoruz. Elbette mağdurların üzerinde yaratacağı olası tramvaları değerlendiriyoruz. Konuya hem kalben hem de aklen yaklaşıyoruz.
Adaletin yerini bulmasını istiyoruz.
Hakkın haklısında olmasını arzuluyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı,
‘kişilere karşı işlenen suçlarda devletin af yetkisi yoktur’, diyor. Devlet, ‘ancak kendisine karşı işlenen suçları affeder’ görüşünü seslendiriyor. Bu yaklaşıma saygı duyuyoruz; ama tartışmalı olduğunu, hukuken temeli olmadığını da biliyoruz.
Devlete karşı işlenmiş suçlar hem bugüne hem de geleceğe karşı ağır bir cürümdür, üstelik milletin tamamına, varlık ve egemenlik haklarının tümüne kast etmektir. Eğer kişilere karşı işlenmiş suçları kişiler affeder veya ceza tenkisatı yaparlarsa o zaman adalet ve hukuka gerek ve ihtiyaç kalacak mıdır? Mesela bir insanı öldüren katil, mağdurların hoşgörüsünü kazansa bile kamu hukuku bu katilin yakasını bırakacak mıdır? Bırakırsa o halde mahkemelere ne lüzum kalacaktır?Bizim için kanun teklifimiz meşrudur, iyi hazırlanmıştır.
hedef ve niyet son derece halistir. Konuşuruz, görüşürüz, tartışırız, eninde sonunda bir çıkış yolu buluruz. Bulmak da zorundayız. Cezaevleri pimi çekilmiş bomba gibidir. Geçmişte yaşanan müessif ve esef verici olaylar henüz tazeliğini korumaktadır. Şunu da özellikle belirtmek isterim ki; kanun teklifimizle ilgili gelişme ve alınan tutumlar Cumhur İttifakı’ndan bağımsızdır.
İttifak başka teklifimiz başkadır. Her mesele kendi mevkiinde, kendi mahrecinde analiz edilmelidir. İttifakla kanun teklifine karşı gösterilecek tavırları birbirine karıştırmamak, fitne imaline yeltenenlere aldırmamak temennimdir, dileğimdir.
MHP LİDERİ DEVLET BAHÇELİ'NİN KONUŞMASININ TAMAMINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ