Samsun Akademik Odalar Birlikteliği (SAOB), Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay'ın hapis cezasıyla ilgili süren yargı sürecinde yaşananları eleştirdi. Yargıtay’ın, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ‘hak ihlali’ kararına uymayarak Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesini talep etmesi, yargı içindeki çekişmeleri gündeme taşıdı.SAOB Sözcüsü Cevat Öncü, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasındaki gerilimi kaygı verici olarak nitelendirdi. Öncü, "Anayasayı koruyup gözetmekle yükümlü olan Anayasa Mahkemesi hakkında suçlayıcı ve yargılanmasını da talep eden, anayasal düzeni yok sayan kararı kabul edilemez buluyoruz" dedi.
Atalay, Gezi Davası kapsamında 18 yıl hapis cezasına çarptırılmış, AYM ise hak ihlali kararı vermişti. Ancak, Atalay tahliye edilmedi ve dosya Yargıtay'a geri gönderildi. Yargıtay, AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesini istedi.SAOB’un Kasım ayı olağan toplantısında konu, İnşaat Mühendisleri Odası’nda Samsun Barosu Başkanı Av. Pınar Yıldıran ve SAOB Kurucularından Av. Kerami Gürbüz tarafından paydaşlara aktarıldı. SAOB, basın açıklaması yaparak duruma tepki gösterdi.Öncü, yaşanan olayların hukuka olan güveni zedeleyebileceğini belirterek, "Bu konunun en kısa sürede hukuka uygun şekilde çözülmesini bekliyoruz" ifadesini kullandı.Toplantıda ayrıca, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları da ele alındı. Öncü, "İsrail, tüm dünyanın gözü önünde, uluslararası hukuka ve insanlığa sığmayan şekilde insanlık suçu işliyor" diyerek, bölgede silahların susturulmasını temenni etti. Bu açıklama, SAOB'un sadece yerel konulara değil, uluslararası sorunlara da duyarlılığını gösteriyor.SAOB'un bu duruşu, sadece yerel adalet meselelerine değil, aynı zamanda uluslararası sorunlara da duyarlı bir yaklaşım sergilediğini gösteriyor. Cevat Öncü'nün vurguladığı gibi, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırıları, insan hakları ihlallerinin ve uluslararası hukukun göz ardı edilmesinin ciddi bir örneğidir. SAOB, bu saldırıları kınayarak, sadece ulusal değil, aynı zamanda global adalet ve barışın savunucusu olarak da pozisyonunu belirginleştirmiş oluyor.
