Miras sürecinde karşılaşılan en büyük sorunlardan biri, bazı mirasçıların diğer mirasçılardan mal kaçırma girişimleridir. Mal kaçırıldığını düşünen mirasçılar, bu durumda hukuki yollara başvurarak haklarını arayabilirler.
MİRASTAN MAL KAÇIRMA NEDİR?
Mirastan mal kaçırma, miras bırakanın ve bazı mirasçıların yasal düzenlemeleri hiçe sayarak miras üzerinde haksız işlemlerde bulunması olarak tanımlanabilir. Miras bırakanın tercihlerine saygı duyulması önemli olmakla birlikte, bu tür işlemler diğer mirasçıların haklarının ihlal edilmesine neden olabilir. Miras hakkı tecavüz edilen mirasçıların mağduriyetine yol açan bu durumlarda, yasal hakların kullanılması son derece gereklidir. Böylece, miras hakkı ihlal edilen mirasçıların mağduriyetlerinin giderilmesi ve adaletin sağlanması amaçlanır.
MİRASTAN MAL KAÇIRMA NASIL TESPİT EDİLİR?
Mirastan mal kaçırma işlemlerini ortaya çıkarmak için en güvenilir yöntem, "mirasın tespiti davası" açmaktır. Bu dava, miras bırakanın tereke üzerindeki tüm işlemlerinin detaylı bir şekilde incelenmesini sağlar. Mahkeme, miras bırakanın gerçekleştirdiği tüm işlemleri ve kayıtları talep eder ve muvazaalı (danışıklı) işlemleri tespit eder. Bu sayede, varislerin haklarını korumak amacıyla yapılan bu dava, kaçırılan malların ve hakların açığa çıkarılmasına yardımcı olur.
Terekenin tespiti davası, özellikle kaçırılan malların haricen tespit edilmesinin mümkün olmadığı durumlarda en etkili yöntemdir. Miras bırakanın ölümünden sonra tereke üzerindeki tüm işlemler, belgeler ve kayıtlar detaylı bir şekilde incelenir. Mahkeme, gerekirse bilirkişi raporları ve tanık beyanları ile durumu değerlendirir. Bu süreçte, miras bırakanın malları başkalarına devretmiş veya mülkleri saklamış olması gibi durumlar tespit edilerek hukuki süreç başlatılabilir.
MİRASTAN MAL KAÇIRMA DURUMUNDA NE YAPILIR?
Muris muvazaası, bir kişinin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla yaptığı bağışları, satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi görünür işlemlerle gerçekleştirdiği hukuki bir yöntemdir. Bu tür muvazaalarda, miras bırakan, mirastan mal kaçırma niyetiyle hareket eder ve mirasçıları aldatmak için yasal bir işlem yapar gibi görünür, ancak aslında bu işlem, murisin gerçek iradesini yansıtmaz. Bu durumda, mirasçılar mirasın adil paylaşımını sağlamak için hukuki yollara başvurabilirler ve muris muvazaasının ortaya çıkarılması için dava açabilirler. Bu şekilde, miras bırakanın gerçek iradesi ve mirasçıların hakları doğru şekilde belirlenebilir. Mirasçılar, bu tür durumlarda haklarını korumak için mirastan mal kaçırma davasına başvurmalıdır.
Detaylı bilgi için aşağıda belirtilen makaleyi inceleyebilirsiniz.
https://www.cbhukuk.com/mirastan-mal-kacirma-muris-muvazaasi/
Muris Muvazaası Davasını Kim Açabilir?
Muris muvazaası davası, miras hakkı çiğnenen her mirasçı tarafından açılabilir. Bu, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın tüm mirasçıları kapsar. Muvazaayı ispat etmek için her türlü delil kullanılabilir. Dava açabilecek kişiler arasında yasal mirasçılar, atanmış mirasçılar ve evlatlıklar yer alır. Ancak, mirası reddeden, miras hakkından feragat eden ve mirastan çıkarılan kişiler bu davayı açamaz.
Mirasçılar, bu davayı bireysel olarak açabilirler. Terekenin iştirak halinde olması, her bir mirasçının diğerlerinin onayını almadan kendi payı oranında “Tapu İptal ve Tescil Davası” açmasına engel değildir. Ancak, mirasçı kendi payı oranında değil de taşınmazın terekeye dönmesini istemişse, dava dışı diğer mirasçıların onayını almak veya tereke temsilcisi ile davaya devam etmek zorundadır.
Bu davayı açarken dikkat edilmesi gereken en önemli husus, mirasçının kendi miras haklarını koruma ve adaleti sağlama amacıyla hareket etmesidir. Mahkemeler, miras bırakanın gerçek niyetini belirlemek ve hakkaniyeti sağlamak için delilleri titizlikle değerlendirecektir.
Mirastan Mal Kaçırma Davası Harçlar
Muris muvazaası temelli tapu iptal ve tescil davaları, dava değerine göre belirlenen nispi harç sistemine tabidir. Bu tür davalarda, genellikle dava sürecinin başlangıcında taşınmazın beyan edilen değeri üzerinden nispi harç ödenir, çünkü davanın açıldığı anda taşınmazın gerçek değeri net olarak bilinmez. Dava ilerledikçe, mahkeme tarafından atanacak bilirkişi aracılığıyla taşınmazın gerçek değeri tespit edilir ve harç miktarı bu değere göre güncellenir, gerektiğinde artırılır.
Kaynak: https://www.cbhukuk.com/