Uluslararası Minimal İnvaziv Kardiyotorasik Cerrahi Derneği üyesi Prof. Dr. Serkan Durdu, robotik cerrahinin kalp ameliyatlarında sağladığı avantajlara dikkat çekti. Geleneksel açık kalp ameliyatlarına kıyasla daha küçük kesilerle gerçekleştirilen operasyonlar, hastaların konforunu artırırken iyileşme sürecini hızlandırıyor.
Prof. Dr. Durdu, "Da Vinci Robotik Cerrahi Sistemi gibi teknolojiler, minimal invaziv cerrahiyi bir üst seviyeye taşıyor. Bu sistem sayesinde hastalar daha az ağrı hissediyor, enfeksiyon riski azalıyor ve iyileşme süreci hızlanıyor." dedi.
Gelişmiş Tekniklerle Daha Güvenli Müdahaleler
Robot destekli cerrahinin kısmi üst sternotomi gibi minimal invaziv tekniklerle birleşmesi, hasta konforunu önemli ölçüde artırıyor. Daha az kanama, daha küçük yara izleri ve daha kısa hastanede kalış süresi gibi avantajlar sağlayan bu yöntemler, cerrahi hassasiyeti artırarak komplikasyon riskini de azaltıyor.
Prof. Dr. Durdu, "Bu teknikler sayesinde hastalar kısa sürede normal yaşamlarına dönebiliyor ve cerrahlar daha güvenli müdahaleler yapabiliyor." ifadelerini kullandı.
Başarı Oranları Yüzde 98’e Ulaştı
Robot destekli minimal invaziv cerrahinin etkinliği üzerine yapılan araştırmalara değinen Prof. Dr. Durdu, mitral kapak tamiri ve değişimi ameliyatlarında başarı oranlarının yüzde 97-98 seviyelerine ulaştığını belirtti.
"Bu yöntemle yapılan ameliyatlar, hastaların daha çabuk toparlanmasını ve günlük yaşamlarına daha hızlı dönmesini sağlıyor." diye ekledi.
Geleceğin Cerrahi Yaklaşımı
Robotik cerrahinin yaygınlaşmasıyla birlikte minimal invaziv cerrahinin kalp cerrahisindeki rolünün giderek güçlendiğini vurgulayan Prof. Dr. Durdu, şunları söyledi:
"Robotik ve transkateter kapak değişimi gibi yenilikçi yöntemlerle birlikte değerlendirildiğinde, bu tekniklerin gelecekte cerrahinin standart yaklaşımı olacağını öngörüyoruz. Robotik cerrahinin sunduğu avantajlar sayesinde, kalp cerrahisinde daha az invaziv ve hastalar için daha güvenli çözümler üretilmeye devam ediyor."
Teknolojik gelişmelerin, cerrahların başarı oranlarını artırırken hastaların daha konforlu bir tedavi süreci yaşamasına imkanı sağladığı belirtiliyor.