Samsun'un önemli tarihi yapılarından biri olan Taşhan, yapılan restorasyon çalışmaları ve eklenen modern unsurlarla gündemde. OMÜ Eski Öğretim Görevlisi ve Şair-Yazar M. Halistin Kukul ile yapılan röportaj, Taşhan'ın son durumu ve tarihi dokusunun korunması konusundaki tartışmaları gündeme getirdi.
Tarihi Taşhan'ın Restorasyonu ve Modern Dokunuşlar
Samsun'un Saathane Meydanı ile Buğday Pazarı arasında yer alan Taşhan, birkaç sene önce yapılan restorasyonla yeniden hizmete açıldı. Restorasyonun çevre düzenlemesi ve modern unsurları içermesi, bazı çevrelerce olumlu karşılanırken, tarihi dokunun korunması gerektiğini savunanlar tarafından eleştiriliyor. Taşhan ile ilgili olarak, hakkında en çok yazı yazıp, bir an önce hizmete sunulmasına gayret edenlerden biri olan OMÜ E. Öğretim Görevlisi Şâir-Yazar M. Halistin Kukul’la görüştük.
KORUMAYA ALINMALIDIR
Üzerinde, takriben yirmi beş seneyi aşan bir zamandır görüşler ileri süren M. Halistin Kukul; önce, 17 Ocak 2024’te, sitemizde yayınlanan “
TÜRKİYE TAŞHANLARI VE T(ı)RABZON TAŞHANI” başlıklı yazısına atıfta bulunarak şöyle dedi: “Türkiye’mizin birçok yerinde değişik adlarla hanlar ve Taşhanlar vardır. Bir tarihî eserin hangisi olursa olsun; ister çeşme, ister câmi, ister kilise havra olsun, mutlaka ciddî bir korumaya alınmalıdır. Ancak, yapılan tamiratları gördükçe, arzu edilen bir korumanın mevcut olmadığıdır.”
M. Halistin Kukul'un EleştirileriKUKUL, Türkiye’deki Taşhanlar içinde en çok bu
Taşhan hakkında yazı yazdığını ve onun hakkında konuştuğunu, bugün görünen hâlinin ise, sâdece ‘görünüş’ olarak cezbedici olduğunu ve aslından, çok, hem de pek çok uzaklaştırıldığını ifade ederek şöyle dedi: "Samsun TAŞHAN,
Mahmut bin Ali Paşa Vakfı’dır. Mahmut bin Ali Paşa Vakfiyesi’ne göre de, vakfedilme tarihi, 1508 veya 1509’dur. Hâlbuki, bu, İl Kültür Müdürlüğü gibi, devletin bâzı resmî kayıtlarında bile 17. Yüzyıl olarak yazılıdır. Bu, çok hüzün verici bir durumdur.”
Tarihi Dokunun Korunması TartışmasıKukul, Taşhan'ın restorasyon sürecinde yapılan değişikliklerin tarihi dokuya zarar verdiğini iddia ediyor. Kukul, tarihi eserlerin korunması gerektiğini vurgulayarak, Taşhan'ın restorasyon sürecinde yapılan yanlışlıklara dikkat çekiyor. Ayrıca, Taşhan'a asansör eklenmesini eleştirerek, tarihi yapılara modern unsurların eklenmesinin doğru olmadığını savunuyor.
“Siz, tarihçi hatta sanat tarihçi değilsiniz. Peki, Taşhan üzerinde niçin bu kadar duruyorsunuz?”Kamuoyunun Tepkisi ve BeklentileriTaşhan'ın restorasyonu ve modernizasyonu, Samsun'da ve genel olarak tarihi yapıların korunması konusunda farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Kamuoyu, tarihi yapıların korunarak gelecek nesillere aktarılmasını beklerken, modern ihtiyaçlara uygun hale getirilmesi konusunda da dengeli bir yaklaşım talep edilidiğini belirterek şunları söyledi:
Tarihî doku tamamen bozulmuş“Bunları görmek için tarihçi, sanat tarihçi veya mîmâr olmaya lüzum yoktur. Biraz olsun, tarihimizi, kültürümüzü, medeniyetimizi , dilimizi, dinimizi, an’anelerimizi bilmemiz ve sevmemiz yeterlidir. Gözün gördüğünü söylüyorum. Hangi malzeme kullanılmıştır, o başka mevzu... TAŞHAN’a giriniz. Bir de, evvelki (25 sene evvelki) perişan olmasına rağmen,’anayapıyı’ mukayese edeniz. Israrla söylüyorum, ‘merdivenleri’ hâriç, hiçbir ilgisi, müşterek noktası mevcut değildir. Tarihî doku tamamen bozulmuştur.
M. Halistin Kukul, bir sorumuz üzerine şunları söyledi: “asansör” kelimesi F(ı)ransızca bir kelimedir. Yâni bize mahsus değil. 1509 yılında vakfedilen- ki, yapım tarihi bilinmiyor, araştırılmalıdır- bir zemin ve üst katı bulunan, bu Türk-İslâm eserinde asansör bulunabilir mi? Leon Edoux adlı bir Fransız mühendis, 1867 yılında yaptığı böyle bir âlete ascenseur/asansör adını vermiş!.. Ne zaman vermiş? 1867’de, vermiş!..Bu asansörü, kendinden 358 sene önce yapılan Taşhan’a nasıl tatbik edebiliriz? Ayrıca; sözünü ettiğiniz makalemde de belirttim: Üstelik, bu tamirat için, (ALTI MİLYON TÜRK LİRASI) da harcanmış!..Öyle bir tarihî eser ki, kapısında bir ‘künyesi” bile yok!..Üzülmez misiniz, acımaz mısınız!?”
SonuçSamsun Taşhan'ın restorasyonu, tarihi mirasın korunması ve modernleştirilmesi arasındaki dengeyi bulma konusunda önemli bir örnek teşkil ediyor. Tarihi yapıların korunması ve günümüz ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi, hem yerel yönetimlerin hem de tarihçilerin ve halkın ortak sorumluluğunda yer alıyor.KAYNAK: KAPSAMHABER