Osmanlı’nın İrlanda Yardımı: Engellenen Merhamet
Recep Yazgan, Osmanlı Devleti’nin 1845-1852 yılları arasında İrlanda’da yaşanan Büyük Kıtlık sırasında yaptığı yardımı hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“İrlanda’da yaşanan kıtlıkta bir milyon insan hayatını kaybederken, Osmanlı Devleti bu felakete sessiz kalmadı. Sultan Abdülmecit, İrlanda’ya 10.000 sterlin yardım göndermek istedi. Ancak İngiliz hükûmeti, Kraliçe Victoria’nın yaptığı 2.000 sterlinlik yardımdan fazla olmasını istemedi ve Osmanlı yardımını 1.000 sterline düşürdü.”
Yazgan, Osmanlı’nın sadece nakit yardımla yetinmediğini, 4.000 sterlin değerinde buğday gönderdiğini ancak İngiliz hükûmetinin bu yardımı Dublin Limanı’na indirilmesine izin vermediğini belirterek şunları yazdı:
“Osmanlı’nın merhameti yine engellenmek istenmişti. Ancak buğday gemileri, 50 km kuzeydeki Drogheda Limanı’na yanaştı ve Osmanlı yardımları İrlanda halkına ulaştırıldı. Bugün bile Drogheda’da Osmanlı’nın bu insanlık örneği unutulmamıştır.”
"TİKA, Osmanlı’nın Merhamet Anlayışını Sürdürüyor"
Yazar Yazgan, Türkiye’nin günümüzde Osmanlı’nın insani yardım geleneğini sürdürdüğünü belirterek, TİKA’nın dünya genelinde yaptığı çalışmalara dikkat çekti.“TİKA, Osmanlı’nın yardım elini günümüzde yaşatıyor. Katarakt ameliyatlarından su kuyularına, erzak yardımlarından sağlık projelerine kadar geniş bir yelpazede faaliyet yürütüyor. Moğolistan’daki Dukalar için ren geyiği, Zambiya’daki balıkçılar için tekneler, Komor Adaları’nda stadyum projeleri TİKA’nın sadece birkaç örneği.”Yazgan, TİKA’nın 2013 yılında ABD’deki Kızılderili kabilelerine yaptığı 200 bin dolarlık yardımın bile Amerikan basınında ve Senato’da tartışma konusu olduğunu vurguladı:“TİKA’nın Oregon’daki 5.000 kişilik Kızılderili kabilesine sağladığı su deposu, okul ve konut projeleri Amerika’da tepkiyle karşılandı. Türkiye’nin yaptığı bu yardım, emperyalist bir zihniyetin değil, Osmanlı’dan gelen merhamet anlayışının bir sonucuydu.”"28 Şubat’ta Merhameti Unutanlar Oldu"
Yazgan, 28 Şubat 1997’de yaşanan post-modern darbe sürecinde, merhametin nasıl göz ardı edildiğini de hatırlattı.
“O gün Milli Güvenlik Kurulu toplantısı tam 8 saat 45 dakika sürdü. Necmettin Erbakan, ağır sanayi hamlesini, kalkınmayı ve yoksullukla mücadeleyi anlatırken, dışarıda çaresiz bir anne kendisini trenin önüne atarak hayata veda etti.”
Recep Yazgan, Erbakan’ın bu trajik olaya verdiği tepkiyi şu sözlerle aktardı:
“Toplantı çıkışında Erbakan’a ‘Ne düşünüyorsunuz?’ diye sorulduğunda, o sadece şunu söyledi: ‘Şu an kendisini trenin önüne atarak canına kıyan kadını düşünüyorum. Çaresizliğine çare olamadığımız anneye üzülüyorum.’”
"Erdoğan’ın Küresel Merhamet Politikası"
Yazgan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Osmanlı’nın insani yardım anlayışını modern çağa taşıyan liderlerden biri olduğunu ifade ederek, Türkiye’nin 2003’ten itibaren küresel bir yardım misyonu üstlendiğini söyledi.“Erdoğan’ın Afrika’ya açılan yardım eli, Osmanlı’nın vakıf kültüründen farksızdır. Yüzlerce STK’nın da katkısıyla Türkiye, Afrika’da açlığa, susuzluğa ve salgın hastalıklara karşı mücadelede ön saflarda yer aldı.”Recep Yazgan, Erdoğan’ın 2013 yılında Gabon Parlamentosu’nda yaptığı konuşmanın merhamet anlayışını yansıttığını vurgulayarak şunları ekledi:“Tarih, Afrika’nın elmaslarını, altınlarını, yer altı zenginliklerini hatta insanlarını alan, geride kalanları yoksulluğa terk edenlere hesabını mutlaka soracaktır. Osmanlı Devleti, Afrika’da asla emperyalist duygularla hareket etmemiş, daima sömürünün karşısında durmuştur.”"Dünyayı Merhamet Yönetmeli"
Recep Yazgan, yazısını merhametin dünya düzenindeki en önemli güç olması gerektiğini vurgulayarak bitirdi:“Tarih, sadece güçlüyü değil, merhametli olanları da hatırlar. Osmanlı’dan Türkiye’ye uzanan yardım eli, çıkar gözetmeksizin mazlumun yanında durmaya devam etmelidir. Dünyayı yeniden merhamet yönetmelidir.”Yazarın Malalesi İçin: TIKLA