Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli bugün yaptığı grup toplantısında; Yukarı Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında 25-26 Şubat 1992 tarihlerinde Azerbaycan Türklüğü tarihin ibretle kaydettiği zulüm ve saldırılara maruz kaldığını söyledi.
Rusların destek ve kışkırtmasıyla harekete geçen Ermeni çetelerin masum canlara kast ettiğini, insanlık değerlerini yok saydığını belirten Bahçeli; 'Dost ve kardeş ülke olan Azerbaycan’ın egemenlik hakları ihlal edilmiştir. Türk toprakları Rus ve Ermeni saldırganlığıyla kirletilmiştir.'dedi.
Bahçeli; 'İster Azerbaycan, ister Doğu Türkistan, ister Türkmeneli, isterse de Bayır-Bucak olsun, Türklük gurur ve şuurunun, İslam ahlak ve faziletinin son ferdimize kadar davacısı olacağız.'dedi.
Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sinin işgal atında bulunması ne hikmetse hiç kimseyi rahatsız etmediğini ifade ederek; Uluslararası hukukun 24 yıldır çiğnendiğinie, buna karşılık dünyanın sessiz kaldığını söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:
Karabağ meselesinin çözümü amacıyla kurulan ‘MİNSK’ üçlüsünün yıllardır Azerbaycan’ın haklı ve meşru davasını savsakladığı, zamana yayarak oyaladığı ortadadır. Bize göre, Yukarı Karabağ sorunu Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü içinde muhakkak çözülmeli ve hak yerini bulmalıdır.
Hınçak kafası, Taşnak mantığı, Asala gözlüğü, Rus dayatması barışçıl taleplerin önündeki en bariz engeldir. Bir kez daha söylemeliyim ki, Hocalı’nın Türk kimliğini hiçbir güç silemeyecektir.
“Dünya kuru bir ses, gam çekmeye değmez. Yüz yüz yiten olsa, bir bin de biten var. Şükreyleyelim ki, bizden hem önce hem sonra vatan var.” Diyorum ki, Hocalı vatandır, dün var olmuştur, gelecekte de var olacaktır.
Bu düşüncelerle Hocalı katliamında hayatlarını kaybeden soydaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, benzeri acıların tekerrür etmemesini içtenlikle niyaz ediyorum.
Rusların destek ve kışkırtmasıyla harekete geçen Ermeni çetelerin masum canlara kast ettiğini, insanlık değerlerini yok saydığını belirten Bahçeli; 'Dost ve kardeş ülke olan Azerbaycan’ın egemenlik hakları ihlal edilmiştir. Türk toprakları Rus ve Ermeni saldırganlığıyla kirletilmiştir.'dedi.
Hocalı’da katledilen Türklüktür.
Hocalı’da hedef alınan Türk’ün hayat ve varlık hakları olduğunu kaydeden Devlet Bahçeli: Azerbaycan’ın kopmaz parçaları olan; Kelbecer, Laçin, Kubatlı, Zengilan, Cebrail, Füzuli ve Ağdam’da nice kıyım ve dramlar yaşanmıştır. Hocalı’da çocuk, kadın ve yaşlı demeden 613 soydaşımızın canına kast edenleri Türk milleti asla affetmeyecek, eğer varsa insanlık vicdanı unutmayacaktır. Unutsa bile emin olun biz unutturmayacağız. Türk’ün mührünü tarihin alnına vuran aziz ecdadımıza mahcup olmamak için ne gerekiyorsa yapacağız. Bedelse, ödeyeceğiz. Çileyse, çekeceğiz. Fakat Türk’ün namus ve şerefini kesinlikle yere düşürmeyeceğiz.'dedi.Bahçeli; 'İster Azerbaycan, ister Doğu Türkistan, ister Türkmeneli, isterse de Bayır-Bucak olsun, Türklük gurur ve şuurunun, İslam ahlak ve faziletinin son ferdimize kadar davacısı olacağız.'dedi.
Hocalı’da etnik temizlik yapanlar hala işbaşındadır.
Bahçeli: 'Hocalı’da yuva yıkan, yurt yakan, eziyet ve işkenceleri bir yöntem olarak kullanan zalimler emellerinden hala bir şey kaybetmemiştir. Sözde Ermeni soykırım şakşakçılarının Hocalı’yı ağızlarına almaması, bir milyon kardeşimizin mağduriyetine gözlerini yummaları pek nadir göreceğimiz bir ikiyüzlülüktür. Küresel adalet Hocalı’da batmış, taktığı maskesini de düşürmüştür. İnsan hakları lobileri, özgürlük ve demokrasi havarileri, felçli halde bulunan uluslararası toplum bugüne kadar Hocalı’yı yok saymıştır. Çünkü ölen, yaralanan, kaybolan, vatanını kaybeden Türk’tür. Aynı işgüzarlık Balkanlar’da yaşanmış, Bosna’da görülmüştür. Aynı çifte standarda Kaşgar, Kerkük, Musul, Tuzhurmatu ve Türkmen Dağı’nda şahit olunmuştur.' diye belirtti.Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sinin işgal atında bulunması ne hikmetse hiç kimseyi rahatsız etmediğini ifade ederek; Uluslararası hukukun 24 yıldır çiğnendiğinie, buna karşılık dünyanın sessiz kaldığını söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:
Bu örtülemez çelişki devasa boyutlara ulaşmıştır.
Ermenistan silahlı unsurları Karabağ etrafındaki yedi reyondan önşartsız geri çekilmeden, burada Azerbaycan egemenliği yeniden tesis edilmeden Kafkaslara huzur gelmeyecektir.Yukarı Karabağ’ın esaret altına alınmasından sonra mülteci durumuna düşen soydaşlarımız evlerine dönmeden, topraklarına kavuşmadan ve zararlarının ödenmesi sağlanmadan Hocalı’nın yarası devamlı kanayacaktır.Karabağ meselesinin çözümü amacıyla kurulan ‘MİNSK’ üçlüsünün yıllardır Azerbaycan’ın haklı ve meşru davasını savsakladığı, zamana yayarak oyaladığı ortadadır. Bize göre, Yukarı Karabağ sorunu Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü içinde muhakkak çözülmeli ve hak yerini bulmalıdır.
Hınçak kafası, Taşnak mantığı, Asala gözlüğü, Rus dayatması barışçıl taleplerin önündeki en bariz engeldir. Bir kez daha söylemeliyim ki, Hocalı’nın Türk kimliğini hiçbir güç silemeyecektir.
Hocalı Türk’ün öz yurdudur ve Türk’tür.
“Hepimiz Ermeni’yiz” beyanıyla milletini ve vatanını inkar etmiş köksüzlerin bunu anlaması zaten beklenmeyecektir. Onlar her fırsatta döviz ve pankart açıp Ermeni çetelerine isimlerini yazdırmaya devam etsinler. Yıllardır yaptıkları da budur. Biz de Türk milletinin tarafında, Turan coğrafyasının safında tarihi doğruları eğmeden bükmeden, hiçbir korkuya kapılmadan haykıracak, zulme ortak olanlarla son nefesimize kadar mücadele edeceğiz. 13 Şubat 2009 tarihinde kaybettiğimiz Azerbaycan Türklüğünün zirve isimlerinden şair ve yazar Bahtiyar Vahapzade bakın ne diyordu:“Dünya kuru bir ses, gam çekmeye değmez. Yüz yüz yiten olsa, bir bin de biten var. Şükreyleyelim ki, bizden hem önce hem sonra vatan var.” Diyorum ki, Hocalı vatandır, dün var olmuştur, gelecekte de var olacaktır.
Bu düşüncelerle Hocalı katliamında hayatlarını kaybeden soydaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, benzeri acıların tekerrür etmemesini içtenlikle niyaz ediyorum.